Batılı tarihçilerin şu sorusunu duymayanımız yoktur  ‘’Türklerin bu topraklarda ne işi var’’

Sahiden biz Türkler Anayurdumuzu bırakıp bu topraklara neden geldik.

TV ekranlarının en çok seyredilen dizisi ‘’Diriliş Ertuğrul’’ nasıl da gururlanıyoruz Ertuğrul Bey ile. İçimiz kıpır-kıpır oluyor, gururlanıyor kendimize de pay çıkartıyoruz. İşte benim atammm. Eeee haksızda sayılmayız. Küffar Türk’ün önünde iki büklüm.

Süleyman Şah oğlu Ertuğrul Bey’in dirayeti damarlarımızdaki asil kanı nasılda kaynatıyor. Aslında Ertuğrul Bey’e karşı biraz da mahcubuz keşke babası Süleyman Şah’ın Türbesini bir-kaç defa taşımak zorunda kalmasaydık daha iyi olacaktı ama şimdi konumuz o değil.

Konumuz en başta sorduğumuz soru, bu topraklarda ne işimiz var. Atam Oğuzhan’ın soyundan gelenler tesadüfen mi bu toprakları yurt edindiler yoksa ilahi bir emri yerine getirmek için mi bu topraklara geldiler. En doğrusunu Allah bilir diyerekten bu ilahi sırrı Maide suresi 54. Ayetinde bulduğumuzu kabul ediyoruz. Ayette,  “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihat ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir” denmiştir.

Necip Fazıl’ın deyimi ile ‘’Allah’ın seçtiği kurtulmuş millet’’ Türklerdir ve Hakk ile batılın savaşı, yani İlahi Kelimetullah davası Türk milleti eli ile yürütülmüştür. Hakk ile batılın mücadelesinde hakkı üstün tutmak için bu topraklarda olduğumuzu unutmadan böylesine yüce ve ulvi bir görevi yürüten bu milletin her daim karşı güçlerin saldırılarına maruz kalması kaçınılmazdır. Bunları ne ad ile adlandırırsanız adlandırın ister haçlılar deyin ister siyonistler deyin isterseniz teröristler deyin hepsinin ortak amacı Türk milletini zayıflatarak yok etmek dolayısı ile islamın son ordusunu ortadan kaldırmaktır. Biliyoruz ki milli birlik ve beraberliğimize yönelik tehditleri ilk defa yaşamadığımız gibi son defa da yaşamıyoruz. İlahi emir omuzlarımıza verildiği günden beri ahvalimiz bu. Bu ahvali tersine çevirmek için dışarıdan medet ummak yersiz ve faydasız.  Bin yıldır bu topraklarda ve civar coğrafyalarda varlığımızı devam ettirip ayakta kalabildiysek bunun sırrı; gücünü gerçek manada milletten alan ‘’insanı yaşat ki devlet yaşasın’’ düsturunu ilke edinmiş devlet geleneğimizde aranmalıdır. Şu nokta iyi anlaşılsın ırkçılık yapmak gibi bir niyetimiz yok. Ölçümüz ‘’gaye Türk olmaksa; Türk Müslüman olduktan sonra Türk’tür’’ ölçüsüdür. Ülkücü Hareketin mensupları 27 Mayıs tarihini Ülkücü Şehitleri Anma günü olarak kutlamaktır. Kızıl Elma ülküsüne giden Turan yolunda Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır. Diyebilen Mustafa Pehlivanoğlu’ndaki  Allah sevgisini, 80 dönemi  öncesinde İstanbul Üniversitesi girişine kominist militanlar tarafından yazılan haşa "Muhammedin piçleri giremez" yazısını kanları ile silecek kadar yüreği peygamber sevgisi dolu olan Yusuf İmamoğlu’nu, işgal altındaki okulda komünistler tarafından kaçırılıp üç gün süren ve bisiklet pompasıyla ciğerlerine hava basıldıktan sonra 23 Kasım 1970 günü üçüncü kattan aşağıya atılarak bedeni paramparça edilerek şehit düşen Ertuğrul Dursun Önkuzu’yu, bakanlık dönemi Türk tarihinde kaçakçılığa karşı en şiddetli mücadelenin yürütüldüğü bir dönem olarak hatırlanacak dost ve düşman herkesin takdirini kazanmış Gün Sazak Bey’i, İzmir Ege Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi ve Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi Teşkilat Başkanı iken Bölücü Terör Örgüt mensubu teröristler tarafından Şehit edilen Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu, Kuruluşunda bizzat bulunduğum ve 3 yıl süre hizmet ettiğim Kütahya Ülkü Ocakları Dumlupınar Üniversitesi teşkilatında bölücüler tarafından şehit edilen Hasan Şimşek’i ve adını bu sayfalara sığdıramadığımız 5000 den fazla şehidimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Hayalleriniz Ertuğrul Gazi olmak olabilir ama onun idealleri ‘’bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır-toprak uğruna ölen varsa vatandır’’ diyen ülkücü hareketin mensuplarınca yaşatılmaktadır.

Taklitçiliği ve içi boş hayranlığı bir yana bırakıp TÜRK BİRLİĞİ, İSLAM BİRLİĞİ VE TÜRK CİHAN HAKİMİYETİ mefkuresini gerçekleştirebilmek için gençIiğimizi büyük bir savaş bekIemektedir. BozguncuIuğa, tembeIIiğe, ahIaksızIığa, cehaIete, yaIancıIığa karşı büyük bir savaş.