Başkonuş Yaylası Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Erdoğanyılmaz, Kahramanmaraş Turizminin gelişmesi adına kısa zamanda önemli çalışmalar yaptı. Başarılı projeleriyle sadece Başkonuş Yaylasını değil, kenti bütün değerleriyle tanıtmaya çalışıyor.

Yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra sayısız ünlüleri de Başkonuş Yaylasında ağırlayan Erdoğanyılmaz, en son Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı sinema filminin ekibini en iyi şekilde Kahramanmaraş’ta ağırlayarak ses getirdi.

En büyük hayali Kahramanmaraş’ta film çekilmesi olan Erdoğanyılmaz, bu hayalini gerçekleştirmek için de somut adımlar attı. Gayretleri sonucunda ATV ekranlarında yayınlanan Yönetmenliğini Mehmet Bozdağ’ın yaptığı Başrolde Burak Özçivit’in oynadığı Kuruluş Osman Dizisinin bir bölümünün de Başkonuş Yaylasında çekileceği müjdesini verdi. Ancak hayali bununla sınırlı değil. Başkonuş Yaylasına kurulacak film platosu ile Kahramanmaraş’ta film çekiminin süreklilik arz etmesini hedefliyor.

Erdoğanyılmaz, tam bir Kahramanmaraş sevdalısı. Şehrimizi her yönüyle tanıtmak istiyor. Bacasız sanayi turizmin şehre büyük katkı sağlayacağının bilincinde ve emin adımlarla ilerliyor.

Başkonuş Yaylası Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Erdoğanyılmaz ile Başkanuş Yaylasını, Kahramanmaraş Turizmini ve turizmin önemini, neler yapılabiliri konuştuk.

Şehir adına önemli fikirlerin, müjdelerin olduğu bu sohbeti siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Bir yıldır Başkonuş Yaylasını işletiyorsunuz ve Kahramanmaraş turizmine çok şey kattınız. Başkonuş Yaylasının Kahramanmaraş turizmindeki payı nedir?

Bilindiği üzere 2011 yılından bu yana Başkonuş Yaylasının işletmeciliğini Babam Serdar Erdoğanyılmaz işletiyordu. Yaklaşık on beş aydır da eşim Aslı Erdoğanyılmaz’la birlikte işletmeciliğini yapıyoruz. Babam burası için “Kahramanmaraş, Akdeniz Bölgesi’nin saklı cennetidir. Başkonuş Yaylası da bu cennetin başköşesidir” der. Kuşkusuz bizim için de öyle.

Tabi bu on beş ayın üç ayı alışma evresi olarak geçti, geçtiğimiz yıl kış ayı çok kar yağdı, çok zordu. Yaz ayında ise inanılmaz ziyaretçi aldık çok yoğun geçti. Bizim amacımız öncelikle markalaşmak ve 7-8 aydır da bu anlamda büyük adımlar attık.

Başkonuş Yaylası bizim için 5 yıllık bir proje ve biz 1 senesini bitirdik. Projenin ulaşmak istediği hedef ise; nasıl ki Uludağ denince Bursa, Erciyes denince Kayseri,  Uzungöl denilince Trabzon akla geliyorsa bizde Başkonuş yaylası denince Kahramanmaraş’ın akla gelmesini istiyoruz. Markalaşma bizim için çok önemli. Dünyada Apple dendiğinde Amerika, BMW, Mercedes dendiğinde Almanya aklına geliyor. Bizimde Türkiye’de markalaşmaya ihtiyacımız var. Kahramanmaraş’ta büyüklerimiz tekstille markalaşmışlar, Alpedo, Mado gibi büyük firmalarımızda markalaşarak Maraş Dondurmasını dünyaya tanıtıyorlar. Biz de Başkonuş’u neden marka haline getirmeyelim? Bunun için çaba sarf ediyoruz. Turizm şehirlerin gelişmesi için çok önemli. Şimdi konaklama sayısını artırmaya çalışıyoruz, bin kişilik yeni bir restoran çalışmamız var. İnşallah şehrimize değer katmaya, istihdam sağlamaya çalışıyoruz.

Daha 5 yıllık bir süreç dolmadan erken bir süreçte projemizin sonuçlarını almaya başladık.

Markalaşma alanında emin adımlarla ilerliyorsunuz ve tanıtım için ne gerekiyorsa, sosyal medya, fuarlar vs her türlü aracı kullanıyorsunuz. Geri dönüşler nasıl, farklı neler yapıyorsunuz?

Sosyal medya ve tanıtım işleriyle eşim Aslı Erdoğanyılmaz, bizzat ilgileniyor. Kendisi zaten dijital pazarlama uzmanı. Özel bir bankada çalışıyordu. Bu noktada uzman kişilerle çalışıyor, sosyal medya sonuç almamızda çok etkili oluyor. Benim tanıtım açısından en inandığım şeylerden birisi de fuarlardır. Doğru fuarı seçmeye çok önemli.

En son İzmir Enternasyonal ve EMIIT Fuarlarına katıldık. Fuarlara bir kere katılmak yeterli değil,  sürekli olarak gerekiyor. Çünkü hiçbir şey aynı kalmıyor, sürekli değişim yaşıyoruz. Bu fuarlara katılırken şehrimizin diğer değerlerini de tanıyoruz. Tarhanamız, dondurmamız ve diğer ürünlerde birlikte birleşip şehrimizi temsil etmeye çalışıyoruz. Bu sektörlerde emek veren arkadaşlarımızla tek yumruk olduk, en iyi şekilde tanıtmaya çalışıyoruz. Fuarların sonucunu alıyoruz. Gelen konuklarımızdan duyuyoruz. Bu da bizleri çok mutlu ediyor. Doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Tanıtım çok önemli, ancak dediğim gibi tanıtım araçlarını iyi belirlememiz gerekiyor.

Örneğin, geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Ticaret Odası Başkanının eşi ve arkadaşlarından oluşan26 kişilik kadın grubu geldi. Yöresel ürünlerden sipariş verdiler, dondurma şoklatıp götürdüler. Kapalı Çarşımızı gezdiler esnaflarımızdan alış veriş yaptılar. Turizm gerçekten bacasız sanayi, bizler bu şehirde turizmi canlandırırsak emin olun şehre çok büyük ekonomik katkı sağlarız.

Kentin turizmine katkı sağlıyorsunuz, bu anlamda yerel yöneticilerden yeterince destek alıyor musunuz ya da neler yapmalılar?

Bu konuda Sayın Valimiz Vahdettin Özkan bize çok destek oluyor, sürekli fikir alışverişi yapıyoruz. Kendisine bir kez daha sizin aracılığınızla da teşekkür etmek istiyorum. Yerel yöneticilerimizin bizim arkamızda durması yaptığımız çalışmalarımızı beğenmesi bizim için yeterlidir.

Örneğin; Türkler Geliyor filmi vizyona gireceği zaman, ilk gösterimin burada yapılmasını önemsedim.  Filmin yapımcısı Mehmet Bozdağ ile de İstanbul’da sürekli görüşüyoruz. Valimiz Sayın Vahdettin Özkan, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Hayrettin Güngör ve Ticaret Sanayi Odası Başkanımız Sayın Serdar Zabun’la birlikteydik. Bu fikrimi paylaştım. Kendileri de destekleyeceklerini, çok iyi olacağını söylediler. Yine Türkoğlu Belediye Başkanımız Sayın Osman Okumuş, çok büyük destek verdi. Yani bizler maddi anlamda değil, manevi anlamda yöneticilerimizin arkamızda durmasını istiyoruz. Bir yere bir proje ile giderken, onların da arkamızda olduğunu bilerek gidersek bu en büyük desteği almış oluruz.  Bize güç katar.

Şunu da belirtmek isterim biz şehrimize gelenlere sadece Başkonuş Yaylasını tanıtmakla kalmıyoruz. Örneğin, Türkler Geliyor ekibi veya başka ünlüler geldiğinde Türkoğlu Atçılık ve Okçuluk Merkezine götürürüm.

Keza, Türkler Geliyor ekibi Kahramanmaraş’a geldiğinde Sayın Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımız görüştüler. Gelenler misafirperverliğimizden inanılmaz derecede çok memnun kaldılar. Gittikten sonra da defalarca güzel mesaj attılar. Bu insanlar gittikleri yerlerde bizi ve şehrimizi anlatacaklar.

Levent Özdilek, yeni bir tiyatro oyunu yazıyormuş, bu bilgiyi bizimle paylaştı. Ve biz bu ooyunu Kahramanmaraş’a aldık. Neden, Burası Şiir ve Edebiyatın Başkenti. Devlet tiyatromuz var ve ful doluyor. Normalde bunun için menajerine, ajansına para ödeyip getirirsiniz. Ama biz para ödemeden bu oyunun sözünü aldık. Bu da bir araya gelmemizin sayesinde oldu.  KMTSO Başkanımız Sayın Serdar Zabun, hemen ilgilendi destek verdi, siz bana yeri ve zamanı söyleyin, biz gerekeni yaparız dedi.  (Bu arada kendisini de jön zannettiler. Sordular bir filmde oynadınız mı diye.) Birlikte hareket etmeyi çok önemsiyorum.

Yani yerel yöneticilerimizin varlığını hissetmek yeter. Tabi basın mensuplarımızda bu zincirin en önemli halkalarından.

Eşinizin yanı sıra babanızda büyük destekçilerinizden. Biliyoruz ki bunların dışında bir de gizli güç var. Özellikle lezzetli yemekleriyle anneniz Süreyya Hanım.  Biraz da onların size olan katkısında bahsedelim mi?  

Kuşkusuz eşim en büyük destekçilerimden. Zaten birlikte çalışıyoruz. Babam da sağ olsun çok büyük destek veriyor. Ama annem Süreyya Hanımefendi gizli ve en güçlü silahımız. Çok önemli durumlarda kazanma aşamasına geldiğimizde o silahımız ortaya çıkıyor. Kendisi biz Başkanuş’a başladığımızdan itibaren hep yanımızda. Biz onunla birlikte kimleri buraya âşık etmedik ki; Ömür Akkor, Ödüllü Fotoğrafçımız Dilek Hanım, daha kimler kimler… Geldikleri zaman Süreyya Hanımı soruyorlar, lezzetli yemeklerini unutamıyorlar. Annem Maraş Mutfağından lezzetleri sunarken aynı zamanda yemeklerin hikayelerini de anlatıyor. Ünlü tiyatrocu Emre Kıvılcım’a bile içli köfteyi yufka ekmeğe sarıp yemeyi öğrettik, videosunu paylaşmış.

Ben demiyorsunuz, biz diyorsunuz. Bu şehirde bunu başarmak bana göre çok zor. Siz bunu başardınız. “Ben yaptım oldubitti” değil de birlikte hareket ediyorsunuz. Bu anlamda sizi tebrik ediyorum.

Önce kalbimiz temiz olsun, çalışalım, gerisini Allah verir zaten. Ne mutlu bize, bunu başarabildiysek. Gelen oyunculardan da bunu duydum. Özellikle Türkler Geliyor ekibi, “ne güzel, yerel yöneticiler, üniversite dekanları, basın burada nasıl başardınız” diye sordular.

“Ben değil, biz” demeyi çok önemsiyorum. Şimdi, KTO Gastronomi Dernek Başkanı arkadaşım Gökhan Büyükdereli, Gastronomi için çok büyük emekler vermiş, yok sayamayız. Haşiroğlu Tarhana Samet Kardeşimiz, tarhanayı tanıtmak için emek veriyor. Alfi Çörekleri Fehmi kardeşimiz yine aynı şekilde. Maraş’ın kültürünü tanıtmaya çalışıyor. MÜSİAD Başkanımız, Kervan lezzetler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kervancıoğlu bu şehri tanıtmak için çok emek sar fediyor. Büyük bir dondurma ustası, dondurmanın başına kendisi geçip dondurma şov yapıyor. Ve daha ismini sayamadığım arkadaşlar var. Bu emekleri yok sayamayız. Misafirlerimizi birlikte ağırlıyoruz. Birlikte ikramlarda bulunuyoruz. Şuna emin olun, insanlar yapılan ikramı yıllar geçse de unutmazlar, her yerde de anlatırlar. MÜSİAD Başkanımız Sayın Sami Kervancıoğlu’nun dondurma şovunu anlatacaklar. Eşsiz lezzetini anlatacaklar. Özellikle de ünlüler ünlülere anlatacak. Şehrimize daha çok ünlü gelmesini sağlayacak. Biz birlikte güçlüyüz. Bu birlikteliği de çok şükür sağladık.

Kahramanmaraşlıların en büyük özlemi! Burada bir film çekilmesi. Kuruluş Osman dizisinin bir bölümümün burada çekileceği bilgisini aldık. Nedir son durum?

Az önce birliktelikten bahsettik ya. İşte bunun meyvesini alacağız. Kişileri burada film çekmeye ikna etmeniz için öncelikle birlik olmamız gerekiyor. Biz bunu sağladık. Birlikte olmazsak bir film çekilse de içeriği bir incir çekirdeği kadar olur. Bu gün Mehmet Bozdağ’ın filmleri dünyada izleniyor. Mehmet Bozdağ, günümüzün halk ozanıdır. Çektiği filmlerde bir amaç, konu, mesaj var. Bir dava var. Biz şimdi Türkiye olarak Suriye’de hak ve adalet için varız. Mehmet Bozdağ filminde bundan 500 yıl önce Fatih Sultan Mehmet Han’ın da hak ve adalet için Avrupa’da bulunma sebebini anlatıyor. Değişen bir şey yok. Biz bir aşk filmine, pembe diziye destek olmadık. Biz bir davanın peşinden giden Mehmet Bozdağ’ı destekliyoruz. Bizim davamız ortak. Bunu da kendisine söyledim. Bu şehrin, bizim davamızda da bir Sütçü İmam var. Türkiye’de bu güne kadar doğru anlatılmamış, bilmiyorlar. Bilmemeleri normal. Çünkü biz anlatmadık, tanıtmadık. Kahramanmaraş’ın Kurtuluşu ile alakalı bir film çektik mi? Bir ırdav Hoca’yı tanıttık mı? Maalesef hayır. Zamanında Cüneyt Arkın KARA Murat’ı, Baddal Gazi’yi oynamasaydı bu kadar tanınır mıydı? Hala o filmler izleniyor, izlenecek de. Kurtuluş Bayramlarında hep birbirimize anlattık. Tereciye tere sattık.

Biz bize anlatmaktan vazgeçelim. Dışarıya açılalım. Festivallerimizi şehir dışında yapalım. Ben olayı Başkonuş özeline indirgemiyorum. Kahramanmaraş’ı bütün olarak düşünüyorum. Amacımız bu.

Evet, sorunuzun cevabına gelince. Biliyorsunuz Kuruluş Osman dizisinin 11. Bölümünde Başkonuş Yaylası olarak yer aldık. Ezber bozduk. Gerçek ortada bir adım atıldı. İnşallah bir bölüm çekilecek.  Ama önemli olan devamında burada bir dizi, bir sinema filmi çekilmesi. Önemli olan günlük başarılar değil sürekli başarılardır. Burada bir dizi çekilse en büyük tanıtım olacak, turizm patlamasaı yaşayacağız.

Bu yüzden Başkonuş’ta bir film platosu oluşturmaya çalışıyoruz. O film platosu baki kalsın, bazı filmler orada çekilebilsin. Büyük resmi görmek lazım. Bunu da ilk defa sizinle paylaşıyorum. Film Platomuz kurulacak.

Bir Kahramanmaraşlı olarak şunu söylemek istiyorum, bir Yeşilgöz’ü, Yavşan Yaylasını, Çokran’ı ismini sayamadığım birçok yeri bir yapımcı görse inanın ofis kurarlar. Kahramanmaraş şaha kalkar. Bu zenginliğin farkına varalım.

Serhan Bey sorularımıza içtenlikle cevap verdiniz, teşekkür ediyorum. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey varmı?

Bir kez daha söylüyorum bizim büyük resmi kaçırmamamız lazım. Zinciri bozmamız lazım. Bu zincir Sayın Valimizden başlayan, en küçük esnafımıza kadar, herkesten oluşan büyük zincir. Gelen misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlayalım. Gerisi gelecektir ve bu şehrin insanları turizmden ekmek yiyecektir. Bunu birlikte başaracağız.

Editör: Haber Merkezi