Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, Aksu TV ekranlarında yayınlanan “Gündem Özel” programında Murat Eğridağ’ın sorularını cevaplandırdı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Mahçiçek, 9 Nisan’da yapılacak Anayasa değişikliği referandumu ile millet iradesinin tam anlamıyla neticeleneceği bir sisteme geçileceğini ifade etti.



Siyasi tarihten örnekler sunan Başkan Mahçiçek, Türkiye’nin artık parlamenter sistemin açmazlarından kurtulacağını ve gazete manşetleriyle hükümetlerin yıkıldığı bir dönemin geride kalacağını kaydetti. Mahçiçek, şöyle konuştu:

“Geçmişe doğru gittiğimizde parlamenter sistemin ne tür açmazları olduğunu görmüş oluruz. 70’li yıllarda rahmetli Ecevit’in hükümet kurması için 11 tane kumar borcu olmayan, namuslu adam aranıyordu. Onlar bulundu rahmetli Ecevit iktidar oldu. Sonra bir baktık ki kumar borcu olmayan o 11 arkadaşımız farklı yerlerde yanlış şeylerle ortaya çıktı. Sonra o hükümetler gazete ilanlarıyla yıkıldı. Diğer bir örnek Rahmetli Erbakan hocayı hatırlayalım. Refah yol döneminde Erbakan hoca istifa ettirildi. Teamüllere göre o gün Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller hanımefendiye hükümet kurma görevi verilmesi gerekiyordu. Bu rakamsal olarak da teyit edildi. Ama o günkü Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. Parlamenter sistemin açmazları bunlar. Hatırlayın AK Parti’nin ilk dönemlerini bu günkü Cumhurbaşkanımızın seçilme hakkı gasp edilmiş. Bu aşılmış sonra 367 garabeti çıkmış, parti kapatma çıkmış. Sonra yazılı müdahaleler olmuş. Sonra 15 Temmuz’da millet iradesine müdahale için bir kalkışma ortaya çıkmış. İhtilal teşebbüsü olmuş. Ama artık millet ne derse o olacak. Bunun son aşaması bu, millet iradesinin tebarüz ettiği bir seçim olacak. Millet istediğini Cumhurbaşkanı seçecek ve o cumhurbaşkanı oluşturacağı hükümetle bu ülkeyi yönetecek. Yani doğrudan millet egemen olacak. Esas demokrasi diyorsanız, millet iradesinin egemenliği diyorsanız gelecek olan sistem bu olmalı.”

“DİKTATÖRLÜK SÖZÜYLE ALGI YARATILMAK İSTENİYOR”

Başkan Mahçiçek, muhalefetin kullandığı diktatör söyleminin de gerçeği çarpıtmak ve algı yaratmak amacını taşıdığını söyledi. Mevcut haliyle Cumhurbaşkanının “vatana ihanet” dışında hiçbir şekilde sorumlu tutulmamasına karşın, Anayasa değişikliğinin ardından daha sorumlu hale geldiğini vurgulayan Mahçiçek, “Yeni anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanı da sorumlu hale geliyor. Artık görev yapacak ama sorumsuz olmayacak. Bu çok daha düzenli bir sistem değil mi? Bir tarafta yapacaksınız hiçbir sorumluluğunuz yok, bunun yanında sorumlu olacaksınız. Bunun neresinde diktatörlük. Burada gerçek bir millet iradesi var. Cumhurbaşkanı kanalıyla da bu ülke yönetiliyor. Onun için bütün bunlar geçerliliği olmayan diktatörlük gibi şeylerle insanların kafası karıştırılmaya çalışılıyor. Ama gerçek manada demokrasi geliyor. Diktatör kendi kendini sorgulatabilir mi? Hiç mümkünü yok yani.”



“ŞİMDİ DE EKONOMİ İLE VURMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Mahçiçek, Türkiye’nin vesayet zincirlerini kırmaya başlamasının ardından türlü senaryolarla karşı karşıya kaldığını belirtti. 15 Temmuz’da amacına ulaşamayanların şimdi de ekonomi ile Türkiye’yi dize getirmeye çalıştığını söyleyen Mahçiçek, şöyle devam etti:

“Ülkemize çeşitli müdahale versiyonları tatbik ediliyor. 15 Temmuz’da milletimiz bu hainlere fırsat vermeyince bu defa ekonomik yönden bizi çökertmeye çalışıyorlar. Bu ülkenin ekonomisine bir bakalım. AK Parti iktidara gelmeden önce bir gecede yüzde 7 bin 500’lere varan enflasyon vardı. Bir kitap fırlatılmasıyla bu ülke allak bullak oluyordu. Ekonomi kırılgandı. Ama 2002’den itibaren her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da ciddi mesafeler alındı. Bütün bunlara rağmen, bu ülkenin ekonomisi ayakta durdu. 2002’de fert başına gelir 2 bin 500 - 3 bin dolar iken bugün 10 bin doların üzerinde. Bu ülke refah düzeyini üçe katlamış demektir. Bu defada bizi buradan vurmaya çalışıyorlar. Dövizi yükseltiyorlar, bunu yaparken ekonomiyi aşağı çekmeye çalışıyorlar. Bakın, bu ülkenin ödemeler dengesinde bir sıkıntı var mı yok. Bu kadar sıkıntılı bir ülkenin büyümesi gelişmiş batı ülkelerinin çok üstünde, bütün olumsuzluklara rağmen yüzde 3,5 büyümüş. Bütün bunlara rağmen Fitch gibi Standard Poor gibi derecelendirme kuruluşları notlarımızı kırmaya çalışıyorlar. ‘Bu ülkede yatırım yapılamaz demeye çalışıyorlar.’ Arkadaşlar bu kadar kötü olsak Türkiye bu projeleri yapabilir mi? Hangi ülkede denizin altından mükemmel sistemler kurarak, bu kabil yollar açmış. Hangi ülke dünyanın en büyük havaalanını yapabiliyor. Hangi ülke kanal İstanbul gibi bir projeyi yapabiliyor. Bunlar ekonominin çok iyi olduğunu gösterir. Bütün sıkıntılara rağmen ülkenin kasasında 140 milyar dolar var. Bu ülke büyük bir ülke, bu ülkeyi çökertemeyecekler. Cenabı hak bir kapı aralıyor. Bunlar da aşılacak.”

“TAKIM RUHUYLA ÇALIŞIRSANIZ BAŞARAMAYACAĞINIZ ŞEY YOK”

Onikişubat Belediyesi’nin çalışmalarına da değinen Mahçiçek, takım ruhu ve aidiyet hissinin başarıyı getirdiğini vurguladı. Büyükşehir sistemiyle birlikte artık hizmetlerin daha hızlı ilerlediğini kaydeden Mahçiçek, “Buradaki bir başarı varsa ki; var Allah’a şükür, en nemli faktörlerinden bir tanesi sistem değişikliği. Yani büyükşehir statüsüne kavuşmamız. Önceki sistemde köy hizmetleri kanalı ile kırsal kesimlere hizmet götürüyordunuz. Onların görev alanına giren hizmetler belediyemize aktarıldı. İkinci bir faktör belediyelerimiz iyi çalışıyor. Belediyemizin ötesinde iyi bir hükümetimiz var. Bir Başbakan Yardımcımız var, bundan önce bir bakanımız vardı, Mahir Bey vardı. Milletvekillerimizin ciddi gayreti var. Bu komple bir takım işi. Yukarıdan hükümetimizin, bakanlarımızın ve belediyelerimizin ahenk içerisinde çalışmasının ürünü. Geçmişe göre de verimli çalışıyoruz belediyeler olarak. Yani bir hizmet götürülecekse önce etüt ediyoruz. Diyelim ki bir köyümüzde yol açılacak. Önce gidiyor etüt ediyoruz. 5 günde açarız diyoruz ve yapıyoruz. Kaynak olarak da daha tasarrufluyuz. Biz 4 Nisan 2014’te kurulmuşuz. Sıfır bir belediye. Ama o günden bu güne baktığınız zaman 2,5 senede yılların yapılmayan hizmetini yapmışız. 5,5 milyon metrekare kilit parke yol yapmışız. 320 bin ton asfalt yapmış. Bunları geçmişte hayal etmeniz mümkün değildi. Bu arkadaşlarımızın verimli çalışmasından, taşıdıkları aidiyet duygusundan kaynaklanıyor. Çalışanlarımızın Cumartesi-Pazarı yok yani. Ben de bazen şaşırıyorum, ‘2,5 sene de bu kadar şeyi nasıl yaptık’ diye. Ama takım ruhuyla çalışırsanız, aidiyet ruhuyla çalışırsanız kısa mesafede çok çok farklı şeyler yapılıyor.”

“12 ŞUBAT VE 15 TEMMUZ RUHUNUN AYNI OLDUĞUNU TÜM TÜRKİYE’YE GÖSTERECEĞİZ”

Onikişubat Belediyesi’nin hayata geçirdiği “İstiklalden İstikbale Kahramanmaraş 12 Şubat Destanı” kısa filmine de değinen Mahçiçek, Maraş Destanını tüm Türkiye’ye öğreteceklerini vurguladı. Mahçiçek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bizim tarihimiz maalesef bize öğretilmedi, unutturulmaya çalışıldı. Baktığınız zaman geçmişte canını veren insanlar unutturuldu. Bunun bir tek istisnası var Çanakkale. Sayın Cumhurbaşkanımızın gayret göstermesi ile Çanakkale destanını herkes biliyor. Türkiye’nin hemen her şehrinin bir kurtuluş mücadelesi var, kurtuluş öyküsü var. Bu bağlamda Maraş için canını veren şehitlerimizin unutulmamasını temin bakımından böyle bir çalışma yaptık. Bir de 12 Şubat ruhu ile 15 Temmuz ruhunun aynı olduğunu göstermek. Orada da bir işgal var, burada da bir işgal teşebbüsü var. Maraş önce İngiliz sonra Fransızlar tarafından işgal edilmiş. Sonuçta iman kazanmış, bu ülkenin sahipleri

kazanmış. Bunların anlatılması gerekir. İşte biz 12 Şubat ruhuyla 15 Temmuz ruhunun aynı olduğunu, bu manevi atmosferin unutulmamasını temin için bunu yaptık. 9 Şubat’ta da ilk defa Mehmet Akif Kültür merkezinde seyrettireceğiz. Ama orada bırakmayacağız. Milli Eğitim Bakanlığımızla bu filmi bütün okullarımıza, dağıtalım istiyoruz. Onlarla da yazışmaya başladık. Muvaffak olursak hem Maraş’ta hem de tüm Türkiye’de bu filmi bütün gençlere ulaştıracağız.”

Editör: Haber Merkezi