Catering firmaları yani yiyecek tedarik eden firmalar her geçen gün çoğalıyor. Resmi kurum ve kuruluşlar, okullar, hastaneler, çok sayıda personeli olan iş yerleri, yemeğini ucuz ve kaliteli olarak almak için bu firmaları tercih ediyorlar. Aynı zamanda Catering firmaları ile anlaşmak pratik bir yol olarak da seçiliyor. 

Yemeği ucuz ve kaliteli almanın yolu da güvenilir ve köklü firmaları bulmaktan geçiyor. “Sağlık beslen, sağlıklı yaşa” sloganıyla 15 yıldır sektöründe hizmet veren Şölen Catering, Kahramanmaraş’ın en güvenilir sayılı firmaları arasında yer alıyor.

Yaklaşık 500 kişiyi istihdam ederek ülke ve şehir ekonomisine önemli katkı sağlayan Şölen Catering, sadece Kahramanmaraş’a değil çevre illere de hizmet götürüyor.

Şölen Catering Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Kandilcik ile kendi firmasını, hizmet politikaları ve hizmet ağlarının yanı sıra sektörün sorunlarını da konuştuk.

KALİTEDEN ASLA ÖDÜN VERMEYİZ!

Geniş bir kitleye hizmet sunduklarını ifade eden Kandilcik:  “Hizmet ağımızdan kısaca bahsedecek olursak; Kahramanmaraş’ta özel okullar, çok sayıda büyük fabrikalar, Necip Fazıl Şehir Hastanesi ve bağlı olduğu birimler Kadın Doğum, Yörük Selim ek binasına hizmet sunuyoruz. Bu kurumların kendi mutfaklarını kullanarak, yemeklerimizi en sağlıklı ve lezzetli bir şekilde sunuyoruz.

Bunun yanı sıra Milli Eğitime bağlı okullarımıza da hizmet veriyoruz. Örneğin Onikişubat ilçemizde 37 okula taşımalı sistemle yemek ulaştırıyoruz, dağıtımını yapıyoruz.

Yine fabrikalarda eğer çalışan sayısı 100 kişiden az ise kendi mutfağımızda hazırlayıp götürüyoruz. Şu anda Kahramanmaraş’ta yaklaşık 30 yerde mutfağımız var.

Bunların dışında çevre illerde de örneğin; Hatay, Adana, Mersin, Osmaniye’de vs. önemli şirketler ve resmi kurumlara da hizmet veriyoruz. 

Aynı zamanda toplu organizasyonlarda da hizmet sunuyoruz” dedi.

Şölen’i sektöründe farklı kılan nedir sorumuza ise İbrahim Kandilcik’in cevabı çok net oluyor; “Kaliteden ödün vermemek” diyor ve ekliyor; “İnsan sağlığını olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyen en önemli şey beslenmedir. Bizim de işimiz sağlıklı ve lezzetli yemekler sunmak. Bu iş asla hata kabul etmez. Birbirinden erdemli işinin ehli titiz aşçılarımızın yanı sıra diyetisyen ve gıda mühendislerimiz var. Yemeklerimiz denetimden geçer. İnsan sağlığı paradan daha önemlidir.

Bizlerde 15 yıldır, kaliteden ödün vermeden sağlık ve lezzetli yemeklerle müşterilerimizi memnun ediyoruz” diye konuştu.

2018 yılında Ağustos ayından itibaren başlayan dövizdeki dalgalanmanın sektörleri etkilediğine de dikkat çeken Kandilcik; “Örneğin, ülkemizde yaşanan ekonomik çalkantıdan o zaman her sektör etkilendi. Resmi kurumlarla anlaştığımız bir birim fiyat vardı. Ancak dövizdeki dalgalanma maliyeti yüzde 30 artırmıştı. Hal böyle olunca kar etme şansınız kalmıyor. İşte biz bu şartlarda dahi kaliteden ödün vermedik. Dimdik ayakta kaldık. Çalıştığımız hiçbir kurumla da çok şükür sorun yaşamadık” dedi.

“Her geçen gün yemek firmaları artıyor, nasıl rekabet ediyorsunuz, denetimler yeterli mi?” sorumuza ise Kandilcik, bunun önüne geçilemediğini üzüntü ile ifade ederek: “Maalesef siz büyük bir bütçe ile yatırım yapıyorsunuz, birçok kişiyi istihdam ederek ülke ekonomisine katkı sağlıyorsunuz ancak öyle kişiler var ki araçlarına 2 ocak kurup yemek pişiriyor ve biz ve bizim gibi büyük ciddi firmaların yemek verdiği firmalara teklif veriyorlar.

Bizler Tarım İl Müdürlüğüne bağlıyız ve denetleniyoruz. Ancak Tarım İl Müdürlüğü, yasak olmasına rağmen bu tür şartlara uymayan yemekçilerin çoğalmasına engel olamıyor.

Bu firmalar sonunda batıyor ama yine de sektöre veriyorlar.

Bir diğer konu ise herkesin kendi işini yapması lazım. Bugün bir inşaat firması ya da farklı bir sektörde hizmet sunan firmalar yemek firması kurmaya kalkıyor. Ya da yemek firması olan bir kişi müteahhitlik yapmaya kalkıyor. Sonu ise hüsran oluyor. Ben 15 yıldır yemek sektöründe hizmet veriyorum. Bildiğim işte bu doğru olanı da bu. Herkes kendi işini yapacak ” dedi. 

2020 yılından umutlu olduğunu da belirten Kandilcik; “Türkiye büyük bir ülke. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ekonomimiz de iyi gidiyor. Son 15 yılda Türkiye çok iyi yerlere geldi. Yerli otomobilimizi bile üretmeye başladık. Türkiye, artık teknolojide çağı yakalayan, üreten güçlü bir ülke. Bölgesinde söz sahibi. İleriye bakmak ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi üretmek lazım.

Bu vesileyle 2020 yılının ülkemize ve dünyaya barış, sağlık ve huzur getirmesini temenni ediyorum” diye konuştu. 

Editör: Haber Merkezi