Yüreğime enerji veren bir ödülü almak bana haz vermiştir. Bu ödül benim için gazeteci olarak almış olduğum ödüllerden daha  çok kıymetlidir, çünkü bu ödlü kendi ana  vatanımdan, baba ocağımdan, doğduğum topraklarımdan, Kahramanmaraş’ımdan aldım.

 "Benim ilk gençlik dönemlerimde ve hala birçok edebi kaynağın rolü var. Türk edebiyatının benim zihinsel şekillenmemde çok büyük rolü vardır. Tabii ki Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyet dönemindeki Türk Edebiyatının çok önemli rolü var.

Böyle bir ödül aldığında insan bir an duruyor. Benim için bir okur yorumu almak gibi bir şiara beni buluşturan, bağlantı kurmamı sağlayan, yüreğime de enerji veren bir ödül. Bana layık gördüğünüz için çok teşekkür ederim"

Sevgili okuyucular, Nasrettin hocaya sormuşlar, hocam gurbet nedir, ne demektir. Hocanın cevabı şu olmuştur; ”beşiğin arkası gurbettir” demiştir. Senden uzakta olan ve paylaşamadığın her şey gurbet taşır içinde.

Gurbet sevdiklerinden, sevenlerinden, öz kültüründen, eşinden, dostundan, akrabalarından, çocukluğunda birlikte oyunlar oynadığın çocukluk arkadaşlarından, uzaklarda bir başka memlekette yaşamak zorunda kalmış isen bunun adıdır gurbet.

Yatağına uzandığında başını yastığa koyduğunda, bir film şeridi gibi gözlerinin önünden akıp giden memleket özlemin hayalidir gurbet.

İşte ben bu gurbet acısını bilenlerdenim. Yaşayanlardanım. Bunun içindir ki 12 Temmuz 2012 Perşembe günü, Kahramanmaraş’ta Özgür Haber Gazetemizin düzenlemiş olduğu bu ödül törenine katıldım.

Burada uzun yıllardır gidemediğim ve özlem duyduğum kendi memleketimde, kendi hemşerilerimle kucaklaştım, hasret giderdim. Güzel memleketimin, ekmeğinden yedim, suyundan içtim, havasını çektim içime haz duydum, mutlu oldum.

Bu mutluluğu yaşamama vesile olan ve güzel insanlarla bizleri bir araya getiren başta Özgür Gazetesi Sahibi Sayın Neşe Yıldızhan hanımefendi olmak üzere, emeği gecen herkese saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Şahsıma karşı göstermiş oldukları ilgi ve alakadan dolayı  ayrıca teşekkür ediyorum.

 

Kurban olurum toprağına taşına.

Kaşık salladım ekmeğine aşına.

Düşmüşler siyasilerin peşine?

Sahipsiz kalmış Maraş’ım benim.

 

Yazarlar görür yazılacakları.

Edelerimiz birlikte kovdu alçakları.

Bilmemiz lazımdır gerçekleri.

Sahipsiz kalmış Maraş’ım benim.

 

Sırtımızdan tüfek atanlar.

Halkı açken kendisi tok yatanlar.

Hizmet için gözünü Ankara’ya dikenler.

Sahipsiz kalmış Maraş’ım benim.


Karakoç’um derki, takım elbise giyinip kravat takanlar.

Siyaset uğruna Caka satanlar.

Boşu boşuna Ankara’da yatanlar.

Sahipsiz kalmış Maraş’ım benim.