GENEL seçimler öncesinde Mehmet Taş, Abid Vanlı ve Mustafa Şirin ile beraber bu sütunların yazarının da içinde bulunduğu gazeteciler, Birleşik Basın Birliği (BBB) adı altında “basında güçbirliği hareketi” kurdular. Amaç, siyasi parti farkı gözetmeksizin milletvekilliğine aday adayı olanlarla akşam saatlerinde başlayıp gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren dobra dobra sohbetlerle aday adaylarını tanımak ve aldığımız izlenimleri okurlarla paylaşmak.

 Yapılan sohbetler öyle bazı TV sohbetlerinde olduğu gibi çanak sorularla “Sen ne ağaymışsın, sen ne paşaymışsın, sen ne bulunmaz Bursa kumaşıymışsın” kıvamında değil, daha çok eski TV programlarında olduğu gibi soran sorgulayan, irdeleyen, bazen ağır bir şekilde eleştirilen, bazen tebrik edilen objektif bir bakış açısıyla yapılan canlı, diri, gerçek manada gazetecilik yapılıyor.

 Bizim grup olarak aslında ortak fikrimiz, hangi siyasi partiden olursa olsun ithal adaylara prim verilmemesi, evi aday olduğu kentte olan, dününü tanıdığımız, icabında kent insanının oyunu alıp seçildikten sonra yan gelip yattığında bunun hesabını sorabileceğimiz kişilerin listelere girmesi yönündedir.

 BİR İTHAL ADAYLA SOHBET

KAHRAMANMARAŞ basınının büyük çoğunluğunun “Kuzeyin yiğidi” dediği dostumuz Sait Tahiroğlu organize etmiş. Önceki günkü konuğumuz, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, eski Sanayi Genel Müdürü, şimdinin Ak Parti Milletvekili Aday Adayı Süfyan Emiroğlu idi. Yani üniversite eğitimine başlamasının ardından memleketinden ayrılıp artık ikameti Ankara’da ya da bir başka kentte, aslında bizim “ithal” dediğimiz aday adaylarından biri durumundaydı.

 Ancak beş saat süren sohbetimizin sonunda arkadaşlarımla beraber ortak görüşümüz; bu ithal adayın iş yapacağı, memleketine katma değer sağlayacağı yönünde oldu.

 Bir kere Süfyan Bey zaten Ak Parti döneminde üst düzey görevler almış bir bürokrat ve aday olamayıp dönse bile Belediye’nin zabıt katibi olmayacak, yine üst bir görev alacak.

 Milli Görüş geleneğinden geliyor ama o eskiden bildiğimiz dünyaya kapalı, softa bir hareket adamı değil, modern dünyanın globalliğine inanmış, 50’nin üzerinde ülke gezmiş ve buralarda Sanayi Bakanlığı olarak Türkiye standları açan vizyon sahibi bir bürokrat.

 Ankara’yı iyi tanıyor, bürokrasinin dilini anlıyor, büyük özel sektörün yüreğini biliyor. Ankara’yı ve dünyayı tanımayı önemsiyorum zira eski milletvekili, yeni Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek’in adının “başarılı belediye başkanı” diye anılmasındaki en büyük etkendir Ankara’yı tanımak.

 Milletvekili olarak memleketine hizmete aday olmuş ve bunu istiyor. Listeye girer mi girmez mi, nasip olur mu olmaz mı onu bilemeyiz ancak kendisinin İmam Gazali’den alıntılayıp söylediği bir söz var: “Nasip Nedir? Nasip, senin istediğinle Allah’ın istediğinin örtüşmesidir.”

 HALKIN İÇİNDEN BİR ADAY

Adı: Serdar Erdoğanyılmaz… Ak Parti Milletvekili Aday Adayı. Hem hukuk hem de mühendislik okumuş birisi. Üstüne her gün memleket meseleleriyle alakalı yıllardır köşe yazıları yazan biri…

 Mağralı esnafı Paçacı Remzi Usta ile de dost arkadaş, kentin en zengini Halil İbrahim Gümüşer’le de…

 Kolay değil emek vermiş, köylüsü ile de hemhal olmuş yıllardır, kentlisi ile de…

 Lisan biliyor, entelektüel bir kimliğe sahip, her siyasi görüşten kendisinin kitle olarak yanında yer alacak dostluklar kurmuş.

 Kahramanmaraş’ın yerlisi. Küçüklerinin abisi, büyüklerin kardeşi olmuş.

 Deyim yerindeyse kentin sorunlarını gerçekten dibine kadar bilen bir adam.

 Yani; şekeri de var, yağı da var, unu da var, parti aday yaparsa helvayı yapmayı bekliyor.

 Ne diyelim, bize “Yolun açık olsun” demek düşüyor.

*           *          *
15 Şubat 2015 tarihli Habertürk Gazetesi, Güneyli ekinde çıkan Yener Atlı'nın köşesinden alınmıştır.