On bir kadın derneğinden oluşan Kahramanmaraş Kadın Platformu, Müftülük Meydanı’nda düzenledikleri “Cumhuriyet Şenliği” ile Cumhuriyet’in önemine dikkat çektiler.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan Cumhuriyet Şenliği’nde, Kadın Platformu Başkanı Kibar Özdemir, konuşmasına İstiklal Marşı’nın

“Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.” Dizeleriyle başladı.



Başkan Kibar Özdemir, Cumhuriyet’in önemine değinerek: “Cumhuriyet; yurttaş olmaktır. Özgürlük, eşitlik ve adalettir. İnsan olmaktır. Kimsesizlerin kimsesi olmaktır.

Cumhuriyet Mustafa Kemal’in gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda ilerlemektir. Büyük Önder Atatürk Başta olmak üzere, canlarını bu uğurda feda eden şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum. Cumhuriyetimizin 94. Yılı kutlu olsun” dedi.

TARİHİMİZ DERSLERLE DOLU

Ülkemizin tarihinde hep zor günlerin olduğunu söyleyen Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zor günler yaşıyoruz. Her sabah bir sonraki günün sabahına nasıl uyanacağımızın kaygısını yaşıyoruz. Bir kadın, bir anne olarak kendi canımızı, çocuğumuzun canını, yaşamlarımızı güvende hissetmiyoruz. Kendimizi ifade etmekten korkuyoruz. Daha kötüsü kendimiz olmaktan, farklı bakış açılarına sahip olduğumuz durumlarda konuşmaktan korkuyoruz… Fakat biliyoruz ki bu ülkenin tarihinde zor günler hep oldu…



Tarihimiz derslerle dolu. Bu derslerin en kıymetlisi, en değerlisi 1923 ruhu ile verilen Kurtuluş Savaşı günlerinde ve Cumhuriyetimizin kurucusu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendiğimiz "Cumhuriyet Fazilettir" deyişinde saklıdır. Mustafa Kemal’in en kıymetli eseri olarak ifade ettiği Cumhuriyet neden fazilettir? Cumhuriyet bize neden gerektir? Bunun için sayısız neden sıralayabiliriz:

Çoğunluk azınlığa tahakküm etmemesi için.

Laiklik, hukukun üstünlüğü ve demokrasi ile taçlanmış cumhuriyet insan haklarının teminatı olduğu için.

Kadın ve erkek eşitliği için, kadınlar sokakta, evde, iş yerinde güvenli, huzurlu bir hayat yaşasın, eşit yurttaş olsun diye.

Eğitimde fırsat eşitliğini getirdiği, hiçbir zümreye birinci sınıf vatandaşlık ayrıcalığı yaratmayıp tüm vatandaşlarını kucakladığı için.

Fikir özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü için.

Adil bir yargı düzeni için.

Bilimsel düşüncenin yeşerdiği bir eğitim sistemi için.

Devlet kurumlarında liyakat için.

Siyasetin girmediği cami ve kışla için.

Yurtta sulh, dünyada sulh için, komşularla sorunsuz bir coğrafya da yaşamak için.

Çalışan, üreten genç işgücü için, alınterinin hakkı içi, sendikal örgütlenme için.

Dünya milletlerinin saygı ile baktığı vatandaş olmak için.

Sözün özü insanı insan yapan tüm değer yargılarını hayata geçirerek uygulayabileceğimiz bir düzen için cumhuriyet fazilettir.



Bugün coğrafyamız kardeşkanının aktığı, huzur ve sükûnetin anılarda kaldığı bir kargaşa ortamına dönüşmüştür. Bize cumhuriyeti armağan eden 1923 ruhu, azim, kararlılık, bilim, inanç, vatan sevgisi ile harmanlanmış bir neslin bize büyük mirasıdır. Sorgulamamız gereken bizler nasıl mirasçılarız, bu sorunun cevabını gönül rahatlığı ile verebiliyor muyuz?

Daha çok üreten, bilimde, sanatta, kültürde saygınlık kazanan, insan hakları ve demokrasinin herkesi mutlu ettiği, çokça üreten ve hakça bölüşen adil bir Türkiye de yaşıyor muyuz?

Kendi geleceğimiz, çocuklarımızın geleceği, ülkemizin geleceği için huzurlu muyuz?

Cumhuriyetin 100. yılı yaklaşırken, 100 yılda aldığı mesafe ile gökyüzünü yeryüzüne indirip yenidünyalar keşfeden, haklar ve özgürlüklerin anlamını yeniden tanımlayan modern dünyanın neresinde görüyoruz kendimizi?



Bir an durup düşünelim… Yakın tarihimizde tecrübe ettiğimiz Kurtuluş Savaşı destanı Cumhuriyetin kuruluşu ve akabinde gelen yıllar Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörülerinin haklılığını, tezlerinin doğruluğunu teyit etmektedir. Bugünün sorunlarını çözümlerinin adresi yine tarihin yapraklarında saklıdır Kan ve gözyaşı ile, açlık ve sefaletin hakim olduğu yıllarda, binlerce şehidin kanı ile çimentosu karılmış bu ülkenin Ortadoğu’ya sıkışmayan, modern yüzü ile dünyada bir yer edinmesi cumhuriyetin ve onun getirdiği demokrasi geleneğinin bir sonucudur.



Bize düşen 1923’ün ruhunu yaşamak ve yaşatmaktır. 29 Ekimleri daha coşkuyla yaşamak, sahip çıkmak bizim şehitlerimize ve çocuklarımıza borcumuzdur. Her yıl daha bir gür sesle yaşasın cumhuriyet demek umudu ile yeni yaşın kutlu olsun Türkiye Cumhuriyeti… Ve ne mutlu ki Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyetin bir vatandaşıyım...

Çok Yaşa Mustafa Kemal’in emaneti!”



Siyasilerin, STK Başkanlarının, Muhtarların ve çok sayıda vatandaşın katıldığı şenlikte, Türk Bayrakları dağıtıldı, balonlar uçuruldu, marşlar söylendi, halaylar çekildi.

Editör: Haber Merkezi