Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış vatandaşı isyan ettirirken, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’tan çözüm olarak “Belediyeler haftaya ucuz meyve-sebze satışına başlıyor” açıklaması geldi.

Özellikle de yerel seçimler arifesinde vatandaşın cebine dokunmak elbette iktidarı kaygılandırdı. Peki çözüm belediyelerin ucuz meyve-sebze satması mı? 

İster istemez insan soruyor, belediyelerin görevi manavlık mı,  yoksa şehre hizmet etmek mi? Elbette yerel yönetimlerin görevi yaşanabilir kentler inşaa etmek, vatandaşın yaşam standartlını yükseltmek. Eminim ki belediye başkanları da Bakan Albayrak’ın bu kararından memnun değillerdir.

Yıllardır tarım alanında uzman kişiler tarım ve hayvancılığın desteklenmesini söyledi.  Her ne hikmetse 16 yıllık Ak Parti iktidarında hiçbir tarım bakanı bu çağrılara kulak asmadı, bu yönde adım atmadı. Türkiye bir tarım ülkesiyse ki öyle neden tarım sanayi geliştirilemiyor?

Aslına bakarsanız sorun işi ehline vermemekle alakalı. Tarımdan anlamayan kişileri tarım bakanı yapmak doğrusu akla mantığa sığmıyor.

Meyve sebze fiyatlarının fahiş oranlarda artması, bu yıl yaşanan sel felaketleri denilse de tek sebep bu değil.

Ülkemizde yetişmiş bu kadar ziraat mühendisi varken neden işletme mezunu birini tarım yapıyoruz? Çok iyi bir yönetici, girişimci, sanayici olabilir ancak Türkiye’nin tarım haritasını bilemez. Ondan sonrada çıkar “Mevsiminde yetişmeyen ürünleri almayın” der. Hiçbir bakanın vatandaşa almayın deme lüksü yoktur. Bu büyük bir gaftır. Kış sebzelerinin de pahalı olduğundan haberi yok sanırım. Kaldı ki siyasi partiler, vatandaşın refah seviyesini yükseltme vaadine karşılık iktidara getirilir. Vatandaşa alma denilmez.  Ayrıca pahalılık kurtuluş savaşı ile mukayese de edilemez. Toprak bütünlüğümüzü tehdit eden bir tehlike varsa bu millet 7’den 70’e gözünü kırpmadan canını seve seve verir. Durum şu ki şimdi tencerelerde kıtlık var.

Bence Ak Parti artık tarımda sınıfta kaldığını kabullenmeli. Yeni bir hamle yaparak, tarımın gelişmesi, çiftçinin desteklenmesi için politikalar üretimlidir. Tabi önce alanında uzman bir tarım bakanı işin başına getirilmelidir.

Ziraat Mühendisleri Odası Kahramanmaraş Şube Başkanı Doç. Dr. Ziya Dumlupınar da sosyal medya hesabından “Tek çare üretim ve üreticinin desteklenmesi. Ancak, daha fazla üretirsek daha ucuza üretebiliriz" diye paylaşımda bulunmuş. Herkes bu konu da hem fikir, çözüm bu kadar basit.

Üstelik fahiş artışlar sadece meyve-sebze fiyatlarında değil, bugün bütün temel gıda maddeleri vatandaşın cebini yakıyor. “Ekonomik kriz yok, fırsatçılar var” diyerek krizin üstünü kapatamazsınız.

Bugün ülke ekonomisinden memnun olan hiçbir sosyal dilim yok. Seçim sonrasına kaygıyla bakılıyor.

Yerel seçimlere adım adım yaklaşırken, domates, biberle gündemi meşgul etmek yerine adayların projelerini konuşmalıyız. Şehrimizi kime emanet edeceğimizi düşünmeliyiz. Üstelik belediye başkan adayları da artan fiyatlardan dolayı seçmenlerin tepkisiyle karşılaşıyorlar. Ekonomik ortamda güven sağlanmazsa Ak Parti’nin büyük oranda oy kaybedeceği alenen ortada.

Bırakalım herkes işini yapsın, belediye başkanları şehircilik hizmeti versin.