İlk röportajını gazetemize veren İYİ Parti Onikişubat Kurucu İlçe Başkanı Devlet Ağdur, İYİ Parti’nin kurulmasıyla birlikte insanların ülkenin geleceğine dair umutlarının artığını, çok yakında da Kahramanmaraş siyasetinin fazlasıyla ısınacağını söyledi.

İYİ Parti’nin ihtiyaçtan doğduğunu önemle vurgulayan Ağdur, gerek iç gerekse de dış politikada işlerin iyiye gitmediğini, bir işadamı olarak bu sorunların yansımalarını fazlasıyla yaşadığını ifade ederek: “Problemlerin farkındayız. Çözümde milletin kendisinden geldi. Ülkenin ve milletin, derin bir nefes almayı hak ettiği İYİ bir yönetime ihtiyacı var“ dedi.

İYİ Parti’nin çalışmalarından, ülke gündeminden yerel gündeme dair birçok konuda merak ettiklerimizi sorduk. 

İşte; İYİ Parti Onikişubat Kurucu İlçe Başkanı Devlet Ağdur’la yaptığımız o röportajın ayrıntıları:

Devlet Ağdur kimdir? Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Elbette. 18.03.1974 tarihinde Kahramanmaraş’ta dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Kahramanmaraş’ta tamamladıktan sonra yükseköğrenimimi 19 Mayıs Üniversitesi Amasya Meslek Yüksek Okulu Endüstriyel Elektronik Bölümünde yaptım. Üniversiteden sonra bazı özel şirketlerde yöneticilik yaptıktan sonra 2008’ yılında  kendi işimi kurdum. Tekstil işletmeciliği yapıyorum. Evliyim, üç çocuk babasıyım.

Daha önce siyasetin neresindeydiniz, başka bir siyasi partide yer aldınız mı?

Siyaset olarak ifade etmek tam doğru olmaz ama kendimi bildiğimden beri Türk Milliyetçisiyim. Ülkücü gelenekten gelmekteyim. Lise yılları ile başlayan ülkücü mücadelem, üniversite hayatım dahil bugüne kadar aynı inanç ve kararlılıkla devam etmiştir. Ama siyasi parti olarak söylemek gerekirse ilk kez, İYİ Parti’de görev alıyorum.

Neden İYİ Parti? Yeni kurulmuş bir parti, elbette ki büyük zorlukları var, kurucu başkanlık gibi önemli bir görev üstlendiniz. Böyle bir görevi üstlenmeye iten nedenler neydi?

Özellikle referandum sürecinde ülkemizin yaşadığı değişim hareketinde tavrım; güçlendirilmiş, eksikleri giderilmiş, güçler ayrılığı somutlaştırılmış parlamenter sistemden yana idim. Parlamenter sistemden uzak bir yönetim şeklini çok olumlu bulmadım. Bu sebeple “hayır” oyu kullanmanın Türk Milletinin ve Türk devletinin hayrına olacağını düşünmekteydim. Referandum boyunca yapılan söylemlerden, yaşanan eylemlerden, düşüncelerimin İYİ partide vücut bulduğunu gördüm. 

Türk milletinin içerde ve dışarda siyasi, sosyal, ekonomik, hukuki dirayetini sergileyecek kadrolar ve program İYİ Parti’de, bu sebeple siyasi tercihimizi İYİ Partiden yana kullandık. Ülkemiz için elimizi taşın altına koymamız gerekiyordu bizim payımıza bu düştü. Seve seve bu yola baş koyduk.

İYİ Partinin ihtiyaçtan doğduğunu, tek alternatif olduğunu düşünüyorsunuz. Türkiye’de yolunda gitmeyen ne var ki yeni bir partiye ihtiyaç duyuldu?

Türk milletinin tarihinden getirdiği bir devlet geleneği ve milli şuuru vardır. O gelenek ve şuur son on- on beş yılda ivme kaybetmiştir. Özellikle terör örgütlerinin faaliyetleri, organizasyonları mevcut hükümet tarafından görmezden gelinmiş ve bedeli çok ağır olan yaraların açılmasına sebep olmuştur. Gerek  “Açılım” adı verilen PKK’nın güçlenmesi süreci, gerek “FETÖ” yapılanmasında verilen tavizler ve gerekse partizan tutumlarla ortadan kaldırılan “adalet-liyakat-istişare” anlayışı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumlarında ve sosyal alanda derin yarılmalara sebep olmuştur. Eğitim- öğretimden tutun da güvenliğe kadar pek çok alanda zafiyetler doğmuştur. Millet kutuplaştırılmış, siyasal baskılar artmış, ekonomik problemler had safhaya ulaşmıştır. Bütün bu siyasi, sosyal, ekonomik problemler ve nihayet ayrışma ve kamplaşmalar neticesinde devletin önce bir onarım ardından da inşa ve gelişim adımına ihtiyaç olduğu aşikardır. 

Problemlerin farkındayız. Çözümde milletin kendisinden geldi. Ülkenin ve milletin derin bir nefes almayı hak ettiği İYİ yönetime ihtiyacı vardır. 

Siz yönetiminizi oluştururken nelere dikkat ettiniz?

Belki de en zorlandığımız husus burası oldu. Biraz önceki sorunuzda “İYİ Parti’nin ihtiyaçtan doğduğundan” bahsettiniz ya. İşte yönetimi oluştururken bu ihtiyacın tezahürü ile karşılaştık. Beklenenin çok çok üstünde bir talep olunca ince eleyip sık dokumak zorunda kaldık. Yönetimi oluştururken hem toplumun bütün katmanlarının temsil edilebilmesine hem de gerçekten yaşadığı yere kaliteli bir farkındalık sağlayabilecek isimlerle yola çıkmaya özen gösterdik. Ama her talebi değerlendirdik, istişareyi esas aldık. Siyasi görüşünden ziyade ülkeye, millete ve Kahramanmaraş’a nasıl bir katkı sağlayabilecekleri hususunu ön plana aldık. Tabi en temel kriterimiz, Türk devletine, Türk Milletine karşılıksız bir sevda ile bağlı olmak, terör, ayrılıkçı tavır gibi anlayışlara karşı bir anlayışa sahip olmak gibi hususlarda dikkatli davrandık. İYİ Parti’nin en temel farkı istişareyi esas alması, toplumu kutuplaştırmaması, halkın içinden çıkan bir hareket olması, güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunması ve tabi ki tüzüğünün, programının yanı sıra bir kadro hareketi olmasıdır. 

Bir iş adamı olarak Türkiye ekonomisi nerede? Nereye gidiyor?

Evet. En can alıcı soru bu olsa gerek. Çok uzun süredir pansuman tedbirlerle götürülen ekonomimiz üretimi değil de tüketimi teşvik eden, sıcak parayı yatırıma değil de harcamaya yönelten bir yapıda gitti. Ama artık son noktaya geldi. Sadece inşaat sektörü ile hareketlendirilmeye çalışılan bir ekonomik hamle ülke ekonomisine katkı sağlayamaz.

İç ve dış borçların arttığı, esnaf ve orta boy işletmelerin haciz ile karşı karşıya kaldığı, çeklerin karşılıksız çıktığı bir ülke her an yeni krizlere gebedir. Buradan çıkış noktası vardır. Belki de İYİ Parti’nin yapacağı en büyük iş “Üreten Ekonomi Programı” ile ülkemizin içinde bulunduğu dar boğazdan çıkışını sağlayacaktır.

Birazda yerel siyasette değinelim. İktidara yedi Milletvekili veren bir şehir olarak gelen yatırımları yeterli buluyor musunuz?

Sizce Kahramanmaraş gibi tarıma elverişli, tekstil için müsait, ticaret yolları için uygun bir şehir bu şekilde mi olmalı? İktidara çok yüksek oranda oy veren, bakan çıkaran, milletvekilleri veren, belediyeleri kazandıran Kahramanmaraş bu halde mi olmalı? Bölgenin parlayan yıldızı olması gerekirken kendi kendine yetemez bir kent haline gelmişsek burada siyasilerin kendisini sorgulaması gerekmez mi? Kahramanmaraş uluslararası bir havaalanı, hızlı tren gibi hizmetleri hak etmemiş mi. Şehrimiz pamuklu tekstilde Türkiye’de bir numara , çelik mutfak eşyaları üretiminin %80’i Kahramanmaraş’ta, Avrupa’nın en büyük dünyanın ikinci büyük kağıt fabrikası Kahramanmaraş’ta. Ürettiğimiz bu mallara müşterilerimiz nasıl ulaşacak? Müşteriyi ayağınıza getiremezseniz marka olamazsınız. Üretiminizin üzerine katma değer koyamazsınız. Çevre illerle kıyaslarsanız Kahramanmaraş ismine münhasır kahraman iş adamlarının bireysel gayretleri, halkın fedakarlığı ile kendi kendini büyüten güçlendiren bir şehir durumundadır. Bu hali ile ne yazık ki siyasilerimiz için olumlu bir şey söyleyemeyeceğim. 

 2014 yerel seçimlerinden bu yana Büyükşehir Yasasıyla hizmet alıyoruz. Kahramanmaraş aldığı hizmetlerle büyük şehir bilincini kavradı mı,  bilinci yakalayabildik mi? Yapılan hizmetleri nasıl buluyorsunuz?

Büyük şehir yasası neden çıkarılmıştı? Halka daha iyi ve daha hızlı hizmet götürmek vaadi ile uygulamaya sokulmuştu. Bırakın Büyük şehir sınırlarına giren mücavir alan dahilindeki diğer yerleşim birimlerimizi, merkez ilçelerimiz açısından bile beklenen hizmet alınamamıştır. Hala ulaşım problemlerini çözememiş, temizlik sıkıntısını aşamamış bir büyük şehir olabilir mi? Şehrin ana arterleri oto park olarak kullanılıyor. Şehrin içinden geçen kanal yazın su taşırken, kışın mikrop yuvası. Aksu Çayından boyalı kimyasallar akıyor ve aynı suyun diğer tarafında balıkçılık yapılıyor. Aynı zamanda orada oturan vatandaşlar, suyun rengini bir yana bırakın yayılan kötü kokudan nefes alamıyorlar.  Yıllardır Aksu Çayının temizlenmesini bekliyorlar, ancak seslerine kulak veren yok. Bunlar sadece birkaç örnek. Büyükşehir kültürü diye bir deyim var, bu kültür önce belediyede yöneticilerde başlar. Şehrin siyasileri, yöneticileri BÜYÜKŞEHİRLİ  oldu mu acaba?

İlk seçimlerde iddianız nedir? Anketlere göre şehrimizde ve ülke genelinde İYİ Partinin kamuoyundaki karşılığı nedir? 

Bizim yaptırdığımız anketler bir yana hükümete yakın şirketlerin anketleri bile gerçeği gizleyemez oldular. Bir süre görmezden gelmeye çalışsalar da sonuçlar anket şirketlerini zorlamaya başladı. Ülke genelinde, daha çok yeni bir parti olmamıza rağmen, iktidara doğru yürüyen bir oy oranına ulaştığımızı söyleyebilirim. Kahramanmaraş için ise yapılan anket tahminimizin çok üzerinde çıktı. Şimdilik oran vermeyeceğim. Ama kamuoyundaki karşılığımız “Beklediğimizi bulduk.” İfadesi ile bire bir örtüşmektedir.  

Hemşehrilerinize iletmek istediğiniz mesaj nedir?

Öncelikle bu röportaj için size teşekkür etmek istiyorum. Hemşehrilerimize gelince, ömrünü Türk Milliyetçiliği davasına vakfetmiş, hala da aynı şuur ile yola revan olmuş bir evlatları olarak şunu bilmelerini istiyorum. Bu şehrin tozlu yollarında, çamurlu sokaklarında yetişmiş biri olarak, memleketimize borcumuzu ödemek için ne kadar çalışsak azdır. Önce birbirimizi sevelim. Ayrışmalar kutuplaşmaların bize kurulan tuzaklar olduğunu unutmayalım. Biz İYİ Parti olarak kimseye rakip değiliz, biz ülke yönetiminin alternatifiyiz. Derdimiz vatan, derdimiz millet, derdimiz Bayrak. Sorumluluklarımızın farkındayız. Her adımımızda Allah rızasını ve memleketimizin bekasını hesaplayacağız. Her işimizde şu üç ilkeyi hiç unutmayacağız. Önce ADALET ardından LİYAKAT ve son olarak da İSTİŞARE rehberimiz olacak. Bu ülke hepimizin, saflarımızı sıklaştırıp aramıza nifak tohumlarının ekilmesine izin vermeyelim. Gelin canlar bir olalım diyorum. Bütün hemşehrilerime selam ve saygılarımı sunuyorum.

 

Editör: Haber Merkezi