Böyle bir başlıkla yazıya başlamak için düşündüm inanın, benim bünyeme pek uymadığını, içime pek sinmediğini gördüm.

         Devletin üst yönetimleri de çok kullanmaya başlayınca, artık bizimde kullanmamız gerekliliğine inandım.

          Başlangıçta ülke geleceğinin bekası için kurulduğu söylenen, sonra üç beş çapulcu adı ile devam eden, sonrada başa çıkılmaz, önlenemez büyüme gösteren örgüt, bu acı sorunu, maalesef ülkemizin kaderini çizmeye kadar getirdi.

         Çıbanın başı müebbede hüküm giymiş içerde, eli kolu bağlı yatmasına rağmen sorun, azalacağına gittikçe artmaya devam etmektedir.

         Sıkıntının uzamasına etken bir yığın sebep var iken, bizin siyasi mekanizmalarımız daha sorunun başlığında bile anlaşamamış durumda. Hatta birbirlerine suç yükleme telaşı içindeler.

         Şehit kanından medet umuyorlar.

         Fırsatçılık yapıyorlar.

         Yarayı kaşıyorlar.

         Rant peşindeler.

         Vs ana başlıklarla bir birlerine sataşmaktalar.

         Mecliste gurubu bulunan bütün partiler, kimi Kürt sorunu kimi terör sorunu olduğunu her fırsatta dile getiriyorlar ama ortak bir noktada buluşmak için de çaba göstermiyorlar.

         Güney doğulu ana baba çocuğu dağda veya kırsalda ne zaman cenazesi gelecek diye,

         Güneydoğuda asker olan tüm ana babalar, çocuğunun sağ salim evine ne zaman döneceklerini beklemekten, ruhsal travmalara maruz kalmış durumdalar.

          Aslında ülkenin tümü, çözümsüzlükten sarsıntılı yaşamaktadır.

          Kırk yıldır yumak açılmadan bir köşede dururken, arada da bir siyasi parti liderleri, ülke geleceği gibi, partili yandaşlarına yönelik mesajlarla, sorunun üzerini açmaya çalışmaktadır.

         Sorunun beklemeyle çözülmeyeceğini gören CHP lideri Sayın Kemal Kılıçtaroğlu AKP lideri ve Başbakan Sayın Tayip Recep Erdoğan’dan randevu alarak görüştüler. Çözüme yönelik on maddelik bir öneri sundular. Çözüm önerileri basına tam açıklanmasa da başlangıç olarak olumlu karşılanmıştır.

         Ancak ateşli top yumağı Sayın Erdoğan tarafından Sayın Kılıçtaroğlu’nun kucağına geri atılmıştır.

          Görüşmelere başından beri karşı olan MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli ile anlaşıp ta gel denmiştir. Sayın Bahçeli ise daha görüşmeye yanaşmadan, bu sorun Kürt sorunu olmayıp bölücü terör örgütü sorunu diyerek kapılarını peşinen kapatmıştır.

          Sayın Erdoğan kızı vermemiş ama gelinciyi de küstürmemiş, anlaşamazsan da gene gel demiştir.

        Sayın Bahçeli boşuna gelme sana kız vermem diye kestirip atmıştır.

        Sayın Selahattin Demir taş’a gelince kandil ile İmralı arasında mekik dokumaktan başka çare bulamamıştır. Torbası o kadar dert yumağı ile dolu ki, bir yerden başlaması için önce rüştünü bile ispatlaması gerekiyor.

        Yaklaşık parti liderlerinin konumu ve Kürt sorunumu, terör sorunumu adı bir türlü konamayan derdimiz de bu.

        Kim haklı kim haksıza bakmayacağız.

       Adamın birinin önüne bir kazan dolusu kavurma koymuşlar, bu etin hepsini yiyeceksin sonrada bu delikten çıkacaksın demişler. Kavurmacı bir kavurma dolusu kazana bakmış birde kendine, birde deliğe bakmış, sen kavurmacı olda bu delikten çık demiş.

       Sayın Kılıçtaroğlu başlattığın için sana kolay gelsin.