Eğitim sistemimizde, bir yanlışlık var.

Aile yapımız bozuluyor, hızla yok oluyor burada bir yanlışlık var.

Bayramları: Bayram gibi yaşayamıyoruz burada ters giden bir olay var!

Sevgili dostlar: Bayram Sabahı ve Bayram Namazını yazmak istiyorum.

Kurban Bayramı: Bayram, adı üstünde Bayram..

Şabanı, Ramazanı, Bayramı film yaptık yıllarca güldük! Güldük ama sonunda galiba gülünecek hale geldik.

Geçtiğimiz pazar günü yani Bayram sabahı ezan okunmadan uyandım, abdest aldım. Medine camiine doğru yola çıktım ezan okundu.

Çocuklarımı kaldıramadım: itiraf ediyorum, ben iyi bir baba değilim. Boynum bükük mahsur bir halde caminin yolunu tuttum.

Merkezi ezan olduğu için: ezan okunmasına rağmen camii de bir Allah kulu yok.

Biraz sonra görevli imam arkadaşımız geldi.

Benim gibi Bayram Namazı ve Kurban Bayramı heyecanı duyan birkaç kişi daha geldi.

Ben caminin önünde olta atıyorum. Biraz park da oturuyor biraz geziniyorum.

Cemal Nar Hoca ufukta görüldü.

Hoş sohbet ve selamlaşmadan sonra içeri beraber girdik.

Sabah Namazı için: en önce Cemal Nar hocam gitti, ben de camiinin en gerisine oturdum.

Bir iki–üç beş derken 15 kişi kadar olduk, hep beraber sabah namazını cemaatle kıldık, dua dan sonra Cemal Nar hocam kürsüye çıkarak, İslam’ı anlattı.

Olsun, 15-20 kişi de olsa tebliğ görevini yaptı.

En geride olduğum için: İnsanları süzüyorum.

Her gelen benim gibi geliyor. Çocuklarını camiye getirememiş eli boş geliyor.

Kilise–korosu ekibi arada bir horlasa da, Kurban ne aldın? diye bir birine soranlar olsa da camii içi bir iki dolmaya başladı.

Çenesi düşenler: konuşmak için bir bahane arıyorlar.

Beni üzen ise camiye çocukların gelmemiş olması idi. Ne diyelim sanki ben getire bildim mi? Ben iyi bir baba ola bildim mi? Bera efendi uyumaya devam ediyor.

Çocuklarının elinden tutup gelenleri tek tek saydım, bir elin parmaklarını geçmedi. O çocuklarını elinden tutup getiren Kahraman Babalar yüzü suyu hürmetine bizde arada geçiniyoruz onu gördüm.

O yiğit babaların ellerinden öpüyorum.

Güneş doğdu, biraz yükseldi. Farz olan sabah namazını kılmasak da Vacip olan Bayram Namazını kılalım diyenler gelerek cami doldurmaya başladı.

Camiye tam bu saatlerde gelen biri: “Televizyonda dinledim bayram namazı şu saat diyordu bu hoca halen konuşuyor, namazı kılıp gideceğim!” diyerek öfkelenerek bizimle konuşmaya çalıştı.

Camide mala yani konuşmak: ateşin odunu yaktığı gibi, insanların sevaplarını yakarak yok ettiğini bildiğim için saati göstererek işaretle 6 dakika var! dedim.

Adam 6 dakika somurdandı durdu. Ben cevap vermedikçe başkası ile konuşmaya çalıştı.

Neyse Bayram namazı vakti geldi: İmam efendi bayram namazı tarifi yaptı, Bayramın 4. günü ikindin namazına kadar teşvik tekbirlerini unutmayın dedi.

Hep birlikte: Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahi’l-hamd“ dedikten sonra Bayram Namazına başladık.

Uyduk imama, Vacip olan Kurban Bayramı Namazı kılmaya niyet ettik, kıldık, hutbeyi dinledik. Ama benim gözüm hep çocuk aradı.

Oysa: Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramında en çok sevindirilmesi gerekenler, günahsız olan sabı yavrularımızdı.

Onları da camiye getiremedik.

O yavrucuklara Bayram Namazı ve Bayramın sevincini yaşatamadık.

Eve geldiğimde herkes uyuyordu. Bayram gelmiş neyime! der gibi uyumaya devam ederken bizim gibi pısırık babalar ise Bayram sevincini kendi kendine yaşıyordu.

Ailecek: Kurban Bayramı sevincini yaşayan aile sayısı kaçtır?

Bizim Dr. Burhan Güçmen ile Kurbanı kesip geldik halen uyuyanlar vardı. Bayram sevinci bizim eve girmediğini gördüm. Sadece bizim eve mi? Tüm mahalleye, apartmana girmemişti çünkü ortada bir tane çocuk yoktu.

Oysa: eskiden Bayramlık elbiselerini giyenler sabah bayram namazı için camii sonra da kapıları çalarak bayram harçlıklarını toplar şekerlerini çantalarına indiridi.

Nerede o bayramlar?

Yanlış yapılan bir iş var be dostlar: Kim düzeltecek bilemiyorum, bizden geçti umut yeni imanlı ihlaslı gençlerde diyorum.

Hayırlı günler diliyorum.