Kırık- dökük, kırk yamalıklı, köhne bir konak ‘köhne bir dünya” için değer mi?

Yeryüzüne gelen: ilk insan Adam ve Hava, babamız, annemizden bugüne kadar ne yiğitler gelip geçtiğini hiç düşündünüz mü?

Değmez be dostlar: boş bir kavga köhne bir konak için değmez!

Siz bir konak alacaksanız: iyi yapılmış güzel olana talip olun! yani cennette talip olun.. Allah var, kam yok, Allah var keder yok…

Haşa Allah’ın bizim 17 saat aç ve susuz kalmamıza, 5 vakit namaz üzerine 20 vakit teravih namazı kılmamıza ihtiyacı yoktur…

Oruç bizim için: Oruç bizim sağlığımız için... Beş vakit namaz Müminin biracı , bize cennet kapılarını açmak içindir…Teravih namazı ise: Farz namazı gibi sevap verilen , eksik farz namazlarımızı tamamlamak ve onun sevabını almamız için bir fırsat günüdür..

Ramazan ayının içinde gizli olan: bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi ki o gece yapılan ibadetler 83 yıllık ömürde yapılan ibadetlere bedeldir…

Yiğit Maraşlım: yiğitliğini bir kere daha göster ve yavrularının elinden tut, camiye getir!

Yiğit dedelerimiz: Torunlarınızın elinden tutup bir kere daha teravih namazına getiriniz…

Yiğitliğimizi göstererek: çocuklarımızı, torunlarımızı camii ile buluşturalım…

Son dönemde: bazı kesim , “ Teravih namazı sünnet, teravih namazı nafile “ ibadet diyerek insanlarımızı camilere getirmemek için yoğun çaba harcıyor…

Sevgili Peygamberimiz (SAV) Efendimiz: “ Teravih namazına farz namazlar gibi sevap veriliyor, “ buyurarak, bazı zamanlarda mescitte cemaat ile 8/10/20 Rekât kıldığı olmuş bazı günler hiç kılmamış, sebebini sorduklarında, Allah resulü: “ Farz olmasından korkuyorum,” buyurmuştur.

O halde iş güç, biraz gevşeklik sebebi ile hepimizin Namaz borcu var, Kazaya kalan namazlarımız var Teravih namazı ise 20 rekat ve Farz sevabı veriliyor, o halde Ramazan ayını fırsat bilerek , köhne konak olan dünya için çalışma yerine bu Ramazan ayında kendimize bir iyilik ederek camilerde beş vakit namaz kılalım..

Düşünün: Anneniz, babanız ve dedeleriniz hepsi vefat etti… Şimdi nerede onlar?

Gençler düşünün: Dedeleriniz, onların babaları, onların dedeleri, neneleriniz şimdi nerede? Hepsi gitti…

Yarın sıra bize gelecek: Peki bu kırık dökük, kırk yamalıklı, köhne dünya, köhne konak için değer mi?

Şöyle düşünün: İslam âlimleri , “ Hiç ölmeyecekmişsiniz gibi bu dünya için çalışın! , yarın ölecekmişsiniz gibi Ahret için çalışın! “ yani dengeli ve ölçülü olmak…

Dünya da yaşıyoruz: gereğini yapacağız…

Yarın Ahrette intikal edeceğiz; orası içinde gereğini yapacağız…

1970 yıllarda bir komşumuz vardı! çok güzel bir bağ evi var, eve girişte iki yanı güllerle donatılmış, gül kokusu arasında eve girerdin, Komşular bu güllerden keserek reçel yapardı..

Parmakla gösterilen bağ evi, daha sonra 7 mirasçının malı oldu… Sonra 24 mirasçı malı oldu… Önceki gün baktım, yıkık dökük birkaç duvarı kalmış ev bile yıkılmış…

Köhne Konak bu sevgili okurlarım!

Baki olan Allah ve Ahret günüdür… Cennettir, Cehennemdir… Ahret günüdür…

7 odalı, yüzme havuzlu, savuna ve spor tesisli konak yaptırsak da bir gün akıbeti, köhne konak olacaktır…

Kırık dökük, kırk yamalıklı köhne konak olacak dünyayı sevme yerine gelin, Peygamberimizi sevelim, Allah ulaşacak yolda yürüyelim…

Bugün varız, birkaç saniye sonra yokuz…

Birkaç saniyesine hâkim olamadığımız dünya için, köhne konak için kimsenin kalbinin kırmayı değmez, kuru gürültü ve kavgaya gerek yok, bir birimizi sevelim…

Aldatan değil, bilerek aldanan olalım…