Geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş Gazeteciler Cemiyeti olarak yeni seçilen Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunmuştuk.

Tamamen iyi dileklerimizi iletmek üzere gerçekleştirdiğimiz bu ziyarette hiç de hoş olmayan bir şekilde karşılandık. Gönül Belediyeciliğinden dem vurulurken o gün gönlümüz kırılmıştı. Hem de çok kırılmıştı. Tabi o gün yaşananları bir kez daha anlatmayacağım, uzatmaya da gerek yok. Daha önceki yazımda anlatmıştım, arkadaşlarımızda köşe yazılarında üzüntülerini dile getirmişlerdi.

Evet, sadece üzüntümüzü dile getirdik. Bundan fazlası yok. Bazıları bundan sonraki süreçte Başkan Güngör’ün aleyhine çalışacağımızı, yazarsak da reklamların kesileceği yönünde dedikodular çıkarmışlar. Reklamlar kesilirse kesilsin. Bizler reklamcı değil gazeteciyiz. Kötü söz sahibine aittir.  (Okurlar, gerçek gazetecilerin kim olduğunu gayet iyi biliyor, Başkan Güngör de biliyor.) Arkadaşlarını satan, bu durumdan nemalanmaya çalışan da hiçbir zaman kazançlı çıkmaz. Satılık insan herkes tarafından satın alınır.

Üyesi olmaktan ve Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekten gurur duyduğum Kahramanmaraş Gazeteciler Cemiyeti’nin 65 üyesi var. Üyelerimizin her biri birbirinden değerli, mesleğini seven, etik kurallar çerçevesinde görevini icra eden arkadaşlar. Hiç birinin şantajla işi olmaz!

Cemiyet Başkanımız Sermet Çuhadar da sadece üyelerinin değil, gazetecilik mesleğini hakkıyla icra eden tüm arkadaşlarımızın hakkını savunmak ve mesleğin daha iyi şartlarda yapılabilmesi için çaba gösteren tecrübeli, değerli bir gazeteci. Yine Yönetim Kurulu üyelerimiz, Ali Eskalen, Akif Arslan, Niyazi Kara, Fatma Ulusan, Kürşad Kerem Akçakale, Şahin Efe, Mustafa Yüzbaşıoğlu, hepsi birbirinden değerli gazeteciler.

Belediyelerin reklam meselesine gelince! 2002 yılından bu yana sahibi ve yazı işleri müdürü olduğum Özgür Haber Gazetesi yayın hayatına başlarken, birilerine güvenerek yola çıkmadı. Sarı basın kartı sahibiyim, gazetem Basın İlan Kurumuna üye. 17 yıldır belediyeden gelen reklamla ayakta kalmadık. Zaten çok da bir reklam geldiği yoktu. Geldiyse de hizmetin karşılığını aldık. Dürüst, tarafsız ilkeli gazetecilik anlayışımızla, okurlarımızın desteği ile bu günlere geldik ve Allah’ın izniyle de yaşadığım sürece bu mesleği icra edeceğim. Öyle hiç kimse aslı olmayan şeylerle bilip bilmeden ahkam kesmesin. Bizi satılık medya organlarıyla da karıştırmasınlar. Alnımız ak, başımız dik. O gün bizim karşılaştığımız tavır, kime yapılırsa yapılsın yanlıştı. Olmaması gerekti. Ki başkaları da yaşamış.  Biz de dile getirdik. Hepsi bu. Bundan ötesi yok.

Peki, bundan sonra ne olacak?

Her zaman olduğu gibi olması gerektiği gibi gazeteciliğimizi yapacağız.

Hala kırgın mıyız? Kırgınız. Ancak bu bizim şahsi düşüncemiz. Kimseyi alakadar etmez.

Herkes şunu bilmelidir ki, bizim derdimiz sadece Kahramanmaraş. Şahıslar değil. Başkan Güngör’e kırgın olsak da, kendisi yüzde 67’lik oy oranı ile seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı. Kimsenin kuşkusu olmasın bizler yine gazeteciliğin gereğini yapacağız. Kahramanmaraş adına yapılan her türlü hizmetin yanındayız ve sonuna kadar destekçisiyiz. Yapılan hizmetleri de sorunları da gazete ve haber sitelerimize taşırız. Kısacası Başkan Güngör çalışacak biz yazacağız.

Kaldı ki seçim sürecinde şahsım ve birçok arkadaşımız gerek haberleriyle gerek köşe yazılarıyla, başarılı olabileceğine inandığımız için destek verdik.

Şehrimizin, sanayiden tarıma, eğitimden sağlığa, spordan sanata, tanıtımdan turizme… her alanda hak ettiği yere gelmesi için çalışan herkesin yanındayız.

Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam Kampı'nda partisinin belediye başkanlarına seslenerek üzerine basa basa bir kez daha vurguladı: "Halkla ilişkisini kesen başkanla biz de ilişkimizi keseriz” dedi. Gönül belediyeciliğinin devam ettirilmesini, halkın gönlünü kazanarak hizmet edilmesini söyledi.

Sözlerime son verirken, Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’e başarı dileklerimi bir kez daha iletirken Yunus Emre’nin şu dizeleriyle bitirmek istiyorum;  

“Gönül Çalab'ın tahtı, Çalap gönüle baktı

İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise…”

Umarım açıkça verilen mesajı herkes almıştır.