59 yıldan beri kapısında beklediğimiz Avrupa Birliği , bir Hristiyan kulübüdür..

AB ülkeleri ve yandaşları 59 yıldan beri : Ahlakımızı bozmak için, sinema filmleri, Televizyon dizileri, iktidardaki hükümeti kullanarak kadınlarımızı kızlarımızı çağdaşlık adına soyarak çıplaklar kampına çevirmelerine rağmen Ezan okunduğu için halen bizi birliğe üye olarak almıyorlar.. almazlarda..

Çünkü Türkiye de halen Allah-u ekber diyen var, Ezan var, Kur’an-ı kerim var..

Hatırlayın 1980 sonrası Türkiye de Müslüman kadınlara karşı yapılan: Peçe olayları, baş örtüsü olayları ve AB İnsan Hakları Mahkemesine giden baş örtülü binlerce mağdur öğrenci ve hepsine ret veren AB Mahkemesi söz konusu Selahattin Demirtaş ve PKK olunca tutuksuz yargılayın serbest bırakın kararı veriyor..

Uyan Müslüman kardeşim uyan !

Uyan Müslüman uyan, AB bir Hristiyan kulübüdür.. Müslüman Türkiye’nin ne işi var orada..

Özet bir tarihine bakalım:

Batı uşakları bizim yöneticilerimiz hep şunu söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda uluslar arası konjonktürdeki gelişmeleri yakından takip etmiş ve OECD, NATO gibi uluslararası örgütlenmelerin etkin bir üyesi olmalıdır ,” diyerek baş vurdular..

Onlar ne dedi: Kadınlarınızın peçesini çıkaracaksınız, Kur’an-ı ezanı kaldıracaksınız !..

Bu doğrultuda, insanlık tarihinin en büyük barış projesi olarak nitelendirilen Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun (AET) 1958 yılında kurulmasından kısa bir süre sonra Türkiye, 31 Temmuz 1959'da Topluluğa ortaklık başvurusunda bulunmuştur.

Çok masum görülen hadise: Türkiye’nin altına dinamit koymaktı..

Avrupa Birliği ile Ortaklık Kuruluyor: Ankara Anlaşması

AET Bakanlar Konseyi, Türkiye'nin yapmış olduğu başvuruyu kabul ederek üyelik koşulları gerçekleşinceye kadar geçerli olacak bir ortaklık anlaşması imzalanmasını önermiştir. Söz konusu Anlaşma 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanmış ve 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türkiye gelen AB yardımları : Sanayi ve Kalkınma için değil, sosyal etkinlikler ve milletimizin ahlakını bozmak için kullanılmıştır. Danslar balolar, gezmeler , tozmalar için kullanıldı..

Bundan sonra : 1970 de 1973 , 1980 de ve daha sonrasında 2018 yılına kadar çeşitli anlaşmalara imzalar atılmıştır.. her atılan imza bizi AB köle yapmıştır..

AB Yolunda Kararlıyız: Tam Üyelik Başvurusu Yapılıyor...

1983 yılında Türkiye'de sivil idarenin yeniden kurulması ve 1984 yılından itibaren Türkiye'nin ithal ikameci politikaları hızla terk etmesi ile beraber, Türkiye'nin dışa açılma süreci başlamıştır. Böylece 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren dondurulmuş bulunan Türkiye-AET ilişkilerinin canlandırılması süreci başlamıştır.

Türkiye, 14 Nisan 1987 tarihinde, Ankara Anlaşması'nda öngörülen dönemlerin tamamlanmasını beklemeden, üyelik başvurusunda bulunmuştur.

Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz :” Türkiye AB bizim dönemimizde girecek” diye seçim sloganı yapmıştır..

1995 yılında tamamlanması için gerekli hazırlıklara başlanmıştır. İki yıl süren müzakereler sonunda 5 Mart 1995 tarihinde yapılan Ortaklık Konseyi toplantısında alınan karar uyarınca Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türkiye Artık Aday Bir Ülke...

Türkiye-AB ilişkilerinin dönüm noktası, 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki'de yapılan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'dir. Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'nin adaylığı resmen onaylanmış ve diğer aday ülkelerle eşit konumda olacağı açık ve kesin bir dille ifade edilmiştir. AB bize piknik yapmak , yeşili korumak adına hibe projeler sunarken geleceğimiz bağlamıştır..

Türkiye için hazırlanan ilk Katılım Ortaklığı Belgesi 8 Mart 2001 tarihinde AB Konseyi tarafından onaylanmıştır. Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer alan önceliklerin hayata geçirilmesine yönelik program v takvimimizi içeren Ulusal Program, 19 Mart 2001 tarihinde Hükümetimiz tarafından onaylanarak Avrupa Komisyonu'na 26 Mart 2001 tarihinde tevdi edilmiştir.

Katılım Ortaklığı Belgesi Avrupa Birliği tarafından, 2003, 2005, 2006 ve 2008 yıllarında tekrar gözden geçirilmiştir. Ulusal Program ise, 2003, 2005 ve 2008 yıllarında güncelleştirilmiştir.

Müzakereler Başlıyor...

3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg'da yapılan Hükümetlerarası Konferans ile Türkiye resmen AB'ye katılım müzakerelerine başlamıştır. Yine aynı gün bir basın toplantısı düzenlenerek Türkiye için Müzakere Çerçeve Belgesi yayımlanmıştır. Böylece, Türkiye ile AB arasındaki inişli çıkışlı ilişki, çok önemli bir dönüm noktasını aşarak yepyeni bir sürece girmiştir.

Katılım Müzakerelerinde mevcut durumda şu ana kadar 16 fasıl müzakerelere açılmış, bir tanesi geçici olarak kapatılmıştır.

AİHM ‘nin kararı bağlayıcıdır.. Biz imza atmışız..

Başörtüsü Mağdurlarının başvurusunu ret eden AİHM söz konusu terör ve tröstler olunca Türkiye mahkum etmektedir..

Türkiye artık uyanmalı: Topluluktan İngiltere çıkmak için Referandum yaptı, bizde bir referandum yaparak , zararın neresinden dönersek kar diyerek AB üyeliğinden zarara razı olarak çıkmamız gerekiyor ki, AİHM Türk hakim ve savcıları üye olarak kabul etmiyor , bizim hakkımızda mahkumiyet kararı veriyor..

Uyan Türk Milleti uyan, 1919 da silahla yapamadığını AB üyesi ülkeler , bugün satılmışların attığı imza ile kanunla , mahkeme kararı ile yapıyor.. AB üyeliği Türkiye’nin bitişi ve Müslüman kimliğimizi kaybettiğimiz gündür..

19 Mayıs‘larda kızlarımızı çırılçıplak ortaya çıkaran zihniyet emri AB den alıyordu.. bugün ne hale geldik artık uyanın ve görün ..

İyi günler..