Satrancın zekâ oyunu olduğunu çok duydum. Dama gibi gözükse de, zekâyı gerektiren bir oyun olduğu konusunda söylemeyen yok.

Ben bilmem mesela. Demek zekâm o kadar gelişmemiş! Seyretmesini severim ama. İnsan heyecanlanıyor, tüm dikkatini ve enerjisini oyuna verince, az çok kapar gibi oluyorsun da, bizim kafalar dolu birader.

Geçen hafta içinde değişik isimlerden oluşan AK Partili dostlarımla birlikte iken, benim ısrarla dile getirdiğim ve bildiğimi sandıkları il başkanlık meselesi yine alevlendi.

Biz bu meseleyi alevlendirdikçe, ateşin altına odun attıkça,  kazan da yüksek derecede kaynamaya başlayınca, dostlarım ‘yazıyorsun ama daha erken, ancak önümüzdeki ayın ortalarında belli olur, boşuna kendi yorma, milletin de kafasını karıştırma. Zaten millet kafayı bozmuş vaziyette!’ dediklerinde ben neremle güleceğimi şaşırıyorum inanın.

Gerçi o arkadaşlarımın benimle olmaktaki niyetleri, ağzımdan laf almak, kimin il başkanı olacağını benden duymaktı. Ben ne evet dedim, ne hayır. Ne kızı verdim, ne dünürcüyü küstürdüm. Belki bende adını bilmediğim bir oyun oynuyordum. Belki de değişik senaryolar üretip, milletin kafasını karıştırıyordum, kim bilir... Sevgili Harun Kahveci’nin dediği gibi, ‘zarf atıp, milletin aklını yokluyorum!’

*

Maşallah ne kadar da çok meraklıları varmış. Ne kadar çok niyetli olan, bu meselede suskunluğunu koruyan, kıyıda köşede ve siperde bekleyen… Bu arada Ankara’yı da Çarşıbaşı yoluna çevirenleri mi ararsın, Ankara’ya telefonlar edip, araya birilerini sokup minnet ricacı gönderenleri mi ararsın, Allah ne verdiyse artık!

Tabi her kafadan bir ses çıkıyor.

Zaten millet daha 1 Kasım’da elde edilen zaferin sarhoşluğu içindeler. Daha uykusundan uyanamayan çok. Yazdıkça, milletin heyecanı da katlanıyor. Kim bilir bu aralar birileri yüksek tansiyondan, şekerden Allah muhafaza öbür tarafa giderse, bütün suçlu ben olurum diye de endişe etmiyor, korkmuyor değilim!

Tabi değişik isimlere dolaşıyor ortalıkta, telaffuz ediliyor sağda solda. Biri bir isim diline dolarken, birbirlerinin gözlerine bakıyorlar, bir şeyler kapabilir miyim telaş ve heyecanı ile akabinde bakışlarını benim üzerimde yoğunlaştırıyorlardı.

Benim dudaklarımdan dökülecek ya da mimiklerimden anlaşılacak bir isim duyabilmek içini tüm dikkatlerini üzerime çevirmişlerken, benim açık vermem doğru olmayacaktı.

O sohbet ettiğim ortamda, il başkanlığı için can atanlar, hatta ismi geçenler bile varken, deyim yerinde ise bendeniz tam abluka altındaydım. Tam kuşatma içerisinde iken, biri sağımdan, biri solumdan çekiştiriyor, söyledikleri veya ortaya attıkları isimlerin olabilme ihtimalini güçlendirecek bir hareket, bir mimik, bir 'evet' sözcüğü dinlemek istiyorlardı.

*

İstiyorlardı da, ben o yaş tahtaya basmadım, basmam!

Dün de söyledim, geçen de… Sizler de okudunuz; isminin ve soy isminin içinde 2 'e' harfi olan partinin il başkanı olacak.

İhtimallere ve sürprizlere gelince...

Siyasette hele, sürprizler, ihtimaller her zaman vardır ve olacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu yok iken, bakmışsınız, düşündüklerimiz, sizin aklınızdan geçenler olmayabilir.

*

Kim ne derse boş, yakında, hele şu hükümet yerli yerine otursun, mecburen ve olması gereken şey, bir koordinatör gelecek, araştırma yapacak, anketleri gözden geçirecek, raporunu genel merkeze iletecek. Genel merkez de kamuoyunda en çok rağbet gören ismi atayacak.

İhtimallere, sürprizlere gelince… Deniz yanar mı, ihtimaldir...

Peki, herkesin beklediği o 2 isimden hiçbiri olmayıp, bir sürpriz atanır mı?

Aradan biri sıyrılıp atanmış il başkanı olarak koltuğuna oturur mu?

NOT: Bu satranç oyununa merak sardıysanız, sizi oyuna davet ediyorum.

Ve… Mahir Ünal’ın bakanlığından sonra, yerel siyasette dengeler değişebilir. Sayın Ünal’ın bakanlık ile eli daha da güçlenmiş, yerel siyasette alınacak ve verilecek koltuklar için Ankara’da,  genel merkezde de söz sahibi olacaktır. Böylece, isminin içinde 2 ‘e’ bulunan arkadaşımızın şansı daha da arttı diye düşünüyoruz.