CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş'taki bir otelde düzenlenen iftar programında, ramazanın değerini bilmenin herkesin ortak amacı olduğunu dile getirdi.

Herkesin huzur içerisinde yaşadığı, geleceğe güvenle baktığı bir Türkiye'yi inşa etmenin sadece siyasetçilerin değil herkesin ortak görevi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, birlikte yaşama kararlılığı için güçlü bir sosyal devletin oluşturulması gerektiğine değindi.

Bir kişinin yatağına aç girmesine kimsenin razı olamayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, sosyal devletin gerekliliğine dikkati çekerek, "Hiç kimsenin bu ülkede 'Ben kimsesizim' dememesi gerekir. Aç kaldığımda, işsiz kaldığımda, çocuğuma harçlık veremediğimde, 'devlet yanımda olacak' diyebilmeliyiz. Peki, sosyal devlet nasıl olacak? Asgari ücret, bir insanın en azından bir ay daha geçinebileceği rakamdır. Bizim düşüncemize göre sosyal devlette, asgari ücretlinin en az net 2 bin 200 lira alması lazım. Net diyorum çünkü vergi alınmaması lazım" diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, bugün 1 milyon 644 bin emeklinin bin 500 liranın altında maaş aldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Sosyal devletin gereği olarak asgari bir yaşam standardını yakalamak zorundayız. Sosyal devletin önemli görevlerinden bir diğeri işsizlik. Bir ailede işsiz varsa o ailede huzur yoktur. Düşünün çocuğunuzu okula gönderiyorsunuz, üniversiteyi bitiyor, boğazınızdan kesip 'benden daha iyi bir yaşam standardını yakalayacak' diyorsunuz. Eğer yakalayamazsa bunu ve işsiz kalırsa anne ve baba perişan oluyor. Bugün 7 milyonu bulan işsizimiz var. Bunların tamamına iş bulmamız lazım. Eğer bu memlekette huzur arıyorsak işsizliğin olmaması lazım. Makul düzeyin üzerine çıkan işsizlik rakamı sosyal devlet açsından bir yaradır. Bir ülkede huzurun sağlanması adına işsizliğin mutlaka bir şekilde önlenmesi lazım."

ORTADOĞU BARIŞ VE İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Türkiye'deki huzurun sağlanması için bazı gerekliliklerin bulunduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Eğer biz kendi ülkemizde barışı ve huzuru savunuyorsak Ortadoğu'ya bakmamız ve oradaki gözyaşını, kavgayı durdurmamız lazım, Ortadoğu'da Müslüman kanının akmaması lazım. Bunun için de Türkiye'nin yeni bir dış politikaya ihtiyacı var. Kavgadan uzak bir politikaya ihtiyacı var. Suriye, Irak, İran ile bir araya gelip dörtlü Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurmak lazım. Tıpkı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurmak lazım. Kurduğumuz zaman şu olacak, bizim iş adamlarımız İran'a, Suriye'ye ve Irak'a gidecek. Tüm büyük ihaleleri bizim iş adamlarımız alacak. Suriyeli kardeşlerimizi, evlerini barklarını yaptıktan sonra göndereceğiz, 'gidin kardeşim, oturun orada evinizi, yolunuzu yaptık, buradan ayrılın ve oraya gidin. Yine iki dost ülke olarak, ilişkimizi sürdürelim' diyeceğiz.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye biz aslında akraba bir devletiz. Bu devletlerde Türkmenler, Araplar, Kürtler var. Dolayısıyla zaten akrabayız. Ortak tarihimiz ve kültürümüz var. Biz tüm Ortadoğu'yu tüm egemen güçlerin at oynattıkları yerden çıkarmalıyız, bunun adı da kısa adı OBİT'tir. Yani Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'dır. Bunu kuracağız ki bu memlekete huzur gelsin. O zaman ne Irak'tan, ne Suriye'den ne de başka bir ülkeden bize yönelik terör hareketleri de olmayacak. Burada Rusya'nın ABD'nin ne işi var diyeceğiz. Bu 4 ülke bir araya gelip sorunlarını çözemeyecek mi? Böylece Suriye ve Irak konusunda da İran konusunda da bölgede lider ülke olma, bölgede yıldız olma pozisyonuna  Türkiye'yi taşımış olacağız."

Kılıçdaroğlu, her zaman olduğu gibi ramazan süresince yoksullukla mücadelede insan onurunun ıskalanmaması gerektiğini söyledi.

Yoksulluğu afişe etmek, pazarlamak, tüm mahalleye ilan etmek gibi gelişmelerin Türkiye'nin kültürüne de inancına da yakışmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, o yüzden yoksullukla mücadelede sağ elin verdiğini sol elin görmemesine dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi.

AİLE SİGORTASINI İSTEYİN

Yoksullukla mücadelenin önemini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Özellikle annelere sesleniyorum, aile sigortasını isteyin. Bazen yoksullara yardım yapılıyor, yapılması gerekir mi yapılabilir ama o ailenin ihtiyacını en iyi kendisi bilir. O aile illa makarnaya mı ihtiyacı olacak. Herkes gibi gidip onlar da gidip istedikleri yerden alışveriş yapabilmeli. O yüzden yoksul ailelerin hesabına ayda bin lira yatıracağız, kadın gidecek aylığını çekecek. Tıpkı memur, işçi ve emekli gibi. Şu an biz 5 belediyemizde bunu yapıyoruz. Aylık 600'er lira yatıyor hesaplarına kadınlarımız, kimse bilmiyor onların yoksul olduğunu. Gidip kendi ihtiyaçlarını karşılıyorlar." ifadesini kullandı.

TEKNOLOJİ LİSELERİ

Kılıçdaroğlu, fakirliğin bir sebebinin de eğitimsizlik olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bir kişi eğitimliyse ve mesleği varsa fakirlik o kapıya pek yanaşmıyor. O yüzden eğitimi yeniden dizayn etmek zorundayız. Bizim çocuklarımız neden niteliksiz okullara gitsin. Hangi anne veya baba bunu ister? O zaman yapmamız gereken şu: Gerekirse boğazımızdan keseceğiz, çocuklarımız en iyi okula gidecek ve en iyi öğretmenlerden eğitim alacak. OSB'nin sayın yöneticileri de burada. Hangi OSB'ye gitsem ilk söylenen şey nitelikli ara eleman bulamamak, bundan şikayet ediliyor. Bunun için bir proje geliştiriyoruz. Tüm organize  sanayi bölgelerinde teknoloji liselerini kuracağız. Bu liselerin müfredatını Milli Eğitim Bakanlığı, yönetimini ise OSB ile MEB birlikte yapacak. Hangi alanda elemana ihtiyaç duyuluyorsa ona göre sınıflar açılacak.

Eğitim süresi 6 yıl olacak. Çocuklarımız 3 yıl okuyacak, bunun sonunda stajını yapacak, mühendisi, usta başını ve patronu görecek. Çalıştığı süre içerisinde sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Mezun olduğunda da zaten işi hazır olacak. Böylelikle siz de 'Allah razı olsun' diyeceksiniz, çocuk da anne babası da hemen iş bulabildiği için 'Allah razı olsun' diyecek. Bunu yapmak zorundayız, yapmazsak Türkiye'yi büyütemeyiz. Büyüteceğiz Türkiye'yi. Devasa ve güzel bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Ayrıca bu teknoloji liselerinin tamamı yatılı olacak. Ailelere hiç bir yük gelmeyecek."

Türkiye'nin süratle katma değeri yüksek ürünler üretmesi gerektiğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bunları üretemezse Türkiye ancak başkalarının ürettiği katma değeri yüksek ürünleri tüketen ülke olur. Biz kalkarız 15 tır makine halısı yapar göndeririz, o bir çanta cep telefonuyla gelir sizden daha fazla kar elde eder. Bir süre sonra da zaten makine halısına ihtiyaç olmaz. Sanayicinin de siyasetçinin de önümüzdeki 100 yılı görmesi lazım." diye konuştu.

ÜRETİM EKONOMİSİ

Türkiye'de üretim ekonomisiyle ilgili ciddi bir sorun bulunduğunu, buna karşılık CHP olarak projeleri olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Teşvikle üretim ekonomisi yapacağız. Bir KOBİ düşünün, şartımız  bir iş yerinin vergi ve sigorta prim borcu olmayacak. Düzenli vergisini ve sigorta primini ödemek şartıyla, ödediği vergi ve sigorta primi kadar ona bir yıl süreyle sıfır faizli kredi vereceğiz. Burada karlı çıkan devlet aslında. Bunu yaptığımız zaman devlet vergisini ve sigorta primini zamanında toplayacak. Herkes getirip bankaya yatıracak. Niçin? Bir yıl sonra sıfır faiz kredi olacak, işçi istidam edecek, işini büyütecek. Daha çok kar elde edecek. Devlet daha fazla vergi alacak. Kayıt dışı çalışmayacak. İşçiyi sigortalı gösterecek, ödemesini de zamanında yapacak, kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldıracağız. Ödenmeyen vergi ve sigorta primi kadar devlet gidip borç dolar almayacak."

MUHTARLIK KANUNUNUN OLMASI LAZIM

Türkiye'nin yeni bir değişime ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bu treni Türkiye'nin kaçırmaya hakkı yoktur. Bu treni yakalamak zorundayız. Çocuklarımız için yakalamak zorundayız. Bunun sağı-solu da yoktur. Sağ ve sol kavramları 21'inci yüzyılda artık sona ermiştir ama bizimkilerin hala haberi yoktur. Sağ-sol kavramı 17'nci yüzyılın kavramıdır. 17'nci yüzyılın kavramlarıyla 21'inci yüzyılın sorunlarını çözebilir misiniz? Çözemezsiniz, dünya değişti. Biz hala yerimizde duruyoruz. Değişeceğiz ve dönüşeceğiz. Kendi kültürümüz var." şeklinde konuştu.

Anadolu'da yapılan ilk seçimin muhtarlık seçimi olduğunu, siyasi partilerden çok daha önce 1833'te Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde muhtarlık seçimi yapıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, bu ülkede, bu topraklarda demokrasiyi başlatan muhtarların kurumsallaştırılması gerektiğini belirtti.

Muhtarlıkla ilgili fikirlerini açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir muhtarlık kanunun olması lazım. Muhtarlığın bir yeri ve elemanının olması lazım. Başlangıçta bu elemanı belediyenin vermesi lazım. Bizim belediyelerin olduğu yerde biz muhtarlara birer eleman tahsis ediyoruz. Ama tahsis etmek yetmez, bunun zorunlu kılınması lazım. Muhtarlığın bir bütçesinin olmazı lazım. Emlak vergisinin yüzde 1'i muhtarlara verilirse ne olur? Kıyamet mi kopar? Niye istemiyorsunuz?" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, ülkedeki bütün sorunları bitirmek için 5 yıl yetki istediklerini de sözlerine ekledi.

Konuşmasının ardından Kemal Kılıçdaroğlu'na, Kahramanmaraş Kadın Platformu ve Kadın Girişimciler Derneği Kibar Özdemir, bir tablo hediye etti ve kadınların sorunları hakkında hazırlamış olduğu dosyayı takdim etti.

Programa, Millet İttifakına ortak partilerin il ve ilçe başkanları ile milletvekili adayları, STK Başkanları ve muhtarlar katıldı. 

Editör: Haber Merkezi