Pazar günü, Ramada Otel’de düzenlenen AK Parti 4. Bölge Belediye Başkanları toplantısına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız yanında, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül, Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, İstanbul Milletvekili Erol Kaya, Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker, Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar, Kahramanmaraş milletvekilleri Seyde Beyazıt Kaçar, Sıtkı Güvenç ve Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu, İçişleri Bakan Yardımcısı Osman Güneş, Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Camtimur, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, Ulaştırma ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yahya Baş ile Adana, Adıyaman, Aksaray, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kayseri, Kilis, Mersin, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Sivas ve Yozgat il ve ilçe belediye başkanları katıldı.


Toplantının açılış konuşmasını yapan, Ak Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Av. Metin Doğan; “Seksenli yıllardaki kalkınma hamlesini en güzel şekilde değerlendirerek tarım toplumundan sanayi toplumuna geçen Kahramanmaraş’a hoş geldiniz” diyerek sözlerine başladı. 

Doğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bizler Yesribi Medine yapan bir kültürün mirasçılarıyız. Dolayısıyla bizler yerel yönetimlerde, belediyecilikte sadece alt yapı hizmetleri ya da çeşitli binalar yaparak şehri güzelleştirmenin ötesinde bir kültürün tohumlarını da ekmek ve her şehri bir Medine haline getirme sorumluluğu içerisindeyiz. Bu nedenle de belediyecilik hizmetlerinde her zaman fiziki hizmetlerin ötesinde bu manevi iklimin yerleşmesine de bireyin yetişmesine, toplumun sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasında da büyük bir vebal ve sorumluluk sahibiyiz.

Bizler Mehmet Akif’in o şiirinde hazreti Ömer’le ilgili belirttiği gibi ‘kenar-ı Dicle de bir kurt kapsa kolumu, gelir de adli ilahi sanar Ömer’den onu’ anlayışı çerçevesinde bu özellikle soğuk günlerde bir kişi herhangi bir kişi bir şehrin köşesinde soğuktan donmuşsa ya da herhangi bir mahallede bir insan aç bir şekilde uyumuşsa bunu sorumluluğu, vebali hepimizin üzerindedir.

Bizler hem kültürel belediyecilik hem de sosyal belediyecilik anlamında, hem Türkiye’deki diğer belediyelere örnek olmak zorundayız. Bunun yanı sıra da Dünya’ya da Osmanlı’nın mirasçısı olduğumuzu, kadim bir medeniyetin mirasçıları olduğumuzu ispat etmek suretiyle hareket etmeliyiz. Ben bu toplantının bu söylediğimiz ilkeler çerçevesinde verimli bir belediyecilik anlayışının oluşmasına vesile olmasını diliyorum.”

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç ise; konuşmasına toplantının önemine değinerek başladı ve şunları söyledi: “Geçmişte Türk siyasi tarihinde de hiçbir siyasi hareketin yapmadığı toplantılar. Yerel yönetimler başkanlığımız bizim problemlerimizin, tespiti ve hükümetimize iletilmesi konusunda gerçekten çok büyük özveri ile çalışmaktalar ve çok verimli toplantılar planlamaktalar. Bursa’da en son yaptığımız büyükşehir başkanları toplantımızdan, çok büyük verim aldık. Bizim büyükşehir olarak size getirdiğimiz başta eğitim katkı payı olmaz üzere devir tavsiye komisyonlarıyla hazineye devredilen gayrimenkuller ve borçların yapılandırılmasıyla ilgili birçok dile getirdiğimiz taleplerimiz hükümetimize iletilmiştir. Hükümetimiz de bunları çözerek 2015’e daha rahat girmemizi sağlamışlardır. Bu gayretlerinden dolayı yerel yönetimler başkanımız Abdülhamit Gül Bey ve ekibine, hükümetimize, bakanlarımıza, grup başkanvekilimiz ve milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum.

Bu şehir herhangi bir şehir değil. Kahramanmaraş’ımız Asurlulara, Hititlere ve tarihte birçok medeniyete ve sahipliği yapmıştır. 638 yılında Halid Bin Ziyad Hazretleriyle İslamla tanışmış ve şereflenmiş bir diyar.

Bizim medeniyetimizin kadim şehirlerinden biri Kahramanmaraş’ımız. Büyük Selçuklulara, Dulkadiroğlularına ev sahipliği yapmış ve kurtuluş savaşında tek başına bir ülkeye göğsünü siper ederek daha TBMM kurulmadan 11 Şubat 1920’de bir devleti dize getirerek bağımsızlık ateşini yakan bir şehir. Sütçü İmam’ın, Rıdvan Hoca’nın şehri burası. Nice milli mücadele Kahramanlarının kenti burası. Kahramanmaraş’ımız bununla da yetinmemiş. İstiklal mücadelemizin sonunda, Cumhuriyetin kurulmasından sonra da ülkenin kalkınmasında, ülkenin istikbal mücadelesinde her zaman en ön safta yer almıştır. Özellikle tarım üretiminde Türkiye’de söz sahibi olan Kahramanmaraş’ımız, daha sonra sanayi hamlesinde de çok önemli sanayi yatırımları yaparak, Türkiye’nin gelişmesinde katkıları olan çok önemli bir şehir haline gelmiştir.

Bundan daha önemlisi bugün yeni Türkiye’yi inşa eden ruhun oluşmasında çok büyük katkısı olan, büyük şairler, edebiyat adamları yetiştirmiştir Kahramanmaraş. Başta Üstat Necip Fazıl Kısakürek olmak üzere, Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıtlar, Rasim Özdenörenler gibi birçok mümtaz şahsiyete ev sahipliği yapmıştır. Onlara feyiz kaynağı olmuştur.

Bugünkü Türkiye’nin medeniyet yolculuğunu başlatan Kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki kadrolarında bu fikriyatının oluşmasında başta Üstat Necip Fazıl olma üzere birçok Kahramanmaraşlı mütefekkirin etkisi olduğunu düşünmekteyiz. İnşallah bu duygularla geleceğe yürümekteyiz. Bizim bugün ki Ak Partimizin başarı hikayesinde yerel yönetimlerindeki başarı var. Milletimizin güvenini 1990’lı yıllarda başta İstanbul Büyükşehirde olmak üzere yerel yönetimlerdeki başarı üzerine kurulmuştur. Hatta o zaman devletin önemli kademesinde bulunan biri, bunların başarısız olmasından korkmayın, bunların başarılı olmasından korkun. Bunlar başarılı olursa yarın ülkenin yönetimine de bunları koyarlar diyen bazı insanlar,  bugün ülkeye kumpas kurmaya çalışan birçok insan, o günde bu korkularını bilerek ya da bilmeyerek bu korkularını basın önünde ifade etmişlerdi. Çok şükür bugünlere geldik.

Ben Ak Partinin Kahramanmaraş’ta kurucusu olan kardeşlerinizden biriyim. O günkü ülkenin durumuna baktığımızda ülke büyük bir kargaşa ve kaos içerisindeydi. Ülkemiz, insanımız, gaflete düşmüş ülkenin geleceğine güvenle bakmamaktaydı. Ama hamd olsun, bu ülkenin kahramanları ortaya çıktı ve bugünlere geldik. Bizlerin omuzlarında büyük bir sorumluluk var. Şehrimiz olarak hem manevi olarak hem de maddi sorumluluklar var. Tabi bizim bunları en iyi şekilde yerine getirmemiz gerekmekte. Bunun gereğine uygun şekilde davranmamız gerekmekte. Bizde bu niyetle, kendimize, davamıza yakışır bir şekilde bu görevi sürdürmenin gayreti içerisindeyiz. Görev aldığımız günden bu yana, gecemizi gündüzümüze kataraktan inşallah bizde bu medeniyetin önemli şehirlerinden biri olan Kahramanmaraş’ımızı inşallah Türkiye’nin, dünyanın önemli yıldızlarından biri haline getirme gayreti içerisindeyiz. Hükümetimizin desteğiyle çok önemli projeleri başlatıyoruz. Biz şuna inanıyoruz, bir şehrin ruhu olmazsa o şehir taştan, topraktan ibarettir.

İnşallah Kahramanmaraş’ımıza tarihte var olan, o bizim medeniyetimiz ruhunu güçlendireceğiz.”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ise yaptığı konuşmada, şuanda dünyanın gündemini oluşturan terör olayları hakkında değerlendirmede bulundu.

Yıldız, "Sultan Ahmet'te bir bomba patlatıldı, intihar bombacısı. Arkasından çok farklı yerlerde yine farklı girişimlerde bulunuyorlar ülkemiz için. Bölgemizin ne olduğunu anlatmama gerek yok, kuzeyde Rusya-Ukrayna-Kırım kriziyle beraber, İran'a yapılan yaptırımlar arkasından Arap baharıyla beraber Libya, Mısır, Suriye ve Irak'ın düştüğü durumlar; insanlık dramının tarihler boyunca anılacağı yapılar. Her ne sebeple olursa olsun, gerekçesi ne olursa olsun Paris'teki katliamın hiçbir şekilde tasvip edilebilir bir yanı olamaz, savunla bilir bir yanı olamaz ve buna en büyük tepkiyi bizler gösterdik. Peki Suriye'de binlerce öldürülen çocukların, kadınların, PKK terör eylemleriyle beraber kaybettiğimiz o kadar canın bunların bizde bıraktığı tesiri anlamak için ille de bir Paris katliamının olması mı gerekiyordu. Hangi dinden olursa olsun, hangi gerekçeyle olursa olsun böyle bir yapıyı tasvip etmediğimizi yıllar öncede söylemiştik. O zaman bizler mutlaka bununla alakalı ortak bir dil oluşturmamız gerekiyor dünyada. Terör sana olurken iyi, bana olurken çok kötü böyle bir şey kabul edilemez. Terör'ün hedefi ortaktır ve insanlık suçuyla beraber gerek insani, gerek İslami gerekse diğer dinlerle alakalı birçok suç işlemektir. O yüzden teröre dayalı bütün yapılarda, anlayışlarda dünyanın da ortak dili oluşturması gerekiyor. Aynen çevreyle, ekolojiyle ve iklim değişikliğiyle alakalı ortak paydaya konması gereken kavramlarda olduğu gibi" dedi.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Yerel Yönetimler Başkanı Abdulhamit Gül ise ana muhalefet partisi lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu darbecilerle kol kola hareket ettiğini söyledi.

Gül, konuşmasının da şunları söyledi: "Kılıçdaroğlu kalkmış ben diyor İzmir gibi Şişli gibi yönetecem diyor bu ülkeyi. İnsan bir defa ağzına bu lafları alırken iyice bir düşünmesi lazım. İzmir'de ne varsa hükümetimizin yapmış olduğu destekle kaldı ki; yerel yönetimde yaptığı hiçbir hizmet yoktur, Şişli dediğiniz CHP Belediyeciliği artık kokusu bütün Türkiye'yi sardı. Tehditler var, mafyatik ilişkiler var. Düşünebiliyor musunuz Şişli'de belediye başkanı olarak filanı seçiyorsunuz, ama CHP anlayışı hep cuntacılıktan, mafyatik, belden aşağı vuruş teknikleriyle geliştiği için, geninde olduğu için siz filanı seçiyorsunuz ama o kişi istifa ediyor belediye başkanlığını sen yapacaksın diyor. Çünkü CHP hep vesayetten beslenmiştir. Şişlide yaşana şey New York mafyasına belediyeyi teslim eden bir anlayış vardır. Türkiye'de Şili'yi görünce, İzmir'i görünce, Çankaya'yı görünce insanlar ve genel başkanlarının SSK'yı batırdığını görünce de hükümeti yine AK Partiye vermeye devam ediyor. Çünkü başka bir muhalefet anlayışının Türkiye'ye yapabileceği hiçbir katkı yoktur."

Gül, konuşmasının sonunda ise, "CHP 27 Mayıs darbecileriyle kol kola, 12 Mart darbecileriyle kol kola, 28 Şubat darbecileriyle, 17 Aralık paralel yapıyla kol kola giren CHP anlayışı asla kazanamayacaktır. Bu Kılıçdaroğlu öyle bir darbe heveslisi, öyle bir darbe sevicisi ki; askerle kol kola giriyor, karşısında hangi kolluk kuvveti olursa olsun yeter ki AK Partiyi, meşru milletin iradesini ortadan kaldırmaya yönelik bir ittifak olsun, hemen o ittifakta yer alıyor. Bu ister asker olsun, ister polis olsun; darbe yapacağına, Ak Partiyi götüreceğine inansın Zabıtaya bile Selam Duran bir anlayış var maalesef bu kemal Kılıçdaroğlu. Ama bu millet bu vesayete asla izin vermeyecek" ifadelerine yer verdi.


Editör: Haber Merkezi