Türkiye'de özellikle son 15 yılda önemli gelişmelerin yaşandığını ifade eden Erdoğan, ülkenin gelişimine paralel olarak her bireyin kendisini yetiştirmesi gerektiğini anlattı.

Türkiye'de imam hatiplerin kurulduğu dönemde vatandaş tarafından yapıldığını vurgulayan Erdoğan, söz konusu dönemde ülkenin milli gelirlerinin 1-2 bin dolar civarında olduğunu anımsattı. O dönem milletin kısıtlı imkanlarla bu kadar cami ve imam hatip okulu yaptığını, bugün imam hatipleri ve camileri büyük oranda devletin ya da belediyelerin inşa ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:



"Bizim okul aile birliklerimiz neden mali sıkıntı çekiyor. Maddi durumsa 15 yıl öncesine göre satın alma gücü yaklaşık 2 kat arttı, daha iyi şartlara sahibiz. Her şeyi devletten beklemeyeceğiz. Devlet elbette imkanları arttığı oranda bu ihtiyaçları gideriyor, giderecektir. Biz imam hatipler derneğiysek imam hatiplerdeki eksiklerin giderilmesi için daha fazla çalışacağız, daha organize olacağız. Bu alanda biz hükümetin de siyasetin de önünde gitmeliyiz. Okullarımıza hak ettiği değerleri vermeli, hak ettiği ölçüde sahip çıkmalıyız."

İmam hatip okullarına yönelik eleştirilerin zaman zaman gündeme geldiğine değinen Erdoğan, "İmam hatip okulları daha güzel yapılıyor, onlara öğle yemeği veriyorsunuz, onlara fazladan burs veriyorsunuz gibi konular oldu. Bunun cevabı net; Bunu devlet yapmıyor, bunu halk yapıyor, o okulların mezunları yapıyor, bunların derneği, vakfı yapıyor. Daha iddialı olmak için daha kaliteli ve uluslararası boyutta işler yapmalıyız." ifadesini kullandı.



Bilal Erdoğan, daha fazla öğrencinin imam hatip okullarını tercih etmesi için gayret gösterilmesi gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bütün STK'larımızın, topluluklarımızın ve cemaatlerimizin birlikte çalışmasını, birbirlerine kapalı değil açık olmasını önemli buluyorum. Şu konuda açık olmanın zamanı geldi, eğer bir dernek, cemaat veya topluluk şeffaf değilse, kapalı kutu işliyor ve kapısı başkalarına açık değilse topladığı zekattan yardımdan kimseye hesap verme ihtiyacı hissetmiyorsa orada sıkıntı vardır. Bu ne İslami ne ahlakidir, bunu artık bitirmek zorundayız. Bizim işleyişimizde ve sosyal hayatımızda artık buna son vermek zorundayız. Şeffaflık çok önemli, kapılarımızı diğer cemiyet ve derneklere, cemaatlere açık tutmalıyız. Toplumumuza hesap vermemiz çok önemli."

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem de imam hatiplerin geçmişten beri gelen mağduriyetlerini

Editör: Haber Merkezi