Dünya üçüncüsü, Avrupa birincisi…

   Buna ne diyeceksiniz:
   “Ölen şehit, kurtulan gazi...”
   B…k yoluna gitti Niyazi…
            * * *
   “Böyle bir rezaletlik olur mu?” demeyin oluyor işte…

    Mesela…
   Maden ocağında çalışan işçilerin üzerine göçük çöküyor, inşaat sektöründe çalışan demirci, kalıpçı, sıvacı, boyacı düşüp ölüyor… Tarım işçisi tarlada çalışırken traktör üzerine devriliyor ölüyor, döver biçerin bıçağına kolunu-bacağını kaptırıp ölüyor… Tabii ki açınacak durumdayız, ”çok kötü ” ihmaller yüzünden çok insanımızı toprağa verdik…

   Veriyoruz…

* * *

   Örneğin:
   Memleketin neresinden bakarsanız bakınız, her bir yanı sorunlar yumağı…

   “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”

   Şeyh Edibali’nin Osman Gazi’ye vasiyetinde bulunduğu bu anlamlı sözlere kulak verilmeli…

   İnsanımız yaşatılmalı, olumsuz koşullara bırakılmamalı…

   Yoksa her şeyi sağlıksız gelişen bir ülkede daha çok kurnalar veririz…

   Sen yandaş götürücülerle göbek dansı yaparken, ülke insanının üçte biri af edersiniz “telef” oluyor…
   Derdi çoktur bu memleketin:

   Kayıpları çoktur bu ülkenin:
   Trafik kayıpları, terör kayıpları, deprem kayıpları, açık çukur kayıpları, sel felaketi kayıpları, elektrik trafo kayıpları, maganda kurşunu kayıpları, kaçan kurbanlık dana kayıpları, hastanelerde yanlış teşhis kayıpları, geciken ambulans kayıpları, töre cinayeti, tecavüz kayıpları, direksiyon başında uyuyan şoför kayıpları vs…

Kaybolan canlar…
             * * *

   Eceliyle ölüm çok azdır ülkemizde…
   Yukarıda sıraladığım örneklerle ortada her şey…

   Böyle bir ülke olur mu?
   Oldu…
   İktidara yakın “torpili” yandaşlar oldukça, yapılan işler eksik kaldıkça, bu ülkede eceliyle toprağa düşen normal ölüm az olur, anormal ölümler çok olur…

   Yaşananlar gibi…

* * *

   Sorsana…
   Ne zaman kurtulacağız bu rezaletlerden…
   Hangi iş sektörü olursa olsun, neresinden bakarsanız bakın, çoğunun eksik yanı vardır…
   İnsan hayatını hiçe sayan, hatalar fışkırıyor dört bir yanlarından…

   Ölü saçılıyor, her bir köşelerinden… Hayatlarının baharında, bir lokma ekmek için toprağa düşen canlar neydi?
   “Şehit mi, yoksa gazi mi?”

* * *

   Memleketin vatandaşı sahipsiz…

   Ülkenin insanı kimsesiz…

   İhmallikler yüzünden ölürken…
   İşte böyle “sesiz” kalacaksın…
   Halen sebep olanları koruyup kollayacaksın…

   Sevsinler seni…

* * *
   Ve bu durumda sen “Ölüler” ülkesinde sultanlık narası atacaksın…

   Pes doğrusu…

   Birader…