Soma’ya bakmak lazım…

   Kara leke daha çok kimde…
   Bunu görmek ve bilmek lazım…
   Büyük çaplı olaylar, küçük görülen bazı unsurların zaman içinde insanları etkilemesiyle öyle bir aşamaya gelir ki ansızın patlak verir… Olaylara daha büyümeden çözüm aranmalıdır… İş işten geçtikten sonra önlemlerin fazla etkisi olmaz… İçin için büyüyen bir olay, bir duygu, bir maden ocağı çok geçmeden patlak verir, tıpkı Soma’da olduğu gibi…

***
   Bir yanda bir kuru ekmek bir kaşık çorba doldurur midelerini. Bir gülümsemeyle ortaya çıkar beyaz dişleri… Tanımazlar beklide bir birlerini maden tozunun kabardığı ocak içlerinde… Yeraltında çırpınır siyah kaplı vücutları, yeryüzü önlemi taşırlar an ve an yüreklerinde… Onlar her zaman bir umut çırası yakarlar duygularında...
   Diğer tarafta ise sadece kendi çıkarlarını düşünen, çalışanları hiçe sayan bir anlayışı taşıyan sermaye sahibi (patron) vardır… Böyle sermaye sahipleri tek amaç taşırlar beyinlerinde oda sermayelerini büyütmektir…

***

   Kömür ocaklarında çalıştırılan maden işçilerinin kaderleri başından beri birer çağdaş köle ve kendilerini de birer efendi ve patron olarak gören bu tipler özellikle sınıf olarak, kendilerinden hep aşağıda olarak gördükleri maden işçilerinin bu konudaki çalışmalarını ucuz işçilik... Onlara göre maden işçisi ne kadar çaba harcarsa da ne kadar üretim sağlasa da onların gözünde insan olarak görülmeyecektir…

***

   Bunun nedeni ise sermayenin ve siyasetin bir kibir abidesi edasıyla övünmesidir.
   İş bu sebepledir ki ülkeyi yöneten AKP’ye ve onun iktidarına, rotasını ”Maden ocaklarına, maden işçilerinin sorunlarına” çevirmesi çağrısı yapıyorum ve şöyle diyorum; ”Eğer bizim ülkemizde, maden ocakları bir katliama dönüşüyorsa, bunun önlenmesi için maden ocaklarının sorunlarının giderilmesi mecburidir”
   Bizim değerlerimiz yok olup gitmektedir bunu kabul etmeliyiz. Çünkü sizler, her ne kadar siyasi alanda kendi alanınızı genişletmiş olsanız da, maden işçisinin değerini ve çalışma koşullarını bilemesiniz… Onların seviyesine inmesiniz, onların ellerini sıkmazsınız, yanaklarına dokunmasınız… Çünkü onların elleri de yanakları da kömür karasıdır… Onlar bahtı karalıdır…

 ***

   Aslında sorumluların  “Dibi maden ocağının dibinden daha karadır” demek elbette çok yerindedir ama bununla birlikte şunu da söylemek gerekir ki, Soma’daki maden kazası bir katliamdır. Çünkü Soma’daki maden kazası kurbanları, büyük bir ihmale kurban gitmişlerdir… Çünkü Soma A.Ş., kendisinden önce  burasını işleten Ciner Grubu’nun “ tehlikeli” gördüğü ve işletmeye kapattığı ocakların, yeniden işletmeye açılmasıyla patlama meydana gelmiştir… (bu kazadan kıl payı sağ olarak kurtulan işçiler anlatıyor) “Bu işin sorumlusu Soma A.Ş.’dir. Bu firmayı sağlıklı bir şekilde denetlemeyen sorumlu bakanlıktır”
   Ne oldu şimdi… Ölüm, acı ve gözyaşı ile doldu Manisa şehri...

***

   Teknolojinin sınır tanımadığı dünya da, 2014 yılında maden ocaklarında meydana gelen kazalarda yüzlerce can yaşamını yitirmiştir… Bugünün Türkiye’sinde hala maden ocaklarında çalışan maden işçilerine yaşama hakkı tanımlayanların bu millete demokrasi ve insan haklarından bahsetmesi saçmalıktır...
   Birileri kara leke arıyorsa eğer, Soma’ya bakmaları yeterlidir. Bu millet kara lekenin kimde, kimim dibi daha kara  ve nerede olduğunu artık  görmelidir, anlamalıdır…