Sevgili dostumuza sordum: Nereye kadar değer mi?

Cevap : “Bir kelime Allah kelamı öğrete bilir miyim? Mücadelesi veriyorum, benim para ile işim yok !” dedi.

Sonra bana döndü : “ Her yazdığın yazının içinde, Allah kelamı yoksa insanları iyilik ve güzellikler sevk eden bir kelime yoksa insanları iyi güzel insan olmaya yönelik bir kelime yoksa bildiğin doğruları gösteren bir tek kelime yoksa senin yazılarında hayatında boşa gitmektedir” dedi ve bize çalışmayı gösterdi!

Yıllar önce bir gazeteci ağabeyimiz şimdi kendisi merhum : “ Gazetecinin emeklisi olmaz, ölüsü olur, ölünceye kadar yazmaya devam edeceksin !” demişti.

Gazetecilik bir Üniversite gibi, her gün yeni bir şey öğreniyorsun, geçmiş de öğrendiklerinle de yeni nesillere yol gösteriyorsun.

Gazetecinin emeklisi olmaz, ölüsü olur, genel olarak bizim meslektaşlar son güne kadar yazmaya devam ederler.

Bugün bizde aynı işi yapıyoruz: Her gün sabah yazıyorum.

Değer mi? Derseniz, Şeyhadile gitmeden bildiklerimizi insanlara aktara bilirsek değer, bildiklerimiz bizimle giderse yazık olur. Hiçbir şeye değmez o zaman!

Bu sebeple kafamda oluşturduğum şöyle 4 kitap daha yazacağım, Allah ömür verise o günleri görürsek kafamda ki planım bu!

Allah sağlık huzur versin herkese, yaşamak çok güzel, bir saniye bile olsa yaşamak çok güzel son nefesimize kadar önce mahallemiz, sonra şehrimiz ve Türkiye için çalışmalıyız ama burada sevgili dostumuzun söylediği gibi Allah kelamı olan iş yapmalıyız.

Geçen hafta : “ Türkiye 100 yılda bozdular, 100 yılda düzeltile bilir” demiştim ve simama filmleri ile bizleri nasıl bozduklarını anlatmıştım.

100lerce telefon açan oldu, böyle yazılara devam ediniz dediler, teşekkür ettiler.

Bununla bağlantılı: Dün Trabzon caddesinde geziyoruz, bir arkadaşımız, “ Vallah yeminle söylüyorum, ben, benim hanımı yatak odasında böyle çıplak görmedim! Dedi.

Ahlaki yapı çöktü, Nenesi çarşaflı, annesi mantolu, kızı yarı açık, yarı açık cezaevi gibi, torunu ise çırılçıplak.

Fuhuş 10-11 yaşına kadar düşmüş, ahlaksızlık diz boyu, bunu gören söyleyen yok.

Hani Türkiye de birinci sınıf vatandaş olanlar var: Küçük yaşta geline karşı çıkarlar, ama Kafeler de okullarda, parkta, sokakta fuhuş yapan küçük kızlara sahip çıkmazlar. Onların anlayışına göre bu özgürlük oluyor. Ama kız 17 yaşında evlenirse kıyameti kopartıyorlar. Bende küçük yaşta kızın evlenmesine karşıyım.

Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler de gördüğümüz sokak fuhuşum maalesef ki ilimizde de kendini göstermeye başladı.

Fuhuş, zina suç değil, canı isteyen istediği ile bir park köşesinde, bağ ve dağ yollarında otomobil içinde her türlü rezaleti yapıyorlar ama insanlarımız onları bundan men edemiyor.

Yapana bir şey yok da: Vay gördüm diyenin başına gelene! Öyle oluyor.

Bu devran böyle gitmez: Bir sille yiyeceğiz!

Kıtlık mı? Olur? Deprem mi? olur! Sel mi olur? yangın mı? Olur? Orasını bilemiyorum ama bu yapılanların kesemize kar kalmayacağına inanıyorum, bir gün bunun bedelini ağır ödeyeceğiz bundan kurtuluş yok.

Çöpler ekmek dolu, yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda, tüm buna rağmen, Ekonomik kriz var diye bağırıyoruz.

Köylerde üretim bitmiş, çalışan yok, herkes hazır yemeye alışmış, namaz yok, abdest yok, ahlak sıfıra inmiş böyle bir manzara ile nereye kadar gideriz orasını da Allah bilir.

Konunun içine konu girdi, Değer mi?

Evet çok güzel bir ülkemiz, var, çok güzel doğal güzelliklerimiz var, bu cennet vatan için her şeye değer, Vatan sevgisi imandandır, imanı olmayan vatanını sevemez, Vatan anadır, Vatan Babadır, vatan bizim canımızdır. Bu sebeple bu vatan için herkes bildiğini iyi ve güzellikleri son nefesine kadar herkese söyleyecek.

Suriyeliler kaçıp buraya geldiler, Bizim kaçıp gidecek yerimizde yok, bizim tek vatanımız var burası vatanımıza canımızla kanımızla sahip çıkmamız gerekiyor.

Bunun da birinci yolu: üretim, üretim, Tükettiğimizden fazlasını üretmemiz gerekiyor. Ki Türkiye kalkına bilsin.

Güzel günler sizlerin olsun

İyi günler…

Değer mi?

Sevgili dostumuza sordum: Nereye kadar değer mi?

Cevap : “Bir kelime Allah kelamı öğrete bilir miyim? Mücadelesi veriyorum, benim para ile işim yok !” dedi.

Sonra bana döndü : “ Her yazdığın yazının içinde, Allah kelamı yoksa insanları iyilik ve güzellikler sevk eden bir kelime yoksa insanları iyi güzel insan olmaya yönelik bir kelime yoksa bildiğin doğruları gösteren bir tek kelime yoksa senin yazılarında hayatında boşa gitmektedir” dedi ve bize çalışmayı gösterdi!

Yıllar önce bir gazeteci ağabeyimiz şimdi kendisi merhum : “ Gazetecinin emeklisi olmaz, ölüsü olur, ölünceye kadar yazmaya devam edeceksin !” demişti.

Gazetecilik bir Üniversite gibi, her gün yeni bir şey öğreniyorsun, geçmiş de öğrendiklerinle de yeni nesillere yol gösteriyorsun.

Gazetecinin emeklisi olmaz, ölüsü olur, genel olarak bizim meslektaşlar son güne kadar yazmaya devam ederler.

Bugün bizde aynı işi yapıyoruz: Her gün sabah yazıyorum.

Değer mi? Derseniz, Şeyhadile gitmeden bildiklerimizi insanlara aktara bilirsek değer, bildiklerimiz bizimle giderse yazık olur. Hiçbir şeye değmez o zaman!

Bu sebeple kafamda oluşturduğum şöyle 4 kitap daha yazacağım, Allah ömür verise o günleri görürsek kafamda ki planım bu!

Allah sağlık huzur versin herkese, yaşamak çok güzel, bir saniye bile olsa yaşamak çok güzel son nefesimize kadar önce mahallemiz, sonra şehrimiz ve Türkiye için çalışmalıyız ama burada sevgili dostumuzun söylediği gibi Allah kelamı olan iş yapmalıyız.

Geçen hafta : “ Türkiye 100 yılda bozdular, 100 yılda düzeltile bilir” demiştim ve simama filmleri ile bizleri nasıl bozduklarını anlatmıştım.

100lerce telefon açan oldu, böyle yazılara devam ediniz dediler, teşekkür ettiler.

Bununla bağlantılı: Dün Trabzon caddesinde geziyoruz, bir arkadaşımız, “ Vallah yeminle söylüyorum, ben, benim hanımı yatak odasında böyle çıplak görmedim! Dedi.

Ahlaki yapı çöktü, Nenesi çarşaflı, annesi mantolu, kızı yarı açık, yarı açık cezaevi gibi, torunu ise çırılçıplak.

Fuhuş 10-11 yaşına kadar düşmüş, ahlaksızlık diz boyu, bunu gören söyleyen yok.

Hani Türkiye de birinci sınıf vatandaş olanlar var: Küçük yaşta geline karşı çıkarlar, ama Kafeler de okullarda, parkta, sokakta fuhuş yapan küçük kızlara sahip çıkmazlar. Onların anlayışına göre bu özgürlük oluyor. Ama kız 17 yaşında evlenirse kıyameti kopartıyorlar. Bende küçük yaşta kızın evlenmesine karşıyım.

Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler de gördüğümüz sokak fuhuşum maalesef ki ilimizde de kendini göstermeye başladı.

Fuhuş, zina suç değil, canı isteyen istediği ile bir park köşesinde, bağ ve dağ yollarında otomobil içinde her türlü rezaleti yapıyorlar ama insanlarımız onları bundan men edemiyor.

Yapana bir şey yok da: Vay gördüm diyenin başına gelene! Öyle oluyor.

Bu devran böyle gitmez: Bir sille yiyeceğiz!

Kıtlık mı? Olur? Deprem mi? olur! Sel mi olur? yangın mı? Olur? Orasını bilemiyorum ama bu yapılanların kesemize kar kalmayacağına inanıyorum, bir gün bunun bedelini ağır ödeyeceğiz bundan kurtuluş yok.

Çöpler ekmek dolu, yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda, tüm buna rağmen, Ekonomik kriz var diye bağırıyoruz.

Köylerde üretim bitmiş, çalışan yok, herkes hazır yemeye alışmış, namaz yok, abdest yok, ahlak sıfıra inmiş böyle bir manzara ile nereye kadar gideriz orasını da Allah bilir.

Konunun içine konu girdi, Değer mi?

Evet çok güzel bir ülkemiz, var, çok güzel doğal güzelliklerimiz var, bu cennet vatan için her şeye değer, Vatan sevgisi imandandır, imanı olmayan vatanını sevemez, Vatan anadır, Vatan Babadır, vatan bizim canımızdır. Bu sebeple bu vatan için herkes bildiğini iyi ve güzellikleri son nefesine kadar herkese söyleyecek.

Suriyeliler kaçıp buraya geldiler, Bizim kaçıp gidecek yerimizde yok, bizim tek vatanımız var burası vatanımıza canımızla kanımızla sahip çıkmamız gerekiyor.

Bunun da birinci yolu: üretim, üretim, Tükettiğimizden fazlasını üretmemiz gerekiyor. Ki Türkiye kalkına bilsin.

Güzel günler sizlerin olsun

İyi günler…