Hadi durun sözünüzde…
Daha neyi düşünüyorsunuz?
***
Hadi kaçmayın…
Cesaretli olmalısınız…
Siyaset cesaretli insanların, yürekli yiğitlerin, verdiği sözü tutanların işi ve amacı olmalı…
“Siyasettir, siyaseten söylenmiş bir söylemdir” diyerek yalana, dolana, aldatmacılığa, kılıf bulunsanız bile, vatandaş artık neyin siyaset, neyin yalan, dolan olduğunu anlıyor…
*
Ülkenin bugünkü koşullarında, kurulacak olan bir koalisyon hükümeti, her hangi bir koalisyon hükümeti değil…
Demokratik ve laik Cumhuriyetin yıkılmasının önlenmesi işidir…
*
Mesele; 63. Türkiye Cumhuriyeti hükümetine kimlerin girip girmeyeceği değil… Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin olup olmayacağı meselesidir…
Örneğin; hangi ismin adalet bakanı olacağı değil sorun... Adaletin ve bağımsız yargının bu ülkeye yeniden kazandırılıp kazandırılmayacağı sorunudur…
Ya da; kimin dışişleri, kimin içişleri bakanı olup olmayacağı önemli değil… Önemli olan eksen kayması yaşayan Türkiye Cumhuriyeti devletinin iç ve dış politikasının yeniden rayına oturmasıdır…
***
Veya kimin Milli Eğitim, kimin Sağlık Bakanı olmasından öte, Arap saçına dönüşen milli eğitim ve sağlık politikasının yeniden düzenlenmesinin sağlanmasıdır…
Daha da önemlisi:
Kurulmaya çalışılan hükümet modeli.
Bir Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin olması, ya da olmaması meselesinden öte…
Demokratik, laik ve bağımsız hukuk devletimizin yani Cumhuriyetimizin var olması, ya da olmaması meselesidir…
***
Ülkeyi yönetmeye talip olanlar, yani siyasi parti liderleri; rayından çıkarılmış devlet trenini yeniden rayına koyacaklarına, seçim meydanlarında açık ve net olarak namusları ve şerefleri üzerine yemin ettiler,söz verdiler bu ülke insanına…
Ve millet de onların verdiği sözlere inanarak, yetki verdi…
Birine yüzde 25,diğerine yüzde 16 ve öbürüne yüzde 13…
Bu halk sandığa gitti ve görevini yaptı bence…
Korktuğunuz partiyi iktidardan etti…
Daha ne yapsın…
Şimdi sıra sizlerde…
***
Bu halkın eli yakanızdadır…
Kaçamazsınız…
