Mesajında gündeme dair açıklamalarda da bulunan Başkan Şahin; “Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaştığımız bugünlerde 100 yıllık plan yapanların, 1000 yıllık kin ve intikam duygusu taşıyanların varlığı dün olduğu gibi bugün de her cephede her alanda kendini göstermektedir” dedi.

Başkan Şahin, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Ülkemiz bir yandan kovid-19 salgını ile diğer yandan da doğal afetlerin acılarına direnmektedir. Aynı anda deniz ve kara sınırlarımızı korumaya alan bir varoluş mücadelesi ile egemenliğini savunmaktadır. Taviz ve tereddütte izin verilmeksizin içeride ve dışarıda müdafaa gösterilmektedir.

Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaştığımız bugünlerde 100 yıllık plan yapanların, 1000 yıllık kin ve intikam duygusu taşıyanların varlığı dün olduğu gibi bugün de her cephede her alanda kendini göstermektedir.

2023 tarihine ramak kala bir yandan sayın genel başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’nin ‘’Önce Ülkem ve Milletim, Sonra Partim ve Ben’’ anlayışını kavrayamayan ‘’2023 Lider Ülke Türkiye’’ hedefine odaklanamayan buralıyken oralı gibi konuşup eksen kayması yaşayanların bu ülke ve milletimiz için gösterdikleri yapmacık dostluğun ve hiçbir faydalarının olmadığı günden güne ortaya çıkmaktadır.

En küçük olayda besledikleri, sakladıkları, tasmasını tuttukları terör örgütü mensuplarını meydanlara döküp asayiş ve güvenlik güçleri ile çatışma ortamı oluşturarak  beytülmala zarar verenler, zarar verenlere destek verenler bu millet için hiçbir şey yapamayacaklarını da sergilemektedirler.

Türk milletinin hassasiyetleri, milli ve manevi değerleri üzerinden provakasyon yapmaya çalışan ve bunlara destek verenlerde bilmelidir ki Türk milleti bu gibi olaylara geçmişte geçit vermemiştir ve asla da hiçbir zaman geçit vermeyecektir.

Bir rektör atamasını bahane edip meydanları savaş alanına çevirme girişimi geçmişte olduğu gibi yine bu provokatörler için acı sonla bitecektir. Konusu geçen üniversite 1863 yılında temelini İngilizlerin attığı Robert Kolejidir. 1971’de Türkiye Cumhuriyeti’ne devrinden bu üniversite bu tarihten sonra Boğaziçi üniversitesi olarak isimlendirilmiştir.

Cumhurbaşkanı onayıyla rektör değişikliğine gidilmiş atanan rektörle kendilerince üniversitede özerk bir yapı oluşturmaya çalışan mevcut idari yönetim içerde oluşturdukları sektörün çökmesi ile nereye nasıl saldıracağını, nasıl kaos oluşturacağını destekledikleri terör örgütü üyeleri ile tekrar bir gezi olayı başlatmak için harekete geçmişlerdir.

Bu değişiklik üniversite içinde oluşan terör örgütlerini rahatsız etmiş ve bunu fırsata çevirmek isteyen destekçileri tarafından günümüzde yaşadığımız olaylar başlatılmıştır. Her zaman Mustafa Kemal Atatürk’ten dem vuran CHP, bu olaylara sahip çıkmış bizi şaşırtmamıştır. Bunun yanı sıra CHP’nin gizli ortağı HDP,  gizli ortaklığı gizleyen diğer gizli ortaklar İP, Deva, Gelecek partileri de bu olayları başlatanlara sahip çıkarak saflarını belli etmişlerdir.

Kafasında oluşturdukları acaba paraşütü açılan ne kadar illegalite sevdalısı sanatçısından, akademisyenine, siyasetçisinden, gazetecisine kim varsa devletin hiyerarşik düzenine karşı girişimde bulunan terör örgütlerinin yanında yer almış güvenlik güçlerimize karşı meydan ve sokaklarda direnişe geçerek milletimizin huzurunu kaçırmayı amaçlamışlardır.

Günümüzde Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkeleri bize göre 6 CHP’ye göre sıfırdır. CHP yapmış olduğu siyaset, izlemiş olduğu politikalar ve destek beklediği yardım umduğu kişilerle Atatürk’ün Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılapçılık ilkelerini; yerli üretime karşı çıkarak, sınır ötesi operasyonlara karşı çıkarak, ülkenin kalkınmasına karşı çıkarak, terör örgütü uzantılarıyla birlikte hareket ederek, yabancı devletlerden yardım bekleyerek açık açık ABD’den medet umarak bu ilkeleri yok saymış ve saymaktadır.

Sayın genel başkanımız Dr. Devlet Bahçeli’nin daima beka meselesinden bahsetmesi özellikle iç ve dış mihraklara karşı dikkat edilmesini söylemesi dikkatten kaçırılmaması gereken önemli bir husustur. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe hitabede ‘’dahili ve harici bedbahtlar’’ dediği kişiler ile tam da bu tür kişileri işaret etmektedir.

Türk milletinin güvenliğini, refahını, milli ve manevi değerlerini engelleyen engellemeye çalışan herkes dahili ve harici bedbahtlardır. Aynı süreci defalarca yaşayan milletimizin kara günleri çoktur. Tarihin değişik zamanlarında önüne konulan engelleri aşmak, yaptırımlarla büyümesini engellemek, 2 milyon metrekare gönül coğrafyasına sahip milletimizi 784 bin kilometrekare ile sınırlandırmak istemelerinde dış mihraklar hiç durmamış iç mihraklar da bunlara destek vermişlerdir.

Seçilmişe atanmadın atanmışa seçilmedin, safsatası ile gündemi meşgul eden bu zihniyet değil midir? Karabağ işgali için kardeş ülkemiz Azerbaycan’a destek veren devletimizi suçlayan bu zihniyet değil midir? Karadenizde bulunan doğalgaz rezervi ile dalga geçen, Akdeniz’de Libya ile yapılan denizcilik anlaşmasına karşı çıkan, Suriye ve Irak’ın kuzeyine yapılan sınır ötesi operasyonlara karşı çıkan, Ege’de utanmasalar Yunan’ı savunacak olan da bu zihniyet tarihten, Atatürk’ten ve tarihi kahraman şahsiyetlerden bihaber olmalıdır ki ;

101 yıl önce Maraş’ta Fransız komutanı karşılaması için kasnağının altınla doldurulması teklifini reddedip tokmağı davula değil de Ermeni Agop Ağa’ya vuran Aptal Halil Ağa’nın duruşunu sergileyemeyen zihniyet bu zihniyettir.

Tarihimiz bu acı ve istenmeyen olaylara defalarca şahit olmuş Yüce Allah’ın izni ve yardımıyla her türlü badireyi atlatarak bugünlere kadar gelinmiştir. Aynı iman ülkü ile kıyamete değinde gidilecektir.

101 yıl önce bugünlerde vukuu bulan olaylar neticesinde Fransız askerlerinin Sütçü İmam’ın sıktığı ilk kurşunla tanışmaları ve direniş fitilinin ateşlenmesi yeniden diriliş ve yükselişimizin nişanesi olmuştur.

Maraşlılar sadece Maraş’ın değil bir milletin top yekûn seferber halini almasına ve bu direnişin dalga dalga yayılarak Milli mücadeleye dönüşmesine öncülük etmiş Türk milletinin makus kaderinin değiştirilmesine vesile olmuştur. 21  Ocak 1920 yılında başlayan direniş, 12 Şubat 1920 yılında işgalin ortadan kaldırılması ile son bulmuştur.

İşgal ve kalkışmaya niyetlenenlerin sonu tarihimizde de açıkça görülmektedir. Anadolu’yu vatanlaştıran Sultan Alparslan’dan bugüne ve kıyamete kadar sürecek olan vakitte bu topraklar Türk milletinin vatanı olarak defalarca tescillenmiştir.

Senem Ayşe’nin direnişi, Rıdvan Hocanın duygulara tercüman oluşu, Kılıç Ali Bey’in, Aslanbey’in komutanlıkları ve mücadeleleri daha nice memleket ve vatan sevdalılarımızın kahramanlıkları 101 yıldır unutulmamış hafızalara kazınarak nesilden nesile aktarılacaktır.

Kahramanmaraş’ımızın Kurtuluşunun 101. Yılında şehitlerimizi, kahraman ecdadımızı rahmet minnet ve dualarla yad ediyor,

Bütün hemşerilerimin Çete Bayramını kutluyorum.

12 Şubat Çete Bayramımız Kutlu Olsun…”

Editör: Haber Merkezi