Ömür, tesbih tanelerine benzer!

Allah bir diye sayıyorum 33, otuz üç!

Kimi yaşlı! Kimi genç! İnsan ömrü bir güne bedel bile değil!

Yorgun ayaklarım, ak saçlarım, çekip beni götürüyor son tanelere doğru!

Üzgünüm dostlarım benden önce gittiler, önceki gidenler gibi!

Trabzon Bulvarı 500 âdem bir sağa gidiyoruz bir sola, Ahmet Pala başkanla adımlıyoruz ölçüyoruz, ömür delinen tanelerden birini daha eritiyoruz…

Bir dost görür selam verir mi bize diye!

Cami minarelerinden bir ses , “Es Sala tu Ves-Selamu Aleyke Ya Rasulallah!

EsSalatu Ves-Selamu Aleyke Ya Habiballah!

EsSalatu Ves-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!” imam efendinin sözleri ile mahalle sakinleri tesbih tanelerinin bittiğini anlaya bilecekler mi? bilemiyorum...

Derin uyku ve bir rüyadan uyanıyoruz, oysa geride kalanlar:

Evlatların, torunların sosyal Medya da: Canım dedem, canım babam, canım nenem, canım annem hakka yürüdü !” yazarak sahte beğeni ve yalancı baş sağlığı mesajları yazılacak, bir süre sonra oda unutulacak...

Tıpkı Hz. Âdem (AS) dan bugüne kadar ölenlerin unutulduğu gibi!

Sayıyorsun ömrü, bir iki diye!

12 Eylül 1980 darbesinin başı Kenan Evren , “ Bir sağdan, bir soldan idam ettirdim!” diyordu oysa bilmiyordu ki onların tesbih tanelerinin bittiğini, bugün kendisinin bittiği gibi…

Geriye dönüp baktığında yıllar tesbih taneleri ve devri gibi geçip gitmiş…

Ne padişahlar, ne sultanlar, ne siyaset adamları ne ünlü doktorlar hepsi bir bir uçup gittiler...

Bir dostumuzun dün bir kızı olmuştu... Minik elleri vardı…

Daha üç gün önce: Tıpış tıpış yürüyordu… Bugün 15 yaşamış vay vay biz 15 yaşlanmışız desene! tesbih tanelerinden 15 daha gitti desene!

Ömür, bugün var yarın belki de yok! İpten kopan tesbih tanesi geri gelmiyor... Gidenlerle gidiyor…

Bir sevgili ağabeyimiz Perşembe günü akşam iftara çağırdı, görümüyüz bilemem! Seneye Ramazan ayına yetişimiyiz onu da bilemem! Akşam eve gide bilir miyim onu da bilmiyorum…

Ömür tesbih taneleri gibi bir bir sayılarak giderken, yarın ne olur Allah bilir…

Gün bugün, saat bu saat, birine iyilik edeceksen bugün et, Allah rızası için bir iş yapacaksan yarına bırakma bugün yap, yarın yaparım dersen aldanırsın…

Sevgili dostlar: Ömür dediğiniz nedir ki!

Ömür: Necip Fazıl Kısakürek gibi olursa çilelerle geçer, bilmem kim gibi olursa kahkaha atarak geçer ama sonu cehennemdir.

Tesbih taneleri ile bu yıl tutacağımız 29 orucu sayıyoruz...

Yaz gelip havalar ısınınca: Tatil yapmayı hesaplıyoruz…

Tatil için kışdan para biriktiriyoruz da, ebedi tatil için hiçbir hazırlık yapmıyoruz…

Ölüm var! Tesbih taneleri bir gün bitecek!

Ölüme ve Ahret gününe hazır mıyız?

Biz bu dünyaya yemek içmek, sevki sefa için mi geldik!

Tesbih tanelerinin bittiği gün çetin hesap var dostlar hazır olun hesap gününe!

Çok ağır olmuş bu yazı diyenleri duyar gibiyim ama gerçek bu!

Tesbih taneleri tükeniyor, düşenin yerine yenisi gelmiyor...

Sevgili evim, sevgili arabam, sevgili bağım, sevgili bahçem, sevgili yazlık ve kışlıklarım, bankada ki paralarım, yastık altındaki altınlarım hepsi burada kalacak benimle gidecek ne?

Allah için birine iyilik etmiş isek bizimle gidecek olanda odur...

Bize bir Fatiha okuyan biri olursa canımıza can katacak olanda odur…

Sözün özü: bir birinizi sevin, iyilik yapın, Allah için sadaka verin, Allah için bir oruçluya iftar verin, canınızın, malınızın, sağlığınızın sadakası olması için bir oruçluya iftar verin, bakın Ramazan bitiyor, ömür de öyle ya!

Hayırlı Ramazanlar