Kahramanmaraş siyasetinde bugüne kadar görülmeyen bir görüntü yaşanmaya başlandı.
7 Haziran Seçimleri sonrasında ortaya çıkan tablo, siyasi tarafların sinirlerini germiş olmalı ki; gereksiz söz düellosuna dönüştü.
12-13 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AK Parti’nin, son seçimlerde beklentisinin çok altında kalması ile birlikte tek başına iktidar olma şansını da yitirmesi doğaldır.
Çünkü toplumumuz her alanda süreğenlik karşısında bir tepki ortaya koyuyor.
Sporda, kültürde, ekonomide, diğer alanlarda sağlanan başarılar zaman içerisinde kanıksanıyor ve toplum olarak heyecanımızı kaybediyoruz.
Nitekim siyasette de bu böyle oldu.

**

7 Haziran Seçimleri, ülkemizde bu seyir içerisinde gerçekleşti.
12-13 yıl önce 6-7 yaşlarında olanlar bugün oy kullanma durumuna geldi ve elbette ki, siyasi tercihler de kendiliğinden yön değiştirdi.
Yeni nesil, yeni kuşak 10 yıl önceki gibi düşünmüyor.
10 yıl önceki çocukların oyuncakları ile günümüz çocuklarının oyuncakları farklıdır.
Olaya böyle bakmak gerekir.
Eğer 12-13 yıl iktidarda kalıyor; 3’ü milletvekilliği, 3 yerel yönetimler, 2’si halk oylaması, 1’i cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere 9 seçimden başarılı çıkıyor ve 10’uncu seçimde hayal kırıklığı yaşıyorsanız oturup düşünmeniz gerekir.
Bazı gerçeklerle yüzleşmek yerine sizinle ortaklık yapmak istemeyenleri suçlamak, başarısızlığı örtbas etmeye yöneliktir.
Ben böyle düşünüyorum.

**

AK Partili yerel yöneticiler, Kahramanmaraş’taki siyasi gerginliğin fitilini çeken taraf oldu.
Daha 15-20 gün önce hükümet kurmak için MHP ile yeniden görüşme olabileceğini dillendiren AK Partililer, MHP’den ‘hayır’ cevabını alınca adeta ‘donup kaldı’.
Ve, MHP’nin AK Parti ile koalisyon, azınlık, seçim gibi seçenekli hükümetlerine net bir şekilde ‘ben bu işte yokum’ demesi ile birlikte de ortalık birden gerilmeye başladı.
İl Başkanı Avukat Metin Doğan, 15 Ağustos’ta yapılan Onikişubat İlçe Danışma Meclisi Toplantısı’nda Kahramanmaraş’ta AK Parti ile MHP arasındaki söz düellosunu ateşleyen bir konuşma yaptı. Doğan, o günkü konuşmasında MHP Liderini eleştirdi.
Doğan’ın bu eleştirisine MHP Onikişubat İlçe Başkanı Mehmet Şeker’in cevabı gecikmedi. Aynı gün içiresinde yazılı bir açıklama yapan Şeker, Doğan’ı eleştirdi.
Fitil bir kere ateşlenmişti, söndürmek yerine fitil körüklenmeye başlandı.
Şeker’in karşı eleştirisine bu kez AK Parti Onikişubat İlçe Başkanı Avukat Ahmet Özdemir, cevap verdi.
Şeker, geri adım atmadı ve Özdemir’e cevap verdi.
İki parti yöneticileri arasındaki karşılıklı söz düellosuna bu kez AK Parti Milletvekili Mahir Ünal dahil oldu. Ünal, açıklamalarında MHP Lideri’ne ‘aldığın oy kadar konuşacaksın’ deyince Şeker yeniden karşılık verdi.
Anlaşılan dozu giderek artan söz düelloları şimdilik duracak gibi değil.

**

Burada bir gariplik var.
Eleştirilerin karşılıklı seviye içerisinde kalması gerekiyor. Ve bir de ‘eleştirilerin makam eşitliğinde yapılması daha güzel olur’ düşüncesi ben de ağır basıyor.
Yani, genel başkanı eleştirmek genel başkana düşer.
İl başkanına cevap vermek il başkanına düşer.
İlçe başkanları kendi eşitliklerinde eleştiri-cevap mantığını gütmelidir.
İl başkanı, genel başkanı eleştiriyorsa burada bir gariplik ortaya çıkar; ilçe başkanı il başkanını eleştiriyorsa yine bir gariplik vardır…
Metin Doğan, bir partinin il başkanıdır. Muhtemel ortaklık kurabileceği bir partinin genel başkanını eleştirmemeliydi. Diyelim ki, Metin Doğan fevri bir davranışta bulundu; ona karşılık vermek te bana göre il başkanına düşerdi.
Son olarak söz düellosuna dahil olan milletvekili de hepten yanlış yapmıştır, bana göre…

**

Şimdi ne olacak?
Karşılıklı söz düelloları devam mı edecek, yoksa bir taraf ‘ben haddimi aştım’ diyerek geri mi çekilecek?
Bu soruların cevabı yoktur.
Olmaz da, geri adım atan kaybeder çünkü.
Ama bu söz düellolarında da seviyeyi düşürmemek gerektiğini ifade etmekte yarar var; ama onlar her şeyi benim gibi ‘yoz’ vatandaştan daha iyi biliyorlar..
Hayırlısı…