Sabah bir dostumuzla karşılaştık: Uçak seferleri ile alakalı yazımı okumuş, ilgili ola bilecek birçok kişiye göndermiş.

Bana dedi ki : “ Kahramanmaraş sevdalısı, sizler gibi dertli mecnun arıyorum!” var mı bir bildiğiniz yerde? Diyerek bize teşekkür etti.

Şehrimizin meselelerini her gün konuşmamız gerek.

Kurtuluşumuzun 100 yıl dönümüne hızla yaklaştığımız şu günlerde ortada ciddi bir proje yok. Ciddi bir çalışma yok, elle tutulur bir şey yok.

12 Şubat 2020 de ki Kahramanmaraş’ın Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 100 yıl dönümünde ne yapabiliriz?

Aralık/ Ocak ayı var bu iki ayda ne yapabiliriz.

Bunu Kahramanmaraş’ın tanıtımına nasıl çevire biliriz bunu konuşmamız gerekiyor.

Ulaşım, konaklama, beslenme, ören yeri, spor alanları, çarşı Pazar meselesi.

Türkiye 50 milyon Turist gelmiş. Kahramanmaraş bundan ne kadar nasibini alabildi? Önemli olan bunu göre biliyor muyuz!

Kayak: Mevsimi geldi birkaç gün sonra mevsimin ilk karı düşecek, bizim bu konuda çalışmamız var mı?

Cuma günü Kahramanmaraş’a uçak seferi Pazar günü veya Pazartesi sabah erken Ankara ve İstanbul uçak seferi koydura biliyor muyuz?

Cuma günü akşam Kahramanmaraş gelecek olan vatandaşlarımızı şehrimizde yatırarak, Cumartesi ve Pazar günü Yedikuyular Kayak Merkezinde kaydırarak Pazar akşamı veya Pazartesi sabah gerisin geriye göndermek için bir çalışmamız var mı?

Turizm de birinci madde: Ulaşım ulaşımı çözemezsek turizm olmaz.

İkinci Madde ise: konaklama, artık insanlarımız standarttı yüksek otel istiyor.

Üçüncü ayağı ise: Yemek – içmek ve eğlenmek.

Diğer adı ile: Gastronomi yöresel yemekler:

Gastronomi mesleği son günlerde ülkemizde de sıkça rağbet görmeye başladı.

Kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir disiplin olarak geçen gastronomi ilk olarak Fransız yazar Joseph Berchoux tarafından kullanmıştır.

Ortaya çıkışı 1801 yılına dayanan gastronomi, Yunanca mide ile ilgili "Gastro" ve kanun, kural anlamındaki "Nomos" kelimesinden türeyen "Nomy" kelimelerinin birleştirilmesinden oluşan bir kelimedir.

Yenilebilir tüm maddelerin, hijyenik olan ama sağlığa uygun olmasına şart koşulmayacak şekilde azami damak ve göz zevkini amaçlayarak sofraya, yenmeye hazır hale getirilmesine kadar olan süreç gastronominin çalışma alanıdır.

Ayrıca, Gastronomi ve Mutfak Sanatları de diye biliriz.

Kuru Fasulye, Pilav, Kuşbaşı Kebap, veya Adana şiş kebap, da patates sulusu, tavuk veya et haşlama gibi yemekler Türkiye mal olmuş yemekler ve biz bunu yapıyoruz yemek kültürümüz çok iyi diyemeyiz.

Bu sebeple: Kahramanmaraş Mahalli yemeklerimizi yaparak bir yere vara biliriz.

Örnek: yan yana, veya diğer adı ile eli böründe yemeğimizi bir marka haline getiremedik.

Bugün sadece evlerimizde pişen Maraş Mahalli yemeklerini satan veya yiye bileceğimiz bir yer yok. Mado, Küçükev, Kervan gibi birkaç yer yapsa da yeterli değil.

Turizm yapacaksak: Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Destekli mahalli yemeklerin yapıldığı bir yerin açılması gerekir.

Örnek: İstanbul dan kayak yapmak için Yedikuyular Kayak Merkezine gelen bir kişi, şunu söylüyor: “ Kayak Uludağ, Kartepe, Kayseri Erciyes, Erzurum Palan döken ve diğer yerlerde de yaparım ama öncelik Kahramanmaraş Mutfak Sanatlarını yemeklerini görmek istiyorum,” diyor.

Marka tescilli Mahalli yemeklerimizi gün yüzüne çıkararak evlerde değil çarşıda Pazar da halkımıza sunmamız gerekir.

Bir çullama çarşıda satan olsa alan olur mu? Olabilir az da olsa olur, çünkü evde yapılan bir tatlı, Çalgamlı Tarhana çorbasını çarşıda yapsak içen olur mu? , belki bizim ev yemeğimiz bunun gibi yüzlerce yemeğimizi belediye destekli hijyenik bir tesis de gün yüzüne çıkarmamız gerekiyor o zaman Turizmin 3. Ayağı da tamam olmuş olur.

Bizden söylemesi

İyi günler…