Kuzey Irak’tan sonra şimdide kuzey Suriye. Sırada doğu cepbesin de  bekleyen ve 1915  olaylarını arkasına sığınan Ermenistan  var. Kürt, ermeni karışımı büyük Kürdistan.

Bölgedeki gelişmelere ve yaşananlara bakılırsa Kuzey ırak’tan sonra şimdi Suriye’de PKK kontrolündeki grupların, girişimlerin bayrak asmalarının sürpriz olmadığı anlaşılmakta.

Türkiye Kuzey Suriye’deki bu olumsuz oluşuma elbette kayıtsız kalmamalı. Ama burada asıl sorun şudur; ABD’nin bölgedeki bu oyununu Türkiye olarak bozma iradesi bizde var mıdır, yok mudur? Önce buna bakmak lazım. Bence oyun bozma iradesi bizde yoktur. Böyle bir iradenin bizde oluşmasına da ABD fırsat vermemekte.

Bu kesin. Zaten o nedenle özellikle son bir aydır Suriye konusunda başta ABD olmak üzere batılı müttefiklerle yürütülen diplomatik faaliyetin en hassas noktasını bu konular oluşturuyor. Türkiye bölgedeki hassasiyetini ABD başta olmak üzere meseleye taraf olan bütün ülkelere iletiyor, ama sonuç değişmiyor.

Türkiye, Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye’nin kuzeyinde PKK kontrolündeki Kürt grupların bir oldubitti yaratmasına kesinlikle müsaade etmemeli.

Bölgedeki etnik yapı içerisindeki kendisine zemin bulan kuzey Irak’ta yuvalanmış olan PKK varlığı ortada varken, bu sorun tamamen orta dururken, şimdide Suriye deki kargaşadan yararlanarak burada yeni bir üst kurmak isteyen terör örgütü, örgütleri varadır.

PKK’nın üs olarak kullandığı Kuzey Irak üzerinden Suriye’ye geçişinin engellenmesi mutlaka sağlanmalıdır. Bu geçişlerin önlenmesi Barzani inisiyatifine bırakılmamalı. Çünkü peşmerge Lideri Barzani denilen bu adam politik manevraları ile Türkiye’yi oyalamaktadır.

Aslında devam eden  Arap Baharı ile birlikte başlayan gelişmenin nereye kadar varacağı konusunda ABD dışında hiç kimsenin bir öngörüsü yok. Çünkü Orta doğuyu kasıp kavuran Arap baharının “yakıcı ve yıkıcı ateşini” yakanda Amerika Birleşik Devletleri’ de ondandır.

ABD’nin hazırlayım sunduğu ve uygulamaya koyduğu projeye göre, orta doğuda ve bölgede sadece rejimlerin yıkılıp değişmesiyle bitmeyeceği anlaşılıyor sürecin. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından cetvelle çizilen sınırların, oluşturulan sentetik devletlerin bir kısmı da belki bu sürecin sonunda tarihe karışacak.

Türkiye kesinlikle, bugüne kadar bu coğrafyada devlet kurma arzusunda olan ve bize çok acılar yaşatanlara asla müsaade etmemeli. Ulusal birliğimize zarar getirebilecek unsurları kesinlikle engellemeli, “Kürdistan” hayali “kuranlara aklı başında bir ders vermelidir.

Türkiye’yi terör konusunda sürekli oyalayan ABD “Suriye’de Özerk Kürt Bölgesi istemiyoruz” demesini asla inandırıcı bulmuyoruz.

Çünkü Irak savaşı sırasında ve sonrasında da benzeri açıklamalar fazlasıyla duymuştuk ABD’den. Sadece kendi çıkarlarını düşünen bu devlet, bölgede sorun ve sorunlar yaratmaya devam etmektedir.

Örneği ortadadır; ABD’nin Irak politikası halen hafızamızdadır. Yaşananlar göz önüne alındığına, Kuzey Irak’taki peşmerge, Barzani yönetimi artık bağımsız devlet kurma yolunda çok mesafe almışlardır.

Türkiye bu durumda ne yapmalı; Kuzey Irak ‘ta olduğu gibi Suriye’nin kuzeyinde 950 kilometrelik blok bir Kürt bölgesi oluşmasına izin mi? vermeli, yoksa Suriye’deki Kürt grupların yanlış adım atmaması konusunda  yaptığı uyarılarını daha sert ve çok ciddi mi? yapmalı…

Aslında Türkiye bölgesinde yaşana bu “kanlı” gelişmelerden çok etkilenmekte,maddi ve manevi zarar görmektedir.Ülke insanının bu gelişmeler karşısında psikolojisi bozulmaktadır.

Türkiye büyük bir ülkedir.Türkiye Cumhuriyetini kuran irade “Emperyalist” güçlerin uşağı asla olmamıştır.Hele hele oyunlarına hiç gelmemiştir.Bu büyük ülkeyi yönetenler bunu böyle bilmeli ve ona göre politika üretmelidirler.

 

ANLAYANA…

Komşumuzda kanlı savaş

Bizi sardı büyük bir telaş

Bu ülkede ekilirdi haş haş

Yetmedi mi ? Çektiklerimiz.

 

Kıbrıs’ı almıştı, Karaoğlan

Çevremizi sardı  karayılan

Sayenizde oldu, bütün bunlar

Yetmedi mi?  çektiklerimiz.

 

Komşularımızla bozuldu aramız

ABD, isterse gelir sıramız

Önümüze geleni döküp kırarız

Yetmedi mi? çektiklerimiz.

Ülkeyi  yönetmek kolay mı ?  Sandınız

Ne  marşımız kaldı, ne de andımız

Bedevi çadırı, oldu gecekondumuz

Yetmedi mi? Çektiklerimiz.