Bir tanıdık, bir dost, komşu, akraba veya hiç tanımadığımız biri: Yeni bir ev yeni bir araba, yeni bir elbise aldı ise: Ne olur Maşallah deyin, Allah Nazardan korusun deyin dua edin, dua için sizden para isteyen yok ki!...

Ben nazarı çok iyi bilirim, gözlerimle gördüğüm olaylar var.

Kuyucak’ta oturur evimizde bir gül vardı, mayıs ayında çok güzel gül açmıştı, bir kem gözlü komşu kadını vardı, geldi:” Ama nasıl gül açmış, böyle gül görmedim,” dedi. Gül bir saat içinde kurudu.

Bugün mezarlıkta yatan insanların birçoğu nazardan ölerek orada yatmaktadır.

Bir tanıdığın ilk çocuğu olmuştu. Aile mutlu idi, ama çocuk tosuncuktu.: bir yaşında bebek gibi doğdu, Nazardan bağırarak öldü. Bizde bir söz var, erkek çocuğu nazar kaldıramaz! diye. Ne olur Maşallah diyelim dostlar.

Hepimizin başında bir nazar var.

Bugün Nazar konusunu yazmak ve bildiklerimi, okuduklarımı, duyduklarımı sizlere aktarmak istiyorum.

Sevgili Peygamberimiz Resülullah’ın (s.a.s.) nazar değmesine karşı Muavvizeteyn (Felâk ve Nâs) surelerini okuduğu; ashabına da bunları okumalarını tavsiye ettiği bilinmektedir. (Tirmizî, Tıb, 16; İbn Mac’e, Tıp, 32).

Bunların yanında büyüye ve nazara karşı birden çok dua okunabilir. Hz. Peygamber (s.a.s.) ayrıca, torunları Hasan ve Hüseyin’i nazar ve benzeri olumsuzluklardan korumak için onlara şu duayı okurdu: Türkçesi ile,

“Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.” (Buhari, Ehâdîsu’l-enbiyâ, 10; bkz: İbn Mâce, Tıb, 36). Mesele kısaca bir kere Maşallah demektir.

Yine Resûl-i Ekrem (s.a.s.), “Kim hoşuna giden bir şey görür de ‘Maşallah lâ kuvvete illâ billâh’ (Allah’ın dilediği olur. Ondan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur) derse, ona hiçbir şey zarar vermez.” (Bey hâkî, Şu‘abü’l-îmân, VI, 213) buyurmuştur.

Mesele burada: bir yakınınız yeni bir ürün, yeni bir ev yeni bir araba vs. aldı ise Maşallah deyin abime yakıştı deyiniz.

Aaaaa ne kadar güzelmiş, inanamıyorum aaaaaa , deme yerine : Maşallah çok güzel güle güle kullanın, Allah sizi nazardan korusun ,” deyin dua edin ne olur..!

En azından şunu yapın her gün sabah akşam: Felak suresi okuyunuz.

Bismillâhirrahmânirrahîm

﴾1-5﴿ Kul, euzü birabbil felâk, min şerri ma halak, ve min şerri gasikin iza vakab, ve min. şerrin neffassâti fil ukad, ve min şerri hâsidin iza hased.

Meali: Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla

De ki: "Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım." ﴾1-5﴿

Nâs suresi

Bismillâhirrahmânirrahîm

﴾1-6﴿ Kul, euzü birabbin nâs, melikin nâs, ilâhin nâs, min şerril vasvasil hannas, elleziy yuvesvisu fiy sudûrin nas, minele cinneti ven nâs.

Meali: Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla

De ki: "Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik'ine, insanların İlah'ına sığınırım." ﴾1-6﴿

Dua: Duanın, alçak sesle, hüzünlü ve tazarru ile (yalvararak) yapılması adaptandır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Rabbinize yalvararak ve için için dua edin…” (A’râf, 7/ 55) buyurulmaktadır. Ancak, içtenlikle ve samimi olduğu sürece, sesli olarak dua edilebilirse de sessiz olması daha uygundur. Hz. Peygamber sav, bir yolculuk esnasında sesli olarak tekbir ve tahlil getirmeye başlayan bir grup saha biye, “Ey insanlar! Kendinize merhamet edin; siz ne duymayana dua ediyorsunuz ne de uzakta olan birisine. Muhakkak siz, işiten, yakın olan bir zata dua ediyorsunuz ki O sizinle beraberdir.” (Buhari, Cihat 131; Müslim, Zikir, 44; Ebu Davud, Vitr, 26) buyurmuşlardır.

Sözün özü: dua, görür görmez bir kere Maşallah, Maşallah demek yetecektir.

    Hayırlı cumalar dostlar.