Dün, Özel İdare önünde, biri gurup partili arkadaşları ile basın açıklaması yapan Başkan Mehmet Dere, “Vahşi Komünist Çin zulmü altında  Müslüman Uygur Türkleri  kardeşlerimiz yıllardır inim inim inlemektedirler. Kanada’da Yaşayan Doğu Türkistan derneği yetkilisi bir kardeşimiz ziyaretimize geldi olan bitenleri belgeleriyle şöyle anlatıyor. Bizler sizler gibi Kurtuluş harekatımızı beceremedik;  bu başarısızlığın ardında gittikçe zillete düşmeye devam ettik, nasıl oldu da medeniyetin beşiğini kuran bu millet bu zor duruma düştü;

Bizler Müslüman bir topluluğun Müslüman Türk evlatlarıyız; Doğu Türkistan’da evvel Çinliler gelip bizim işlerimizi yapıyorlardı; bizler onlara yiyecek içecek ekmek ve iş veriyorduk; sonra onlara kalacak yerler verdik; zamanla Çin’in politikaları zengin sermaye sahipleri bunları destekledi; bizim sıkıntıda olan esnaflarımıza çiftçimize, hayvancımıza kredi verdiler; Sonra doğu Türkistan’da hayvancılık, tarım, araziler, ticaret ve idare söz sahibi olmaya başladılar, daha sonra Çinin idaresiyle iş birliğine giren bu gurup  bize zulmetmeye başladılar;  yüce kitabımız kuranı kerim okumamız yasaklandı; Camilerimiz taverna diskotek, ahır yapıldı, ezanlarımız yasaklandı, her cadde ve sokağa kameralar döşendi, Ramazan günleri sahurda ışığımızı yakamıyorduk; ışığı yanan eve askerler baskın yapıyorlardı; Müslümanım demek, namaz kılmak suç oldu, derken okumuş üniversite mezunlarımız da dahil olmak üzere terörist muamelesi görmeye başladık;

Daha sonra 16-22 yaş aralığında genç kızlarımız evlerden zorla toplandı; Çinli erkeklere peşkeş çekildi; ne izzetimiz kaldı ne şerefimiz, mahkemelerde hiç birimiz bir hak iddia edemedik peşinen Çinliler haklı çıkıyordu; bizlerde ya iftiradan ceza alıyorduk ya da akıl yoksunu meczup ilan ediliyorduk

Bu da yetmedi evlerimizdeki küçük çocukları kandırarak; evde namaz kılıp kılmadığımız, konuşmalarda İslam’dan, kuranı kerimden bahsedip bahsetmediğimiz sorgulanıyor; eğer namaz kıldığımız bilgisini elde ederlerse; ertesi günü kampa gönderiyorlardı;

İlkokul çağına gelen çocukları evlerden topladılar, yetim hanelere götürdüler, aileleriyle görüşmeleri yasaklandı, hiç birinden haber alınamıyor; Çince eğitim, Çince giyim, Çince kültür dersleri verilerek, çocukları tamamen ataist olarak yetiştiriyorlar

ŞİMDİ 2018 YILI BAŞINDA 5.000.000 AŞKIN GENCİMİZ AİLE REİSİMİZ ERKEĞİMİZ TERÖRİST MUAMELESİ GÖREREK KAMPLARA ALINDI;

Bu kamplara alınanlardan hiçbir haber alınamıyor; Sormak dahi yasaklandı; kamplardan kurtulan Uygur Türk’ü bir kardeşimiz ağlaya ağlaya şöyle anlatıyor: bizlere zorla bilmediğimiz ilaçlar içirilmekte; içerisinde ne olduğunu bilmediğimiz aşılar yaparak belki de tıbbi deneylerinde denek olarak kullanılıyorduk birçok kardeşimizin organlarının alındığını fark ettik. Bir çok kardeşimiz beklenmedik bir şekilde aramızdan alındı ve geri gelmedi; Kamplarda ise 10 m2 odaya 40 kişi tıkılarak, tıkıldığımız bu odada  kalmamızı istediler, odalarda  nefes alamıyorduk; odanın bir köşesine klozet konulmuştu; tuvalete orada gitmek zorundaydık; sırayla  10 kişi uyuyor, diğer 30 kişi ayakta bekliyorduk; nefessizlikten çoğumuz baygınlık geçiriyorduk,  1 ay kampta kalan kardeşlerimiz, bir deri, bir kemik kalıyor, tanınmaz hale geliyordu.

Bununla da yetinmediler; erkekleri toplanan evlere Kardeş aile projesi adı altında Çinli erkeler yerleştirildi aile reisiniz bu Çinli erkek dediler; yurt dışında veya herhangi bir yerde bu şerefsiz projeye karşı duran kişilerin yakınlarını tutuklayarak Türkistan’a dönmesini istediler ve istemeye devam ediyorlar; eğer dönmezseniz ailenizi kampa göndeririz diye tehdit ediyorlar; ülkeye dönenleri de ailelerine ulaşmadan katlediyorlar

Çin’in BM 5 daimi üyesinden biri olması hesabıyla Müslüman milletlerden gelen tepkilere veto hakkı kullanılmakta; hiçbir yaptırım kararı alınamamaktadır. Çinin finansal baskısı sonucu, emperyalist devletler, ve Müslüman devletlerin idarecileri üç maymunu oynuyorlar ;

Hal böyle iken duyduk ki Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyemiz Çin’in Yiwu şehri ile kardeş şehir olmak için ön protokol imzalamış. Büyük Şehir Belediye Başkanlığımızı uyararak Bu hatadan dönmeleri için bir bildiri yayınladık; yayınladığımız bildiri karşısında gelen cevap ise; Özrü kabahatinden büyük bir cevap gelmiştir.

İpek yolu projesi ve ticari menfaatler göz önüne alınarak 40 belediyemizle 40 Çin şehrinin kardeş şehir protokolü imzaladığı ifade edilmiştir. Bir ülke vatandaşlarına sadece Türk oldukları, Müslüman oldukları için, soykırım yapılırken izzet ve şereflerini çiğnerken; Çin idaresine Elinize Sağlık ödülümü veriyorsunuz. Sizler hangi inancın insanlarısınız;

ŞİMDİ SORUYORUM SİZLERE;

Rabbimiz Müslümanları tek bir vücudun uzuvları olarak belirtmişken, kanayan bir uzvumuzu hangi para, hangi çıkar karşılığında satmaktayız?

Bu Akıl almaz işkencelere maruz kalan Müslüman Türkistanlı kardeşlerimizin organlarının satılmasına razı mı olacaksınız.

Zindanlardan Feryatları arşı titreten kız çocuklarımızın çığlıklarını duymayacak mısınız;

100 yıl önce Ermeni ve Fransız’ın , daha sonra milli şef döneminde camilerin ahır yapıldığı gibi; doğu Türkistan’da camilerin taverna yapılmasına sesiniz çıkmayacak mı;

Yine Kuranı kerimin yakılmasına, okuyanların kamplara tıkılmasına hiç sesiniz çıkmayacak elinize sağlık bu teröristlerden kurtulduk mu diyeceksiniz

Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem

Biri  ecdadıma saldırdı mı, hatta  boğarım

Boğamasam ki, hiç olmazsa yanımdan kovarım

Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam

Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam

Doğduğumdan beri Aşık’ım istiklale

Bana hiç tasmalık etmiş mi altın lale

Kanayan bir yara gördüm mü,  yanar ta ciğerim

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim

Adam aldırma geç diyemem, aldırırım

Çiğnerim çiğnenirim ;hakkı tutar kaldırırım

SON OLARAK SÖZÜMÜZ ŞU DUR KOMİNİST ÇİN DEVLETİ NEZDİNDE GEREKLİ GİRİŞİMLERDE BULUNARAK BU ZULÜMLER BİTİNCEYE KADAR

1-kardeş şehir protokollerinin askıya alınmasını;

2-Parlementodan heyetlerin gidip Türkistan diyarında incelemelerde bulunulmasını,  araştırma komisyonlarının oralarda objektif raporlar getirmesini

3- Türkistan memleketi olan Urumçi. Kaşgar, Aksu, Altay gibi Türkistan şehirlerinde zulmün bitmesi için milletimizle kardeşlik kurulmasını, 

4- Oralarda ki kardeşlerimizin acılarına, yaralarına merhem olmaya çalışılmasını;

5- Safımızın zalimden değil mazlumdan yana olmasını tavsiye ediyoruz; 

6- Umulur ki zulmün durmasına vesile olursunuz

7- İdarecilerimize sesleniyoruz; yanlıştan dönmek erdemliliktir; fazilettir;

8- Zenginliği, Menfeati, çıkarı, korkuyu ve susturulmayı reddedip, haktan yana olup Rabbimiz ALLAH’TIR demenizdir. Sizlere yakışan budur.

Bizler Yeniden Refah Partisi Olarak Kardeşlerimize yapılan bu zulmün bir an evvel sona ermesi için konunun takipçisi olacağız,

Kamu oyuna önemle duyurulur” İfadelerine yer verdi.

Editör: Haber Merkezi