Sevgili Okurlar ben söylemiyorum, Hüseyin Aygün, kendisi çok net ifadelerle anlattı hepimiz şahidiz. PKK'lılar, bu zata önce "saygılarını" sunmuşlar ve güvenliğini sağlamışlar. Kendisini mis kokulu güller (yeşillikler) içinde misafir edilmiş. Sonra, sorunlarının çözümü için yardım istemişler. Bırakırken de kucaklaşmışlar. Hatta "Öpeyim ağabeycim" bile demişler teröristler bu ne samimiyet?

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen bu garip eylemin adı da "Adam kaçırma", ama dünya literatürüne girecek cinsten bir eylem! Ayrıca, Şener Şen, İlyas Salman ve Kemal Sunal’ın “davaro” filmlerine çok benziyor.

CHP’li vekil Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırıldığı haberini duyduğumda ilk aklıma gelen inanınki şuydu;"PKK, Aygün'ü Şemdillide yediği darbenin moral bozukluğunu üzerinden atmanın propagandası için bu kaçırma işini yapmıştır.

Yoksa bu vekil arkadaş’ın seçim bölgesi, memleketi, doğduğu yer Tunceli. Sürekli o bölgede oluyor zaman zaman. Aygün’ün kaçırılması bir tesadüf mü? Ayrıca PKK verdiği ayarla? Türk Devletine” bak işte Milletvekilini bile alıp dağa çıkarabiliyorum” mesajını verdi, Hüseyin Aygün sayesinde. Aferin size, aferin bu tezgahları kuranlara bu nasıl kaçırma, bu nasıl misafir etme;

Eli kanlı teröristler, bu ülkenin tüm değerlerine küfrediyorlar, acımadan önüne gelen canlıyı öldürüyorlar.Bu caniler,Milletvekilini Bir süre misafir ettiler, ardından, serbest bıraktılar yemezler.Hüseyin bey,bu kaçırma olayını yüreğiniz varsa açıkça anlatınız,anlatınınki bu millet  gerçeğin  ne olduğunu bilsin.Bu olup bitenler, Millete karşı yapılan olumlu bir davranış değildir.Şener Şen Kemal Sunal  Filmi bitti; perde kapandı ve aynen öyle oldu!

Türk Devletinin Milli İstikbaret Teşkilatı (MİT)  bu vekilin kaçırılması olayı ile ilgili olarak o bölgede güçlü bir istihbarat çalışması yapmalı ve olayların perde arkasını araştırmalıdır. MİT asıl gerçek neyse ortaya çıkarmalıdır. Bu olayla sadece PKK reklamını yaptı, yapıldı. Hüseyin Aygün’de kahramanlaşmadı.

Olan CHP’ye oldu;

Aslında kimse üzerinde durmuyor, kimse işin o tarafı ile ilgili değil. Ancak, bu eylem en çok CHP'yi vurdu, olan CHP’ye oldu.

Yansımalarını önümüzdeki günlerde hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Hüseyin Aygün ve benzeri isimlerin yaptığı çıkışlar ise, CHP'deki rahatsızlığın üzerine tuz biber ekti.

Bitmedi; CHP'ye yönelik "bazı etnik grupların öne çıktığı" ve "mezhepçilik yapıldığı" suçlamaları alabildiğine arttı. CHP kan kaybetmeye başladı. Bu durum kamuoyu araştırmalarına yansımaktadır.

Son Kurultay'da, parti tabanı da Kılıçdaroğlu'na açık bir mesaj verdi. İzlenen politikayı eleştiren Haluk Koç, en yüksek oyu alarak PM'ye giren isimlerden biri oldu. Taban, "Yeni CHP" söylemlerinden rahatsız olduğunu ortaya koydu.

Kılıçdaroğlu mesajı aldı. Tartışmalı isimleri geri çekti. Rahatsızlıkları gidermek için de Haluk Koç ve Adnan Keskin gibi isimleri parti vitrinine koydu.

Hüseyin Aygün'ün serbest kaldıktan sonra yaptığı açıklama bütün hesapları alt üst etti.

Aygün, CHP içinde mücadeleye devam sinyali verip meydan okudu:

Aygün’ün dağdaki eşkıyaya söylediklerine bakınız “ben onlara, CHP'nin benim gibi insanları partiye katarak dönüşüm işaretlerini çoktan verdiğini anlattım”.

Aygün, açıkça, "Durmak yok, CHP'de mücadeleye ve dönüşüme devam" dedi.

CHP, Aygün olayını sorgulamalı;

Aygün'ün "dönüşüm" denince ne anladığı da yaptığı açıklamalarla ortada...

PKK'lılar için "arkadaşlar" ifadesini kullanıyor. Ellerinde silah olan "son derece saygılı ve barışçı çocuklardan" söz etti.

Bu günden tezi yok CHP Hüseyin Aygün olayını sorgulamalı, açıklığa kavuşturmalı. Yoksa yeni CHP ”yürü be “CHP olur.

Üstelik, Aygün, PKK'nın en gaddar ismi Bahoz Erdal'ın "Kendisini kaçırdıkları için PKK'lılara kızdığını" bile iddia edebildi.

Yetmiyor, PKK'lılarla kucaklaşarak, sarılıp öpüşerek ayrıldığını anlattı. Açıklamalarının içinde terör örgütü mensupları hakkında kullandığı tek bir olumsuz ifade yoktu.

Zaten kendisi de söyledi.

“Benim Kaçırılma olayının propaganda amaçlı bir eylem olduğunu biliyordum” dedi.

Yaptığı ya da kendisine yaptırılan açıklamalarla PKK propagandasına yardımcı oldu!

Bakmayın siz bugünlerde CHP adına yapılan zoraki ve süslü açıklamalara. CHP içinde de Aygün'ün sergilediği tavrı ve söylemlerini hazmedemeyenlerin sayısının az olmadığı görüldü.

Aygün'ün serbest bırakılmasıyla birlikte, "Bu eylemin kazanan ve kaybedenleri kim" tartışması başladı... Kazananlar belli. PKK, Türkiye gündemine oturdu, sesini duyurdu.

Bölgede siyaset yapan herkese "ayağınızı denk alın" mesajını verdi. Aygün'ü kullanarak hedeflediği propagandayı yaptı. Aygün de belli çevreler tarafından "kahraman" ilan edileceğini bekliyordu oda olmadı.

Olan yine CHP'ye oldu...

Göreceksiniz, bu olay CHP'ye çok sıkıntılı günler yaşatacak.

 

Hüseyin’im…

 

Beni dağa kaçırdılar.

Yeşil vadide ada çayı içirdiler.

Beni benden geçirdiler.

Bizim saygılı çocuklar.

 

Sarılıp öptüler beni.

İstersem giderim geri.

Onlar bana bizdensin dedi.

Bizim saygılı çocuklar.

 

Bana saygılarını sundular.

Söylememi istediklerini kafama koydular.

Bende onlara emriniz olur dedim.

Bizim saygılı çocuklar.

 

Hüseyin’im bitmez çilem.

İçim kan ağlarken nasıl gülem.

Alıp silahı dağa mı gidem.

Beni çağırıyor saygılı çocuklar.