Koalisyon mu, erken seçim mi? Soruları gündemi meşgul ederken, diğer yandan milletin yüreğini yakan terör olayları devam ederken, AK Parti İl Başkanı Metin Doğan ile süreçle ilgili konuştuk.

Törer ülkenin ve bu topraklarda yaşayan insanların öncelikli meselesiydi. Ki terörü lanetlemeyen, destekçisi HDP’yi kınamayan, teröre arka çıkan bazı basın organları kadar Paralel Yapı’nın da içinde olduğu terörü ve elebaşılığını yapanları konuştuk.

Biz sorduk o cevap verirken, bir azınlık, yoksa seçim hükümeti mi idi beklentileri.

İşte AK Parti İl Başkanı Metin Doğan’ın cevabı; “Siyasi parti liderleri ile görüşmelerde sona gelindi. Önce CHP,  arkasından MHP ile görüşmeler devam etse de, MHP lideri Devlet Bahçeli kapıları kapattı, yokum dedi. Tabi Türkiye’nin hükümetsiz kalması mümkün değil. Görüşmelerden netice çıkmaz ise, demokrasilerde başvurulacak yegâne kaynak ve güç halktır. Halkın hakemliğine başvurulur. Hakemin kararına göre hareket edilir. Biz tabi ki halkın iradesine saygı duyuyoruz. Bu irade çerçevesinde bir koalisyon hükümeti kurulmasını can-ı gönülden arzu ediyoruz. Sayın genel başkanımız bunu samimi bir şekilde defalarca ifade etti. Şu da gerçek, halk yüzde 41 oy vererek icraatlarımızı onayladı ve bizi 1. parti yaptı. 13 yıldır ülkenin siyasi ve demokratik kazanımları var. Yüzde 41 renginin, seçim vaatlerinin hakim olduğu bir hükümeti tabi kurarız. Bu hükümet de halka hizmete devam eder. Ama azınlığın çoğunluğa tahakkümünü doğuracağı bir hükümette yer almamız mümkün değil. Başka alternatiflerden de müspet bir sonuç çıkmaması halinde, sandığa gidilir ve halkın hakemliğine başvurulur.”

ERKEN SEÇİMDE OYLARDA TIRMANIŞ OLUR MU?

Malum, 7 Haziran genel seçimlerinde Kahramanmaraş’ta parti yüzde 7,5 oy kaybetti. Bir muhtemel erken seçimde, AK Parti kaybettiği oyları yeniden toparlayabilir, emanet oylar geri döner, yeniden birinci parti olabilir miydi? Bu meselede ne düşünüyordu.

Başkan Metin Doğan şunları söyledi; “Erken seçimde,  halkın AK Partiye teveccühünün artacağına inanıyorum. Seçimden sonra sürekli geziyoruz. Halktan kopmuş değiliz. Beraberiz her zaman. Halkın bize güveni, teveccühü sürüyor. Sözünü ettiğiniz o düşüş, aslında çok büyük bir oy kaybı sayılmaz. Ben AK Parti adına siyaset yapan arkadaşlarımızın başarılı olduğuna inanıyorum. Gurup Başkanvekilimiz Mahir Ünal,  milletvekillerimiz, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarımız ve teşkilat olarak, bir orkestranın uyumu çerçevesinde ahenkle, uyumla hareket ediyoruz. Zaten bu oyum sonucu çok güzel eserler ve hizmetler ortaya çıktı, çıkıyor. Bu birlikteliğimiz Ankara’da da yankı buluyor. Yarım projelerin tamamlanması, yeni projelerin hayata geçmesinde çok ciddi mesafeler kat ettik. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

MİLLETVEKİLİ OLMAK DÜŞÜNCESİNDE VAR MI?

Senelerdir teşkilatın içinde. Emeği var. Kamuoyu da çabalarının karşılığı olarak kendisini mecliste görmek isterken, erken seçimle birlikte, yeni oluşacak adaylar içerisinde yer alacak mı? Kaldı ki herkes bunu hak ettiği fikrinde mutabık iken, beklentisi var mıydı, ne düşünüyordu?

Doğan, sorumuza gülümseyerek cevap verdi; “Biz makam mevki, ya da başka bir yerde koltuk için bu görevlere talip olmadık. Amacımız partimize ve insanlara hizmet. AK Parti bir dava, kadro hareketi. Şu an bize verilen görev il başkanlığı, bunu layıkı ile yapmaya çalışıyor, bunun mücadelesini veriyoruz. Henüz koalisyon, hükümet kurma çalışmaları sürerken, olup olmayacağı kesinlik kazanmayan bir seçimle ilgili olumlu ya da olumsuz bir görüş belirtmenin manası yok. Doğru ve sağlıklı da olmaz. Ha, koalisyon görüşmelerinden bir netice çıkmaz, seçim hükümeti kurulur, sonrasında seçimlerde kimlerin aday veya aday adayı olacağı (teşkilatta emeği geçmiş, başarılı belediye başkanları) ile ilgili ilkeler masaya yatırılır. Bu ilke ve prensipler doğrultusunda oturup bir değerlendirme yapılabilinir ama şu an bir seçim olacağı belli değil ve bu meseleye ilişkin partimizce verilmiş bir karar ortada yokken, bizim bu meselede bir değerlendirme yapmamız sağlıklı olmaz, etik de değil zaten. Zamana bırakmak en iyisi”

KAHROLASI TERÖR VE PKK CANİLERİ

Röportajı yaptığımız gün,  Silopi’de 172. Tümene saldırı olmuş, 1 askerimiz şehit düşmüş, 1’i de yaralıydı. Analar ağlıyor, her gün bir şehit haberi geliyordu. Terörle ilgili ne düşünüyordu?

Bakın ne dedi; “Önce şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Allah cennette cemaliyle müşerref kılsın.  Kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu süreç gerçekten çok sıkıntılı. Ülkenin 35 yılını alan terör sorunu yeniden hortladı. Sanki birileri bir yerlerden düğmeye basarak terörü harekete geçirdi. Devletimiz artan terör eylemleri ile birlikte kararlılığını ortaya koydu, havadan ve karadan operasyonlar gerçekleşiyor. Belki bazıları güvenlik nedeniyle kamuoyu ile paylaşılmıyor ama, PKK’ya  karşı mücadele ısrarla sürüyor. Bu operasyonlarla birlikte PKK’nın da büyük bir panik yaşadığını, zarara uğradığını, örgütün son çırpınışları olduğunu kamuoyu yakından görüyor. Bu meselenin kısa sürede çözüleceğine ve terörün biteceğine inanıyorum. Zira PKK bir daha belini doğrultamayacaktır.”

DEVLETİN VE BAŞBAKANIN KARARLILIĞI

Terörle mücadele de ise hükümetin kararlı olduğunu ifade eden Doğan; “Başbakan Ahmet Davutoğlu da açıkladı, tek bir silahlı PKK militanı kalmadan mücadele sürecek. Devlet bu meselede kararlı. Ne zamanki militanlara silahları bırakır, ülkeyi terk ederler, o zaman bunun adı milli birlik ve kardeşlik çözüm süreci olur. Şu an devletin PKK ile mücadeleden vazgeçmesi mümkün görünmüyor. Sadece PKK ile değil, diğer silahlı unsurlarla da mücadele sürüyor. Bizim bu kadim medeniyet merkezini, bu kutsal toprakları, kanla sulanan yurdu üç-beş çapulcuya, soysuza terk etmemiz mümkün değil. Bu hareketin aynı zamanda Kürtleri de özgürleştirme onları PKK’nın zulmünden ve tahakkümünden kurtarma hareketi olduğuna inanıyoruz. Diğer terör örgütlerine karşı yürütülen hareketin de alevi kardeşlerimizin huzurunu bozan iradelerini ipotek altına alan bir örgüt olduğu için DHKP-C’yi de bitirip, Alevi kardeşlerimizin daha huzurlu bir ortamda yaşayabilmelerine imkan sağlamak amacıyla yapılıyor bu operasyonlar. Halkımızı, aziz milletimizi rahatsız eden, onların yaşam standardını ve bakış algısını düşüren her türlü terörist yapıya karşı devletin mücadelesi kararlılıkla devam edecektir. IŞİD ile de mücadele ediyoruz, çünkü Türkiye hiçbir zaman IŞİD’i desteklemedi. Bir terör örgütü olmanın ötesinde İslam’a bir ihanet projesidir. Bizim aynı noktada, IŞİD ile buluşmamız mümkün değil. Neticede bir terör örgütü. Biz hem ehlisünnet anlayışı itibariyle, hem de bu topraklarda her zaman barışı ve sükûnu tesis ve temin etmiş bir devlet olmamız hesabiyle IŞİD’e karşı en sert tedbirleri aldık, bundan sonraki süreçte de bu terör örgütünün bu bölgeden temizlenmesi için ne gerekiyorsa devletimiz, güvenlik güçlerimiz ve hükümetimiz kararlılıkla üzerine gidecektir. Biz kan dökülmemesi için, terörün bitmesi için azami gayret içindeyiz. Neticede biz bir çadır, bir kabile devleti değiliz” diye konuştu.

PKK’YA SIRTINI DAYAMIŞ HDP VE DEMİRTAŞ

Son günlerde yaşanan olaylar ve basında çıkan haberler nedeniyle sorduk bu soruyu. Sanki siyaset ile iş dünyası arasına kalın duvarlar örülmüş, köprülere kaldırılmış gibiydi. Ayrıca siyasetin cici çocuğu olarak gösterilmeye çalışılan HDP’nin genel başkanı, kardeşi dağda olan Selahaddin Demirtaş için ne düşünüyordu? HDP’nin ki bir demokrasi yarışı değildi. Bir olası erken seçimde barajı geçecekler miydi? Son hadiseler HDP’nin gerçek yüzünü ortaya koymuşken, konuyla ilgili Başkan Doğan’ın cevabı şu oldu:

“7 Haziran’la birlikte Paralel Yapı yeni bir anlayış benimsedi. Türkiye’nin her yerinde HDP’nin barajı aşabilmesi için yoğun kampanyalar sergilendi. Amaç AK Partinin tek başına iktidarına engel olmaktı. Böyle bir strateji belirlediler. Hem Paralel Yapı, hem Paralel Yapıya uşaklık eden başta Doğan Medya Gurubu ve sözcüleri, Selahaddin Demirtaş üzerinden ciddi bir algı yönettiler. Demirtaş’ı adeta bir barış elçisi, bir popstar, bir sevimli cici çocuk ilan ettiler. Hal bu ki Demirtaş PKK’ya sırtını dayamış, kardeşi dağda tek amacı o bölgedeki Kürt halkını sömürmek olan bir siyasi hareketin temsilcisi. Terörden beslenen, nemalanan ve HDP’yi güçlendireceğini zanneden bir kişi. Şöyle bir algı oluşturdular ve dediler ki, ‘Eğer HDP barajı aşar, güçlü bir kadro ile parlamentoya girer ise, PKK tamamen biter, dağdan çekilir ve bundan sonra Kürt halkının yegâne temsilcisi HDP olur’ dediler. Hal bu ki biz bunun böyle olmadığını ısrarla dile getirdik. Ama o kadar çok gürültü çıkarıldı, o kadar çok destek verildi ki, bizim ses imiz bastırıldı. Bizim söylediklerimiz bu anlamda yankı bulmadı. Ancak millet onların gerçek yüzünü öğrenince, maskeleri de inmiş oldu. Yarın bir erken seçim zuhur ettiğinde, barajın altında kalacaklar, meclise giremeyeceklerdir. Çünkü halk Demirtaş’ın cici bir çocuk değil, dağdaki militan kardeşi Nurettin’den farklı biri olmadığını öğrendi.”

BİZİM İŞ ADAMLARIYLA BİR SORUNUMUZ YOK!

İş dünyası ile aralarında bir sorun var mıydı? Sorusuna ise Metin Doğan’ın cevabı net oldu “hayır” dedi ve ekledi: “İş dünyası ile bir problemimizin olması mümkün değil. Kahramanmaraş’taki işadamlarımızın büyük çoğunluğu, AK Parti ideolojisini benimsemiş insanlar. Muhafazakar ve demokrat insanlar onlar. Biz o insanlarla her ortamda bir araya geliyoruz. Kahramanmaraş’ın geleceği açısından sürekli istişare halindeyiz. En son TOMSUKLU Organize Sanayi Bölgesini birlikte kurduk. Çok ciddi mücadeleler verdik. Yine konfeksiyonculara sitesi, kuyumcular ve ayakkabıcılara sitesi için, orta sınıf esnafımıza imkan sağlayacak projeleri birlikte takip ediyoruz. Kahramanmaraş’ın menfaatine olan her harekette birlikte hareket ediyoruz. İşadamlarımızla bir sorunumuzun olması mümkün değil. Böyle bir suni çatışma ortamı oluşturup, bundan nemalanmaya çalışan bir kısım insanlar, gazetelerinde, köşelerinde ve sosyal medyada asılsız iddiaları taşıdılar. Bizim bu iddiaları değer bulup cevap vermemiz bile kendimize hakaret olur. Böyle bir sorun yok ki bizi bu sorunun bir parçası olalım. Birilerinin suni gündem oluşturmak adına, suni sorunlar üretmelerini de doğru bulmuyorum.”

Editör: Haber Merkezi