Bugünlerde gündemde özel güvenlik görevlilerinin kamuya alınacağı kimsenin mağdur edilmeyeceği şeklinde yetkili kişilerden açıklamalar yapılıyor. Tabi bu durum kulağa hoş gelmesi nedeniyle bizlerde bunu ağzımız açık dinliyoruz.  Gelin önce bundan önceki benzer bir konuyu inceleyelim sonrası bu vaatlerin ne denli uygulanabileceğine hep beraber karar verelim.

20 Kasım 2013’de Dönemin başbakanı Erdoğan özel bir televizyon kanalında  canlı yayın programına katılmıştı. Canlı yayın programında dershanelerin kapatılması konusunda açıklamalarda bulunan Erdoğan dershanede çalışan öğretmenleri kamuya alınacağını vaat etmişti.  Öğretmenler gününden bir gün önce yani  23 Kasım 2013’de Trabzon’da toplu açılış törenine katılan dönemin başbakanı Erdoğan dershanede çalışan 40 yaş üstü de olsa kamuya alacağız şeklinde daha önceki açıklamalarına paralel benzeri açıklamalarda bulunmuştu. Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI ise 13 Ağustos 2013'deki basın açıklamasında ''Dershanelerde çalışan öğretmen, öğretici ve çalışanların bakanlığın sistemine entegre edilmesi içinde hazırlık yaptıklarını'' açıklamıştı. Bakan AVCI 15 Kasım 2013'te yaptığı bir açıklamada  '' öğretmenlerimiz endişe etmesinler, öğrencilerimiz, dershane çalışanlarımız endişe etmesinler, hiç kimse mağdur edilmeyecek'' şeklinde vaatlerde bulunmuştu.

Dönemin Başbakanının ve görevine devam eden Milli Eğitim Bakanının bu şekildeki açıklamalar yapması nedeniyle toplumda tüm dershane  çalışanlarının mağdur edilmeden kamuya alınacağı algısı oluşmuştu. 2013 verilerine göre  Türkiye'de bulunan toplam 3 bin 864 özel dershanede 64 bin 142 eğitim personeli (Öğretmen), 14 bin 605 idari personel olmak üzere toplam 78 bin 747 kişinin çalıştığını  bilinmekte.

Buraya kadar her şey güzel ülkenin Başbakanı ve Milli Eğitim Bakanı kimsenin mağdur edilmeyeceğini vaat ederek dershanelerin kapatılacağını ilan ediyor. Peki 78.747  dershane çalışanının kaç kişisini devlet kamuya aldı ya da alacak? sorusu sorulduğunda durum içler acısı. Çünkü 78.747 kişiden Milli Eğitim Bakanlığının kamuya almada belirlemiş olduğu 6 yıl şartı ile bu sayı yaklaşık 10 bin kişiye düşüyor. Hani kimse mağdur edilmeyecekti nerde kaldı vaatler,   yoksa 78.747 kişi den 10 bini kamuya  entegre edilince kalan 68 bin kişinin ''hiç kimse mağdur edilmeyecek'' sözünü  söyleyenlere için ''hiç kimse'' manasına mı geliyor! Bu arada şuana kadar herhangi bir dershane çalışanı kamuya alınmadı. Alım süreci 2015 ağustos ayında 78 bin dershane çalışanının 68 bini direk elendikten sonra kalan yaklaşık 10 bin kişi ise Sözlü MÜLAKATLA elemeler yapıldıktan sonra ihtiyaç doğrultusunda kamuda görevlendirilecek.

Özel güvenlikte çalışanların sayısal verilerini incelediğimizde Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2004 yılında yürürlüğe giren 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ile kayıt altına alınan özel güvenlik sektöründe şu ana kadar 1 milyon 774 bin 514 kişiye eğitim verildi. Eğitim alanların 810 bin 437'sine özel güvenlik görevlisi kimlik kartı verilirken, bunlardan 286 bin 227'si fiilen özel güvenlik sektöründe çalışıyor. Eğitim durumları baz alınarak yapılan değerlendirmeye göre ise çalışanların 60 bin 742'si ortaokul, 193 bin 380'i lise, 21 bin 527'si meslek yüksekokulu, 10 bin 578'i yani % 3,6'sı üniversite mezunu.

 

Kısaca 810 bin kişinin güvenlik sertifikasının olduğu ve bunların 286 binin çalıştığı bilinmekte. Üstelik 810 bin güvenlik sertifikası olan kişilerin %94'ü polis olma ehliyetine uygun olmadığı yapılan araştırmalarla belgelendi. Şimdi soruyorum dershanelerde çalışan %80'ni öğretmen statüsünde olmasına rağmen üniversite mezunu 78 bin çalışanın kamuya alınması söz konusu olduğunda bu sayının elemeler yapılarak 10 binlere düşürülüyor. 78 bin çalışanın kamuya alım süreci gerçekleştirilemezken sizce  810 bin güvenlik görevlisi kamuda görevlendirilebilir mi? Yoksa bu bir secim vaadi şeklinde mi kalacak