“Güz günleri” sıkıntılı geçiyor…
   Üretici, tüccar, esnaf mal almakta zorlanıyor, tüketici ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak…

   Duvarın dibine oturmuş vatandaş…

   Eli duluğunda…
   Hem düşünüyor hem hayal kuruyor yarınları karanlık…
   Arkasında hayalleri kalır…

***

   Güz mevsimi ayrılık mevsimidir…
   Tatilciler döndüler, boşaldı sahiller…
   Tatil yörelerinden herkes döndü, yazlıklarından, kışlıklarına…
   Herkes bir yere savrulur, bu mevsimde…
   Kız anadan, oğul babadan…
   Eğitim-öğretim mevsimidir bu aylar…
   Bağ bozumudur güz mevsimi…
   Yanar ocaklar, pekmez olur üzümler…

***

   Güz mevsimi masraf mevsimidir…
   Her yıl gelir başımıza, bu aylarda “masraf” çoğalır, cep boşalır…
   Mevsim güz olduğunda, hüzünlenir fakir, fukaralar…

   İki damla yaş düşer yumuk göz kanallarından…
   Masraf günleridir…
   Varsa ‘para’ ayrılır cepten…

   Yoksa cepte para bırakır seni ortalık yerde…

***

   Bir arkadaşım kaç gündür bir yakınını arıyor şehirde…
   Arada bir arıyor ama bir türlü ulaşamıyor…
   Ulaşınca ona yardımcı olacak sanırım…
   Ne yapsın adam…
   Bu ay masraf ayıdır…

***

   Dün ulaştı arkadaşına…

   Ben şahidim…
   “Sonunda ulaştım, her yerde seni aradım, cep telefonunda kapalıydı, bir türlü ulaşamadım sana…” dedi adam…

   Sonuçta buluştular bir çay ocağında…
   İçtiler sıcacık çaylarını, dışarıda esen rüzgara kafa tutarcasına…

   Yardımcı oldu arkadaşının çaresizliğine…

   Karşıladı çocuklarının okul masraflarını…

   Sağol dedi gariban…

***

   Bu mevsim ceplerde olanlarla, olmayanların fark edildikleri, ayrıştığı günlerdir…

   Yardımlaşmak bu günlerde belli olur…
   Ne çok ihtiyacı olan olur…
   Ne çok sıkıntı çekenler olur bu güz mevsimde…
   Yokluk vardır, yoksulluk vardır…
   Bu aylarda ne çok “sıkıntılar!” vardır…

***

   Her bir aile için ‘masraf’ ayıdır bu aylar…
   Varsa maaşı oda icralık, kredi kartı keza öyle, cepte yok  para…
   Hüzünlü bir güz mevsiminde…

   İçinde bir ‘Of’ çekme…

   Kalır…

   Güz günleri böyledir…

   Birader…