Hiç kimse kusura bakmasın herkes kendine baksın!

Tarihi süreçte zaman zaman yolunu şaşıran insanoğluna Allah Teâlâ tarafından çeşitli resuller ve nebiler kısaca Peygamber ve Alimler gönderilmiştir.

Azan kavimler sonunda helak olmuştur.

Yalan, dolan, fuhuş, zina, hırsızlık, günah işlemek bizde olunca, ne bekliyoruz, bizi cennette mı? Koyacaklar başımıza taş yağmadığına şükür edelim.

Anne: başı kapalı, kızı yarım açık, torunu çıplak dolaştığı bugün günümüzde, kimden? Ne iyilik bekliyoruz?

Okuduğum kitaplardan özetler çıkardım:

Musa aleyhisselâm’ın düşmanları olan Firavun ve adamlarının helaki ile yaşanan olayı herkes bilir. En azından televizyonda Hz. Musa filmini üç beş defa izlemişinizdir.

Lût kavmini yok eden o dehşetli felaket ile helak yerine daha hafif bir cezaya çarptırılan İlyas aleyhisselâm kavmi’nin başına gelenler, Bilâdü’ş-Şâm topraklarında meydana gelmiştir.

Nuh kavminin helaki, İbrahim aleyhisselâm’in muarızı Nemrut ve adamlarının yok edilmesi ve Allah Teâlâ’nın gazabına uğramaktan son anda kurtulan Yunus kavminin başından geçenler ise Irak topraklarında meydana gelmiştir.

Helak olan kavimlerde olduğu gibi, Kur’ân-ı Kerim’de kıssaları anlatılan her bir peygamberi diğer peygamberlerden ayıran özel bir vasıftan söz etmemiz mümkündür.

Örneğin En’âm Suresinde toplu olarak zikredilen peygamberlerin her birinin ayrı bir karakterde oldukları ve bir ilki temsil ettiklerini görmekteyiz.

Buna göre Hz. Nuh, puta tapanlarla uğraşan ilk peygamberdir.

Hz. İshak ve Hz. Yakup, bütün İsrailoğullarına gelen peygamberlerin aslıdır.

Hz. Davut ve Hz. Süleyman mülk ve saltanat ile seçkin, Hz. Eyyüb ve Hz. Yusuf imtihan ve güzel sabır ile diğer peygamberlerden ayrılmaktadır.

Hz. Musa ve Hz. Harun aciz bırakma kuvveti, heybet ve ezici güç, kitap ve özel işaret ile seçkin; Hz. Zekeriya, Hz. Yakup, Hz. İsa ve Hz. İlyas ise zühd, ruhaniyet ve fedakârlıkta örnek olmuş peygamberlerdir.

Bunun gibi, helak edilen her bir birey ve kavim de diğerlerinden farklı özellikler taşıyan ve işledikleri fiiller bakımından insan nesli içerisinde o çirkinlikleri yapan ilkler olmaları vasfına sahiptirler.

Bugüne kadar birçok kavim helak oldu. Niye? Azdıkları için.

İlave birkaç örnek vermek istiyorum:

Âd Kavmi, Hud Aleyhisselam

Semûd Kavmi, Salih Aleyhisselam

Lût Kavmi, Lut Aleyhisselam

Şuayb Kavmi (Medyen Halkı ve Eykeliler), Şuayb Aleyhisselam

Kurûn-u Vustâ (Orta Nesiller): Firavun’un helak edilmesi veya Tevrat’ın indirilmesinden Hz. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve selleminin gönderilmesine kadarki zaman dilimi.

Sebe’ Kavmi (Seylü’l-Arim): Kur’ân-ı Kerîm’de iki sûrede Sebe’den söz edilir. Neml sûresinde (27/20-44) danışma meclisi bulunan bir kadın hükümdarın yönettiği Sebe’nin zengin ve güçlü bir ülke olduğu, halkının güneşe taptığı, Hz. Süleyman’ın bu melikeye elçi göndererek onu ve halkını müslüman olmaya çağırdığı, meseleyi barış yoluyla halletmeye çalışan melikenin Kudüs’e gidip Süleyman’la bizzat görüştüğü ve bu görüşme sırasında onun cismanî ve ruhanî gücü karşısında gerçek bir peygamber olduğunu anlayıp kendisine iman ettiği ve hâkimiyetini tanıdığı anlatılır. Tarih ve tefsir kaynaklarında Hz. Süleyman’ın onunla evlendiği veya Hemdân melikiyle evlendirip görevinde bıraktığına dair rivayetler yer alır Adını bu toplumdan alan Sebe’ sûresinde ise (34/15-21) maddî refaha sahip güçlü Sebe toplumunun bunca nimete rağmen şeytana uyup Allah’a kulluktan yüz çevirdiği ve bu sebeple büyük bir sel felâketiyle (Arim seli) cezalandırıldığı, verimli arazilerinin çorak topraklara, türlü nimetlerin mahrumiyetlere dönüştüğü belirtilmektedir. Tarihçiler, seddin yıkıldığı zaman hususunda milâttan önce IV. yüzyıl ile milâdî VI. yüzyıl arasında değişen tarihler vermektedir. Bu farklılık felâketin muhtelif zamanlarda tekrarlanmış olmasıyla da açıklanabilir

Gazap konusu, kıssalar olarak bilinen pasajlar içerisinde yer alır. Bu açıdan kıssaların en önemli konusu, gazapla ilgili hadiselerdir. İlk muhatapları, Kur’ân-ı Kerimi inkâr ederken “eskilerin masalları” (En’âm 6/25) nitelemesinde bulunmuşlardı.

Günümüzde de Kur’ân-ı Kerimi inkâr edenlerin bu sebeple İslam’a en fazla saldırdıkları konu kıssalar olmuştur. Bu saldırıların bilimsel ayağını oluşturan müsteşrikler ve İslam dünyasındaki uzantıları, zihinlerde Kur’ân-ı Kerim kıssalarıyla ilgili şüpheler oluşturmak, kıssaları gerçekleşmemiş hikâye türünde fanteziler olarak sunmak için büyük gayretler sarf etmektedirler.

Kıyamete kadar yaşayacak tüm insanlar içerisinde “Allah Teâlâ’nın emir ve yasaklarına karşı gelen, küfür ve şirkte, zulüm ve azgınlıkta ısrar eden toplumların sonunun, önceki milletlerin akıbetinden farklı olmayacağı" bu pasajların ana temasıdır.

Özetle söyleyecek olursak, gazap konusunu içeren ayetlerin yer ve zaman unsuru ön plana çıkartılmaksızın, bahsettiği kimselerin karakterine vurgu yaparak Kur’ân-ı Kerim’de çokça tekrar edilmesi; sonraki muhataplarını, Allah Teâlâ’nın sünnetinin benzer durumlarda aynı şekilde işleyeceğinden haberdar etmek ve böyle bir duruma düşmemelerini sağlamaya yöneliktir.

Kâinattaki en dehşetli felaketi oluşturan gazap ve gazabın sonucu olan azapla helak, Yaratıcı’nın insanlık tarihi boyunca çok az uyguladığı ve insanlar tarafından şartları oluşturulduğu takdirde, her defasında yeniden tekrar edecek bir ilahi kanun (sünnetullah)dur.

Herhangi bir şahıs ya da bir toplumun ilahi gazaba uğraması, uzun bir değişim sürecinin oluşmasıyla gerçekleşir. Bu süreç içerisinde Yaratıcı tarafından inkârcı azgınlara değişik ihtarlar gönderilir. Bu ihtarlar, Allah Teâlâ’ya olan isyan ve özellikle de Allah Teâlâ ile kendince savaş halindeki birey ve toplumlara, büyük bir felaketin yolda olduğu haberini iletir. Gerekli mesajı alıp, dinî mukaddesatla savaşmaktan vazgeçen ve hâşâ ilahlık iddiasında bulunmaktan, bozgunculuk ve zulüm yapmaktan sakınan kimseler, ilahi kanun gereği kendilerini gazaptan korumuş olurlar.

Helak Edilen Kavimler ve Helak Sebepleri

NUH (A.S.)'IN KAVMİ

Nuh kavmi Allah’a ve Peygamberine isyan etmeleri, zulme, küfre ve günaha dalmaları sebebiyle helak olmuştur.

AD KAVMİ

Ad kavmi, Allah’ın verdiği nimetlere nankörlük etmeleri ve peygamberi yalanlamamaları, inkar ve isyanları sebebiyle helâk edilmişlerdir.

SEMUD KAVMİ

“Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı. Allah’ın Resülü de onlara şöyle demişti: “Allah’ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun. Fakat onlar, onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onları” helak etti ve kendilerini yerle bir etti.”

LUT KAVMİ

Lut Kavmi : “Biz Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idiler, fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler”

FİRAVUN VE ONA TABİ OLANLAR

Firavun : "Halkı zulmetmekteyken helak ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır ( Hac, 22/45) Allah'ı, peygamberlerini ve âyetleri inkâr, Allah'a ortaklar koşma, isyan ve zulüm helak edilen kavimlerin ortak özellikleridir.

Her kavim için dünyada belirli bir yaşama süresi vardır. Bu süre geldiği anda geri bırakılmaz ve ertelenmez. Dünya üzerinde yaşamış olan kavimlerin helak edilmeleri, işledikleri şirk, küfür, isyan ve zulüm gibi günahları sebebiyledir. Allah kullarına asla zulmetmez.

Geçmiş kavimlerin kıssalarında insanlar için ibretler ve öğütler vardır. Helak edilen kavimlerin kıssaları da böyledir.

Çok uzun bir yazı oldu farkındayım ama bugün ders almamız gereken bir konu

İyi günler