Süyür, yaptığı yazılı açıklamada, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal hayatını yok eden uyuşturucu maddelerle mücadele etmenin, geleceğimiz olan çocuklarımızı bu maddelerden korumanın ancak iyi bir koruyucu halk sağlığı yaklaşımıyla olabileceğini belirtti.

“Ancak koruyamadığımız ve bir şekilde maddeyle karşılaşmış kişilerin maddeden kurtarılması için iyi bir psikiyatrik tedavi olması şarttır” diyen Süyür, bu kişilerin iyileşebileceğine, maddeden kurtulabileceğine öncelikle bizlerin inanması gerektiğini ifade etti.

Süyür, ‘’Psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanları, rehber öğretmenler, aileler, yakın arkadaşlar ve bağımlı kişiler işbirliği içinde olmalı, bir ekip çalışması halinde sorunun üzerine gidilmelidir” saptamasını yaptı.

Amerika Birleşik Devletleri’nde toplumun yüzde 90’ının yaşamının bir döneminde alkol aldığını, erişkinlerin yüzde 60-70’inin ise sıkça alkol aldığının tespit edildiğini bildiren Süyür, kalp hastalığı ve kanserden sonra alkole bağlı sağlık sorunlarının üçüncü sırada yer aldığını kaydetti.

ÖMRÜ KISALTIR

Erişkinlerin yüzde 30-45’inin yaşamının bir döneminde en az bir kez aşırı alkol almaya bağlı sorunla (trafik, iş, okul) karşılaştığını anlatan Süyür, şunları paylaştı:

“Hala yılda 200 bin kişi alkole bağlı bir sorundan ölmektedir. Otomobil kazalarında yüzde 75, kazadan ölümlerde yüzde 50, cinayetlerde yüzde 50, intiharlarda ise yüzde 25 oranında alkol sorumlu tutulmuştur. Ortalama yaşam süresini en az 10 yıl kısaltmakta olan alkol, bağımlılık yapan diğer uyuşturucu maddelere de öncülük etmektedir. Kentlerde kırsala göre daha yaygın olan alkolizm birinci derece akrabalarında alkol bağımlılığı olanlarda 7 kat daha fazla görülmektedir. Alkol de dâhil olmak üzere diğer tüm uyuşturucu maddeler ömrü kısaltır kişilere bağımlılık yapar. Bu konuda ebeveynlerimiz biraz daha dikkatli olmalı, çocuklarını yakından takip etmeli.”

Kişilik sorunları, çevresel etkenler, çevrede madde kullanımının yaygın olması, stres gibi sebeplerin de riski artırdığını ifade eden Süyür, aile içi iletişim ve paylaşım sorunlarının da kişileri maddeye iten önemli bir etken olduğuna vurgu yaptı.

BİR KİŞİNİN MADDE ALDIĞINDAN ŞÜPHELENDİREN ŞEYLER NELERDİR?

“Madde kullanımının en korkulan sosyal sonucu gençlerde yaygınlığının artmakta olduğudur” diyerek konunun ciddiyetine işaret eden Süyür, madde kullanan bir genci tanımak için dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:

·         Geceleri çok sık dışarı çıkması ve bar disko gibi eğlence yerlerine çok sık gitmeye başlaması

  • Eski arkadaşlarını bir bir ve kısa sürede terk edip yeni ve çok sık beraber olduğu yeni arkadaşlıklar kurması ve kim olduklarından ailesine bahsetmemesi
  • Gece saatleri bile olsa gelen bir telefonla apar topar dışarı çıkması veya cevapsız telefonların sayısında belirgin artış olması
  • Çok para harcamaya veya istemeye başlaması
  • Ona ait olmadığını bildiğiniz eşyalarla gelmesi ve bunları bir daha görememeniz
  • Ani kilo kayıpları ve iştah sorunlarının olması
  • Uyku düzeninin bozulması
  • Göz çevresinde kızarmalar, donuk bakışlar olması
  • Elde ve vücutta daha önce görmediğiniz titremelerin olması ve daha birçok aniden değişen sosyal ve fiziksel şartların olması 

GÖRMEZDEN GELİNMEMELİ

Uzman Psikolog Süyür,  bağımlılığın sadece madde ile sınırlı olmadığını ifade ederken, bir insana bağımlılık, bilgisayar ve internete bağımlılık, kumar bağımlılığı tarzında da olabileceğini anlattı.

Süyür, şöyle devam etti:

‘’Bağımlılığın kötü sonuçları bıçak kemiğe gelene kadar görmezden gelinir. Madde keyif verici olup daha az zararlı diye bir şey yoktur. Madde kullanıcısı kendini farklı hissetmek ve kafa yapmak istemektedir. Son zamanların gündem maddesini oluşturan bonzai de bunların içerisindedir. Mesela, bir şeyden hoşlanıyorsak tekrar tekrar yapmak isteriz. Zarar görüyorsak ve yine de tekrar tekrar yapıyorsak iş kontrolden çıkmış demektir.”

İYİLEŞMEYİ İSTEMEK EN ÖNEMLİ ADIMDIR

Kişinin bağımlılıktan kurtulması için her şeyden önce “Ben iyileşmek istiyorum” demesi gerektiğini vurgulayan Süyür, açıklamasını şöyle tamamladı:

‘’Kişi bağımlılıktan kurtulmak için kararlı olmalıdır. Madde kullanmamak öldürmez kişiyi, kullanmak öldürür. Ortada bir gerçek var ki o da kişinin hiçbir şey anlamadan bağımlı olmasıdır. Kişinin ilk önce kullandığı maddeyi bırakmayı istemesi, bağımlılıkla ilgilenen bir psikiyatra gitmesi, gerekirse hastanede yatması, bu tür ortamlardan uzaklaşması, madde kullanan arkadaşlarını uyarıp maddeyi bıraktığını söylemesi, telefon kartını değiştirmesi, ortam değişikliği yapması gerekir. Ayrıca kendini kandırmadan maddenin zararlarını iyi analiz ederek her aklına geldiğinde bağımlılığın kötü sonuçlarını, ailesini düşünmesi ve bir adım geri atması gerekir ama tüm bunlar yine de yeterli değildir.  Tüm bu zorluklara karşı neden hala kullanmak isteyelim ki? Madde türü ne olursa olsun hepsinin ortak noktası öldürücü ve kişilerde tahribat anlamında yaralayıcı olmalarıdır. O yüzden yeni gençliği bilgilendirmek ve bilinçlendirmekte her zaman fayda vardır.’’

Editör: Haber Merkezi