2002 seçimlerini öncesini hatırlayın !
     Kurucusu Muhtar bile olmayan partiye oy vermeyin !..
     Milletvekili adayı bile olamadı !..
     Ak Parti vekil çıkarsa bile Anayasa Mahkemesi bu partiyi kapatır !
     Her gün çıkan kasetler
     Video görüntüleri ve televizyon ve gazetelerde çıkan haberler..
     Millet 2002 seçimlerinde ak Partiyi iktidara taşıdı..
     2007 Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimi
     Gazeteler, televizyonlar, stk Cumhurbaşkanını şeklini çizmişti.. Asker olacak, hanımı sosyetik olacak, çocuklarının çağdaş olması şartını öne sürdüler ve Abdullah Gül’ü kabul etmediler ve 2007 seçimleri sonrasında Abdullah Gül Cumhurbaşkanı !..
     2011 Seçimleri : Derin Devlet Pes etti..
     Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı seçildi.
     2015 7 Haziran Seçimleri öncesinde : Derin Devlet Ak Partinin pilini bitirmek üzere, yeniden bir yapılanmaya girerek, Bakan Çocukları, Başbakan ve ailesi ile alakalı projeler hazırlayarak 17 Aralık da düğemeye bastı..
      MHP de 17-25 Aralık operasyonu, ayakkabı kutularına takılınca ortaya 7 Haziran 2015 seçimlerinin soncu çıktı..
      Algı operasyonu: “ Bunlara bir ders verelim oyu düşsün dediler ve 9 puan düşürdüler..
      7 Haziran 2015 seçimleri sonucunda tek başına bir iktidar çıkmadı..
       Vatandaş : Eyvah ne yaptım, ülkemi bir karanlık kuyuya attım demeye başladı..
      Oyunun bir parçası haline gelen MHP ve Devlet Bahçeli 7 Haziran 2015 akşamı saat 20 gibi televizyon kanallarına çıkarak:” Siz gidin Kandil ile hükümet kurun, siz gidin CHP ile hükümet kurun, siz gidin HDP ile hükümet kurun diyerek kapıları kapatıldı..
      Bu kapatma Derin Devletin bir projesidi..
      STK ve Derin Devlet “CHP Ak Parti hükümeti kurulmalı” diyerek çalışmaya başladı..
      Hedef de : Ak Parti CHP hükümeti ile Ak Partinin oyunu yüzde 35 düşürme planlanıyordu.. AK Parti devletin bir projesini gerçekleştiriyor şu anda. Kendi adına olduğu kadar devlet adına da hareket ediyor, ak partiyi bitirme projesinin yenileri geliyor..
Ulusal Strateji: Anayasa hukukçusu Mustafa Erdoğan, “AK Partinin ’nin halini Hallac-ı Mansur’la açıkladı: Devlette eriyip yok oldular. Yani devlet gibi düşünmeye başladılar. “ sözleri ile Ak Parti içindeki derin devlet yapısını göre biliyoruz..
      Bugün köşesini okuduğum: Hukukçu Prof. Erdoğan’a göre devlet, Cemaat’i düşman olarak kodlamıştı. Muhtemelen onu, dostu AK Parti eliyle tasfiye etmeyi daha rasyonel buldu. Bu süreçteki hukuksuzluklar ise ilk Osmanlı anayasasını hatırlatıyor,” diyor..
      Fetullah Gülen’e, yan bakan, hakkında bir tek kelime söyleyen askerleri, Gülen’in savcı ve hakimleri içeri atarken, Ak parti ve hükümet “ iyi askerlerden kurtuluyoruz,” diyordu ama başına geleceklerinden habersizlerdi..
      Kainat imamı olacağım diyen ve Türkiye de hakim ve savcı ihtilalı yapmaya hazırlanan Gülen , hakim ve savcılarına talimat gönderdiğinde , Askerlere yapılan gibi uydurma dosyalarla bu defa Bakan çocukları, Bakanlar ve Başbakanı hepse atmak üzere harekette geçmişlerdi.
     Dönemin Başbakanı idam edeceklerini ve zafer çığlıkları atmaya başlamışlardı..
     Başbakanın etrafı sağlam olunca , MİT ve çevresi olayı önledi..
     T.C. Genel Kurmay başkanını bile terör örgütü üyesi diye içeri atan Gülen hakim ve savcıları bu defa hükümeti devireceklerdi..
     Emekli Genel Kurmay Başkanı İlter Başbuğu “ Pareler hakim ve savcıların yargılanmasını istiyor..
     Türkiye de Gülen Polisleri, Savcıları, Hakimleri, Polisin savcının talimatını yerine getirmediği, hapis cezası verilenlerin “Ben bu yargıyı tanımıyorum” dediği günlerden geçiyoruz. “Hukuk devleti” dediğimiz şey ciddi yara alıyor. 28 Şubat’ta hukuksuzluklara net şekilde karşı duran entelektüellerden anayasa hukuku profesörü Mustafa Erdoğan şimdi yaşananları da “akıl tutulması” olarak değerlendiriyor. 
Liberal Düşünce Topluluğu’nun kurucularından, hâlen İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı olan Erdoğan’a göre AK Parti muhtemelen devletin cemaati tasfiye misyonunu olarak yorumluyordu..
      Türkiye de hukuk : fakir halka var !..
      17 Aralık’tan bu yana yaşananlara bakınca ¨Hukuk devleti krizde¨ diyebilir miyiz? 
      Ben bu durumu geçici bir akıl tutulması olarak görüyorum. Türkiye anayasal bir yönetim olmak iddiasındaysa, hukukun üstünlüğüne dayanan bir yönetim olmak iddiasındaysa bu durum kalıcı olamaz. 
       Hukuk devletinde geçici de olsa akıl tutulmaları olabilir mi? 
       Derin Devlet : Hukuk devletinde hukukî güvencelerin, geçici olarak kısmen askıya alındığı durumlar olabilir ama onlar da anayasalarda ve yasada belirtilmiş olan durumlardır. Bizim bugün karşı karşıya olduğumuz durum de facto, fiili bir durum. Hukukun tamamen ıskat edildiği bir dönem. Bana ilk Osmanlı anayasasındaki bir hükmü hatırlatıyor: İdare-i örfiye denen rejimde hukukun muvakkaten ıskatı... 
      Ak Parti içindeki Derin Devlet yapılanması, bana göre ak partinin birinci düşmanıdır.
      İyi günler
      Devamı yarın…